Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
AKİK KARDEŞİN SİTESİNDEN AKTARDIĞIM(TABİKİ ORAYA DA BAŞKA YERDEN TRANSFER) BU YAZININ DEĞERLENDİRMESİNİ TAKDİRLERİNİZE BIRAKIYORUM:
Başörtülü Hanımefendi Kardeşlerime Açık Mektup
Bismillâhirrahmânirrahîm
Esselâmu Aleyküm,
Muhterem Başörtülü Hanımefendi Kardeşlerim,
Bendeniz İlahiyat Fakültesi mezunu, evli ve üç çocuk babası bir
kardeşinizim. Hergün binlerce insanın geçtiği işlek bir yol üzerinde
bir dükkanım var. Bu yüzden birçok farklı insan görüyor ve yine birçok
insanla görüşüyorum.
Sizlere bu mektubu yazmamın sebebi hergün gördüğüm insanların
içinde yer alan yüzlerce başörtülü kardeşimin bazılarında tesbit
ettiğim giyinme yanlışları hakkında sizleri uyarmak istememdir.
Buna cür`et etmemin sebebi de Yüce Rabbimiz Allah`ın şu ayeti ve önderimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam'ın şu sözleridir:
*-"Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir
topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Al-i İmran Suresi
Ayet 104)
*-"Sizden birisi bir kötülük görürse onu eli ile değiştirsin, buna
gücü yetmezse dili ile değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbi ile bu
durumu kötü görsün; ki bu da imanın en zayıfıdır." (Hadis-i Şerif)
*-"Ya iyiliği emreder, kötülüğü menedersiniz; ya da başınıza Allah`tan gelecek bir musibeti beklersiniz." (Hadis-i Şerif)
*-"Muhakkak ki din nasihattır." (Hadis-i Şerif)
Muhterem Kardeşlerim,
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bazı İslâm düşmanlarının
iftiralarının aksine bu din, kadını hor gördüğünden değil; tam aksine
onu herkesin istediği şekilde göremeyeceği nadide bir mücevher gibi
kabul ettiğinden, onu kem gözlerden korumak istediğinden yani ona değer
verdiğinden dolayı örtünme emrini getirmiştir. Şu bilinmelidir ki
İslâm`dan başka hiçbir sistem, hangi inançtan olursa olsun, sonuçta
bütün insanların ulaşmak istediği en değerli yer olan Cennet`i,
"anneler`in ayağının altında" kabul edecek kadar; "Sizin en iyiniz
kadınlarına karşı en iyi olanınızdır." ilkesini getirecek kadar ve
doğum sırasında ölen kadını "şehid" kabul edecek kadar kadınlara değer
vermemiştir.
Başörtüsü ve örtünme emri, farz olduğu "müslümanlar" tarafından
kesin olarak bilinen bir emirdir; bu konuda hiç bir şüphemiz yoktur ve
müslüman hanımlar bu emri severek yerine getirirler. Çünkü onlar
Allah`ın ve Rasulunün emirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar ve "şiddeti
her tarafa yayılacak olan büyük bir günün azabından" korkarlar.
Biz müslümanlar için namaz, nasıl ki Peygamber Efendimiz
zamanından bu yana "müslümanların" hepsinin ittifak ve uygulamalarıyla
bu güne kadar gelmiş bir ibadetse; hanımların yabancı erkeklere karşı
örtünmesi de aynı şekilde müslümanların ittifak ve uygulamalarıyla bu
güne kadar gelmiş ve -Allah'ın izniyle- dünya durdukça da uygulanacak
bir inançtır.
Bu inancımızdan biz müslümanları hiçbir İslâm düşmanı uzaklaştıramadı ve yine - Allah'ın izniyle- kimse uzaklaştıramayacaktır.
Son senelerdeki başörtüsü tartışmaları; bazı bilgisiz, kötü niyetli
veya satılmış kişilerin yanlış veya kasıtlı yorumları halkımızdan bazı
kesimleri yanıltma ve sanki İslâm`da örtünme emri yokmuş gibi bir hava
estirme amacı gütmektedir. Birtakım yeni yetme ve "zamanın hâkim
güçlerine yaranarak birtakım menfaatler elde etme sevdalısı" İlahiyatçı
veya din adamı görüntüsündeki şahıslar dünyada tek akıllı kendileri
kalmış gibi Allah`ın ve Peygamberi`nin bu kesin emrini ilgili ayet ve
hadisleri kendi hevesleri doğrultusunda yorumlayarak yozlaştırmaya
çalışmaktadırlar.
