HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Bir Ayet ve Bir Yorum Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
savasen
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 24 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 331
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savasen

BİR AYET VE BİR YORUM VEYA KUR'ÂN’I ANLAMANIN İMKANI


ŞABAN KARATAŞ



Kur'ân-ı Kerim müslümanlar için hem bilim hem de iman objesi; müslüman olmayanlar için ise bilgi objesidir. Kendisini İslâm kimliği içerisinde gören bir ferdin, gerek fizik gerekse metafizik sahaya ilişkin epistomolojisini Kur'ân’a dayandırmadan oluşturmaya çalışması ancak anakronizm, paradoks veya patoloji gibi ödünç kelimelerle izah edilebilir bir nitelik arzetmektedir. Peki aradan geçen bu kadar asırdan sonra; dil, anlayış, algılayış ve her şeyden daha önemlisi dünya neredeyse tamamen değiştikten sonra; bugün yediden yetmişe bütün müslümanlar olarak bizim, Kur'ân’ı anlamamız veya Kur'ân’dan yararlanmamız mümkün müdür?

Bu soruya verilecek hazır cevaplar olduğunu bilmiyorum zannedilmesin. Neredeyse herkes, “Tabîî ki, alimler ilmî seviyelerine göre; halk da alimlerin açıklamalarına göre Kur'ân’ı anlarlar.” diyecektir. Keşke her şey temennilere göre gerçekleşse ama bu cevabın acele ile olmasa da fazla iyimserlikle verildiğini şu ayeti tahlil ederken hep birlikte göreceğiz. “İnananların hepsi toptan sefere çıkacak değillerdi. Ama her kabileden bir cemaatin dini iyice öğrenmeleri ve dönüp kavimlerine geldiklerinde, sakınmaları umuduyla onları uyarmaları için sefere çıkmaları gerekmez miydi?” Tevbe suresindeki bu ayetle ilgili olarak Süleyman Ateş bakınız neler söylüyor:

“Bu ayet, bir milletin savaş zamanında dahi ilmi faaliyetlerini sürdürmesini ve ilimle uğraşacak bir zümrenin görevlendirilip onların sadece bu işe tahsis edilmesini öngörmektedir. Öyle ya savaş yıllarca sürebilir. Bir milletin ayakta durabilmesi için, din adamlarının, ilim adamlarının bilgi, iman ve teknik bakımdan savaşan zümreyi beslemeleri gerekir. Zaruret olmadan yetişmiş elemanların, din ve ilim adamlarının savaş alanına götürülmesi doğru değildir. Onlar cephe gerisinde çalışacaklar, bilgilerini ilerletecekler, milletin çocuklarına iman ve ilim aşılayacaklar, sanat öğretecekler, fabrikalarını çalıştıracaklar, maarifini besleyeceklerdir. Ancak bu suretle o milletin ordusu arkadan güç alır, azimle çarpışır. Bazı kimseler, İslâm’da din adamı olmadığını söylerler. İşte bu ayet onlara da cevaptır. Gerçi İslâm’da Allah ile kul arasında aracı yoktur, ruhbanlık yoktur ama din adamı, yani din işlerinde ihtisas sahibi kimselerin bulunması, bu ayet ile farz kılınmaktadır. Milletten mutlaka bir grubun bu işle görevlendirilmesini bu ayet, kifaye olarak farz kılmıştır. Şayet cemiyet içinde dini görevleri öğretecek ve yönetecek hiç kimse bulunmazsa bütün cemiyet günahkar olur.”

Muhtemelen Ateş, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın yorumundan yararlanmış ve ayeti onun anladığı gibi yorumlamıştır.

Gerek Elmalılı gerekse Ateş’in yorumundan şu sonuçlar çıkmaktadır:

1.Herkes cepheye savaşa gitmek zorunda değildir; bir kısım insanın toplumun ihtiyaçları ve istikbali için cephe gerisinde kalması gerekir.

2.Bu ayet İslâm’da din adamı sınıfı olmadığını söyleyenlere en iyi cevaptır. İslâm’da din işlerini deruhte edecek görevliler olmalıdır.

3.Fıkıh tahsili Allah yolunda cihat gibidir.

Her iki müfessir de bu ayete ideolojik yaklaştıkları için isabet kaydedememişler; çünkü Kur'ân tefsirinde hayatî derecede mühim olan, ayetlerin indiği ortam ile ayetlerin iniş gayesi arasındaki ilişkiyi kuramamışlardır. Birkaç açıdan konuyu tahlil etmekte yarar bulunmaktadır:

1.Eğer bu ayet savaşa iştirak edecek veya etmeyecek fertleri konu ediniyorsa, ayetin birinci muhatapları olan Hz. Peygamber ve ashabı için hiçbir önem taşımamaktadır. Hz. Peygamber ve onun güzide ashabı düşmanla savaşırken; geride kalanlar kimden ne öğreneceklerdir? Bu konu ile ilgili olarak özellikle Tebük Savaşı’na katılmayan üç büyük sahabinin başına gelen dramın hatırlanması konunun anlaşılması için bir fikir verecektir.