Bu kişilere sormak gerekir: "Örtünme emrini (hâşâ) Peygamber
Efendimiz, sonra bütün Sahabe, sonra onların ardından gelen Müslümanlar
ve herbiri yüzlerce eser vermiş bütün İslâm alimleri ve sonra bütün
Müslümanlar yanlış anladı da; sizin gibi üç-dört uyduruk kitap yazmayla
ve zamanın hâkim güçlerine yağcılık yapmakla profesör olan, makam
sevdalısı yeni yetmeler mi doğru anlıyor(?)." Tabii ki hayır...
Hadi bir anlık bütün dînî emir ve kavramları bir tarafa bırakalım,
din diye birşey yok farzedelim; bu durumda bile başörtüsü bizim için
vazgeçilmezdir. Çünkü başörtüsü bizim örfümüzde, kültürümüzde,
tarihimizde kayıtlıdır, kazılıdır: İşte Anadolu Kurtuluş Savaşı`nda
kağnıyla cepheye mermi taşıyan başörtülü ninelerimiz, işte köyüne
saldıran düşmana satırla girişen Nine Hatunlar, işte örtüye uzanan bir
düşman eli sebebiyle Maraş`tan Güneydoğu Kurtuluş hareketini başlatan
Kahraman Maraş halkı ve işte "İstiklal Marşımızın yazarı" büyük şair,
büyük insan Mehmet Akif Ersoy ve onun iki dizesi...:
Başörtüsüne karşı duran bir Anadolu insanı bırakın dinine karşı
olmayı, kendi ülkesine ve kültürüne karşıdır demektir, bir zamanlar
Maraş`ta örtüye el uzatan düşmanla ,aman dikkat!, "ERMENİ DOSTU
FRANSIZLA" aynı safta demektir...
Öyle ise sen de bu yanlışa düşme; bir zamanlar namusuna, örtüsüne,
vatanına saldıran o düşmanla savaşan, bu uğurda kolunu, bacağını
kaybeden ve hatta şehid düşen atalarının kemiklerini sızlatma ey
Anadolu insanı, sızlatma ey Anadolu insanı:
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensin yatanı!
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı,
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı!
Evet değerli kardeşlerim, bu önemli girişin ardından tekrar esas konumuza dönelim:
Çok Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim,
Örtünme emrinin amaçları arasında siz değerli hanım kardeşlerimizi
kem gözlerden, hain bakışlardan korumak ve yabancı erkeklerin
dikkatinin üzerlerinize çekilmemesini sağlamak olmasına rağmen, bazı
kardeşlerimiz bu emri yerine getirmeye çalışırken yaptıkları hatalarla
bu amaçların tersinin gerçekleşmesine sebep oluyor ve maalesef
örtünüyoruz sandıkları halde örtünmüyorlar.
Bu durum da sizleri seven ve saygı duyan biz erkek din
kardeşlerinizi üzüyor. Çünkü siz bizler için çok değerlisiniz. Sizler
bizim ya anamız, ya bacımız, ya kızımız ya da hanımımızsınız. Bizler
sizin yalnızca Allah`ın emrini tutarak örtünmenizden dolayı sizlerle
gurur duyuyoruz, sizler bizim namusumuz ve Fatih`leri doğuran ve
doğuracak en değerli varlıklarımızsınız, bizler sizin saçınızın bir
telini bile esen rüzgardan sakınırız, kıskanırız.
Şimdi burada öncelikle konumuzla ilgili olan ve eğer müslümansak
bizleri bağlaması gereken, hanımların giyinmesi ile ilgili bir ayeti,
Peygamberimizin sözleri olan hadislerden birkaçını ve O`nun ocağında
yetişmiş değerli hanımı Hz. Aişe`nin iki sözünü sizlere hatırlatmak
istiyorum:
1- Ayet: "Mü`min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan)
korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları hariç,
zinetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar...
Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere
vurmasınlar..." (Nûr Suresi Ayet 31.)
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü`minlerin kadınlarına
dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve
incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır
esirgeyendir." (Ahzâb Suresi, Ayet 59.)
2- Hadis: Hz. Aişe`den rivayet edildiğine göre bir gün kızkardeşi
Esma ince bir elbise ile Rasulullah`ın huzuruna girmişti. Hz Peygamber
bunun üzerine hemen ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma!
Şüphesiz kadınlar erginlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden
başkasının görünmesi uygun değildir." Hz Peygamber bunu söylerken
yüzünü ve ellerini işaret etti. (Yani yüz ve eller dışındaki organların
görünmesinin uygun olmadığını belirtti.) (Ebu Davud Libas 31.)
3- Hadis: Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: "Ümmetimin son
dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların
başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez,
cennetin kokusunu bile alamazlar." (Ebu Davud Libas 125, Cennet 52.)
4- Hadis: Birgün Peygamberimiz bir arkadaşına Mısır`da dokunmuş bir
keten kumaş vermiş, yarısından kendine gömlek diktirmesini, diğer
yarısından ise hanımının giysi yapmasını istemiştir. Ancak daha sonra
şöyle buyurmuştur: "Hanımına git söyle altına bir gömlek diksin. Çünkü
vücut şeklinin ortaya çıkmasından korkarım." (El Kurtubî, El Cami`,
XIV, 156.)
5- Peygamberimizin Hanımı Hz. Aişe`nin Sözleri: Temim Oğulları
kabilesinden bir takım kadınlar Hz Aişe`yi ziyarete gelmişlerdi.
Üstlerinde ince giysiler vardı. Hz Aişe onlara şöyle dedi: "Eğer sizler
mü`minler iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer
mü`min değilseniz o zaman durum değişir."
Yine birgün onun huzuruna, ince başörtülü bir gelin getirilmişti.
Bunun üzerine O şöyle dedi: "Nûr Suresine inanan bir kadın bunu
örtünmez." (El Kurtubî, El Cami`, XIV, 157.)
6- Hadis: "Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın
diye bir topluluğun yanına giderse zinaya bir adım atmış olur."
(Tirmizi, Edeb, 35; Nesâî, Zîne, 35)
Şimdi sizlere bu mektubu yazma sebebim olan noktalara değinmeye
geçebilirim. Burada bazı hanım kardeşlerimizin özellikle yaz aylarında
düştükleri örtünme ve giyinme yanlışlarını madde madde sayarak sizleri
uyarmak istiyorum:
A- SOKAKTA GİYİLEN ELBİSEDE YAPILAN YANLIŞLIKLAR:
1- İçi gösteren astarsız ve ince gömlek, elbise, özellikle etek (şifon ve organze türü):
Bazı kardeşlerimiz sokakta dış elbise olarak, güneş ışığı veya
dükkanların ışıkları vurduğu zaman ve hatta ışık vurmadan bile içini
gösteren ince elbise veya ceket altı etek giyiyorlar. Bu da çok vahim
sonuçlara neden oluyor ve maalesef bazen içiniz görünüyor.
Kardeşlerimiz bu tavırlarıyla yukarıda saydığımız 2, 3, 4 ve 5.
hadislere aykırı davranıyorlar. Lütfen bu hataya düşmeyiniz.
2- Dar ve vücuda yapışan elbise, tişört ve gömlek:
Sokakta dış elbise olarak bu tür şeyler giyilince vücut hatları
belli oluyor ve erkeklerin dikkatini çeker bir hale geliyor. Bu tür
giyinişler de örtünme emrinin genel amaçları ile yukarıdaki 3. ve 4.
hadislerin emirlerine aykırı. Lütfen sokakta ve yabancı erkeklerin
yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri giymeyin.
3- İçi göstermese ve dar olmasa bile kumaşının türü sebebiyle
vücuda yapışan ve vücut hatlarını belli eden elbise ve etek. (Buzy,
ipekli türü vb.):
Bir üst maddedeki mahzurlar bu tür giyinişte de mevcut. Lütfen
sokakta ve yabancı erkeklerin yanında dış elbise olarak bu tür şeyleri
giymeyin.
4- Pantolon:
Bazı başörtülü hanım kardeşlerimiz dış giysi olarak beline kadar
bir üst elbise veya ceket giydiği halde belden aşağısı açıkta kalacak
şekilde altına pantolon, hatta bazen dar pantolon ve hatta ne kadar
acıdır ki bazen de bulucin giyiyorlar. Bu da vücut hatlarını belli
ediyor. Üstelik başörtülü bir hanımın böyle giyinmesi daha çok dikkat
çekiyor ve İslâm`la alakası olmayan insanların bile "Şuna bak bir de
başörtüsü takıyor!" demesine neden oluyor. Onların öyle demesi bir yana
bu tür giyinişler örtünme emrinin genel amaçları ile çelişki halinde.