2.Kur'ân ayetleri içine Fıkıh ilmini sokmanın ne manası var? Kur'ân’ın indiği dönemde böyle bir ilim var mıydı? Özellikle Elmalılı gibi bir tefsir aliminin “Tefakkuh”tan “Fıkıh” veya “İlm-i Din” çıkarmasını akıl-izân almıyor?

Başka itirazlarda ileri sürülebilir fakat biz bu ayete ilişkin daha tutarlı bir açıklama bulma gayretimizi öne alıyoruz. Yeri gelmişken ifade edelim ki, Mısırlı alim Muhammed Ahmed Halefullah ( ö. 1998 )’ın açıklamaları bu ayet üzerindeki sis perdesini aralamaktadır . Bizim bu ayete yaklaşımımızda Halefullah’ın önemli bir katkısının olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.

1.İslâm dininin Arap yarımadasına hızla yayılması nedeniyle, buralarda dini öğretecek uzman kişilere olan taleplerde patlama meydana gelmiş; gönderilen görevliler nedeniyle Medine’de Hz. Peygamber’in çevresinde bir zafiyet riski ortaya çıkmıştı.

2. Hz. Peygamber’in çevre kabilelere uzman insan göndermesi çok tehlikeliydi. İslâm’a yönelik sempatinin yanında düşmanlık da ivme kazanmıştı. Özellikle Bi’r-i Ma’ûne veya Racî vakıası gibi trajediler Hz. Peygamber ve diğer müslümanların ruh dünyasında kanayan yaralar açmıştı.

3.Müslüman olan kabilelere mensup insanlar gerek münferiden gerekse heyetler halinde Medine’ye akın ediyor; burada geçici de olsa yerleşiyor ve zengin-yoksul bütün gelen gidenleri ağırlamak Hz. Peygamber ve onun yakın çevresine düşüyordu.

4.Medine’ye akın eden insanlar, kendi iş ve uğraşlarını bırakıyorlardı. Bu durum tabîî olarak bölgenin istikrarı ve her alanda güçlenmesi açısından bir zafiyet sebebiolabilirdi.

İnsanların müslüman olması, onlara ekstra bir zahmet getirmişti . Ayet-i Celîle böyle bir ortamda nazil olmuş ve muhtelif kabilelere mensup müslümanların, gerek merak gerekse İslâm’a dair bir şeyler öğrenmek üzere ferdî veya heyetler halinde kendi bölgelerini boşaltıp Medine’ye yığınak yapmalarına veya Hz. Peygamber’in her tarafa uzman öğreticiler göndermesine gerek olmadığını vurgulayarak alternatif bir uygulamayı yürürlüğe koymuştur: Çevre veya uzak kabilelere mensup yeni müslümanlar veya İslâm’a dair bir şeyler öğrenmek isteyen diğer kabileler örgütlü davranacaklar; kendi içlerinden ehliyetli temsilciler seçerek bunları Medine’ye gönderecekler, bunlar Hz. Peygamber’le görüşecekler, İslâm’la ilgili hak ve sorumluluklarını öğrenecekler; zamanı geldiği zaman da kabilelerine dönerek olup biteni ve bildiklerini temsilcisi olduğu insanlara anlatacaklar.

Bu uygulama ile bireyin yerine grup konulmakta ve bu şekilde bireysel değil, toplumsal bir önderlik gerçekleşmektedir. Hiç kimse şüphe edemez ki, özellikle de yeni davetin hareket alanında, toplumsal önderlik bireysel önderlikten çok daha üstündür. Özellikle de içerisinde radyo ve televizyon gibi iletişim araçlarının bulunmadığı bir zaman diliminde, bir grup insana tebliğ edilirken, davetin toplumsal eylem olarak sunulması bireysel bir eylem olarak tebliğ edilmesinden daha kuvvetlidir. Yeni davet yolunda çalışan, bizzat içerisinden geldiği ve onunla yakınlık, akrabalık ve aynı vatanı paylaşma bağlarıyla bağlı olduğu topluluk içerisinde görevini yapan grup, davetin başarıya ulaşmasında, durumu ne olursa olsun tek bireyden daha güçlü ve etkin olur.