Bir de bu tür bir giyiniş yukarıdaki 7. hadiste geçen Peygamber
Efendimizin, kadınların erkeklere benzemesini yasaklayan emrinin
sınırlarını zorluyor. Lütfen bu tür olumsuzluklara sebep ve bir erkek
giysisi olan pantolonu burada belittiğimiz şekliyle sokakta giymeyiniz.
5- Kısa kollu elbise:
Hayret edilecek bir şekilde son zamanlarda bu tür giyinişlere de
rastlıyoruz. Özellikle bazı genç hanım kardeşlerimiz de yaz aylarında
üstlerine delikli, dantelli veya saydam bir üst giyisisi alıyor ve kısa
kollu giyisisi bunun altından görülüyor. Oysa örtünme emrinin
gerçekleşmesi için kolların kapalı olması gerekiyor. Yukarıdaki 2.
hadiste Peygamberimiz, hanımların yabancı erkeklere karşı yalnızca yüz
ve ellerinin açık kalacabileceğini söylüyor. Lütfen bu noktaya dikkat
edin ve bu tür yanlışlara düşmekten kaçının.
6- Yırtmaçlı etek:
Anlaşılması çok güç ama bazı kardeşlerimiz de dış elbise olarak
altlarına yırtmaçlı etek giyiyorlar. Gene anlaşılması çok güçtür ki bu
yırtmaç bazen diz kapaklarına kadar bile çıkabiliyor.
Kardeşlerim! Böyle örtünme olur mu? Yanlış yapıyorsunuz! Yoksa son
zamanlardaki tesettür tartışmaları, televizyon ve tesettür defileleri
vs. bizlere temel bazı şeyleri, bazı değerleri unutturdu mu?
Kardeşlerim bu tarzda bir giyinmeyle ayete de hadise de, örtünme
emrinin amaçlarına da muhalefet ediyorsunuz. Tesettürlü bir
hanımınefendinin böyle bir giyiniş tarzı olamaz. Lütfen bu hataya
düşmeyiniz.
7- Manto ve pardesü türlerinden: a-)İçini gösterecek kadar ince,
b-)Vücut hatlarını belli edecek kadar dar veya ince, c-)Çok aşırı
süslü, d-)Çok dikkat çekici renkli (mesela kırmızı), e-)Uzun yırtmaçlı,
f-)Parlak deri, g-)Bele doğru daralan (Rus modeli):
Bu tür pardesü ve mantolar da dikkatleri üzerinize çekmenize veya
bazen vücut hatlarınızın belli olmasına sebep oluyor. Oysa örtünme
emrinin amaçları arasında bunları önlemek var. Lütfen pardesü ve
mantonuzun böyle olmamasına özen gösterin.
B- BAŞÖRTÜSÜ YANLIŞLARI:
1- İçini gösteren ince türde baş örtüsü:
Yine arkadan ışık vurunca ve hatta bazen vurmadan bile içini
gösteren başörtüler takılıyor. Bu durum da yukarıda 5. maddede Hz.
Aişe`nin söylediği gibi dinin bu emrine açık bir muhalefet oluyor.
Lütfen sokakta takacağınız başörtünüzü seçerken ve takarken içini
göstermeyecek kalınlık ve kalitede olmasına dikkat edin.
2- Boynu örtmeyen baş örtüsü:
Bu yanlış uygulamaya da oldukça çok rastlanıyor. Yalnızca çene
altında veya ensede bir düğüm atılınca boyun açık kalıyor ve yukarıdaki
1. ayette geçen "Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar" emri
gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzün ucunu boynunuzu da kapatacak
şekilde yakanızın üzerine sarkıtın.
3- Saçı tam örtmeyen, saçtan arkaya kayan ve saçın önünü dışarı çıkaran baş örtüsü:
Bu yanlışa bir üst 2. maddedeki gibi başını bağlayan kardeşlerimiz
düşüyor ve örtünme emri tam olarak gerçekleşmiyor. Lütfen başörtünüzü
güzel ve sağlam bağlayarak veya altına tülbent takarak kaymamasını ve
saçınızın hiçbir tarafının görünmemesini sağlayınız.
4- Aşırı süslü, dikkat çekici renkte (mesela kırmızı) ve yaldızlı başörtüsü:
Bu tür başörtüsü de dikkatleri ve bakışları üzerinize çekiyor. Oysa
ki bu sonuç örtünme emrinin hedeflerinden değil. Lütfen sade veya aşırı
süslü olmayan başörtülerini tercih edin.
5- Sarkan kısımları pardesü veya elbisenin içinde bırakılmak ve
boyun veya ense