Dışarıdan tebliğ için gelen kişi, insanların onunla, onun da bu insanlarla kaynaşması/tanışması ve güven duygusunun oluşması için, uzunca bir zamana ihtiyaç vardır. Bu işler herhangi bir çevrede yetişen, aile ve aşiretinin geçimini düşünmek zorunda kalan bir kişi ile hiçbir zaman gerçekleşemez. Davetçi ile davet edilenler arasındaki bağ, tarih boyunca ortaya çıkan ilahi mesajlardan bahsetmek suretiyle, Kur'ân'ın uzunca temas ettiği meselelerdendir. Gönderilen her peygamber içerisinde büyüdüğü ve yetiştiği topluma gönderilmiştir. Muhammed (s)'den başka hiçbir peygamber bütün insanlara gönderilmiş değildir. Gönderilen her peygamber kendilerine açıklamalarda bulunmak için kendi toplumunun diliyle gönderilmiştir. Bu kuvvetli bağ, peygamberi, kendi kavminin hidayeti için daha itinalı olmaya sevk etmektedir. Yoluna bir takım engeller konulduğunda ve bazı problemlerle mücadele etmek zorunda kaldığında, peygamberin kalbine ümitsizlik girmemekte ve o daveti yayılıp amaçları gerçekleşene dek yoluna devam etmektedir.

Ayet "onlardan her bir cemaat için bir grubun sefere çıkması gerekmez miydi?" demektedir. Bundan anlıyoruz ki, istenilen, her bir yerleşim birimi veya insan topluluğu ya da cemaat için, kendilerine mensup fertlerden müteşekkil bir grubun veya topluluğun sefere çıkmasıdır. Bu grup ya kendiliğinden veya seçim için vazedilen bir takım şartlara uygun olarak diğer fertlerin seçimiyle ortaya çıkabilir. Bahsi geçen bu grup dini iyice incelemek/anlamak, yani asli vatana ve liderlik merkezine yeni davet için gitmek üzere yola çıkıyorlardı. Burada dini anlamak (tefakkuh) kesinlikle fıkıh kitaplarını araştırmak anlamına gelmiyor. Çünkü Peygamber devrinde bu tür kitaplar mevcut değildi. Bu kitaplar daha sonra, iki asır sonra sonra ortaya çıkmıştır. Burada anlamak (tefakkuh) eylemi, kendisine nazil olan ve vahyedilen Kur'ân'a çağırmasına istinaden, Hz. Muhammed'in davet ettiği İslâmî sistemle alakalıdır. Anlama sadece, Kur'ân'ın kendisine çağırdığı konularda, ince bilgi ve derin anlayış sahibi olmak demektir. Kur'ân insanlara hidayet için gönderilmiştir. Kur'ân zararlı her şeye savaş açmış ve faydalı her türlü şeye davet etmiştir.

Bütün bu açıklamalardan sonra, yukarıda Kur'ân’ı anlamanın imkanıyla ilgili olarak sorduğumuz soruyu hatırlayalım. Tabîî ki, Kur'ân anlaşılmak için inmiştir ve onun “tenzîl” niteliği, Allah’ın insanlığa “tenezzülü”nü yansıtmaktadır. Kur'ân bir yandan tenzîl olunurken yani indirilirken, aynı zamanda da idrakimize indirgenmiş bir kitaptır. Ancak, bu teorik tespit bizim yapacağımız çalışmalarda öldürücü ve tembelleştirici bir afyon fonksiyonu icra etmemelidir. Madem ki Kur'ân, bir müslüman için hem bilgi hem de iman objesidir, o halde hiç olmazsa diğer kitaplar kadar ciddiye alınarak okunmaya değmez mi?


Dipnotlar:

1-Tevbe 9/122

2-Ateş, Süleyman, Kur'ân-ı Kerim ve Yüce Meâli, İstanbul, ty, s. 205

3-Bkz: Yazır, Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul, 1979, c. 4, s. 2644.

4-Nitekim Elmalılı Mealini sadeleştirenler, müfessirimizin “Fıkıh tahsil etsinler...” ifadesini, “dinde derinleşsinler...” şeklinde sadeleştirmişlerdir. Bkz: Yazır, Muhammed Hamdi, Kur'ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli (Sadeleştirenler: M. Sadi Çöğenli ve Nevzah H. Yanık), İstanbul, 1996, s. 205.

5-Bkz: Halefullah, Muhammed Ahmed, el-Kur'ân v’es-Sevratus-Sekafiyye, Kahire, 1974, s. 57-61.

6-Benzer mütalaalar için bkz: Derveze, Muhammed İzzet, et-Tefsîru’l-Hâdîs, Kahire, 1963, c. 12, s. 239.



__________________
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir.
Birbirini anlamayan...
Can Yücel
Yukarı dön Göster savasen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savasen
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats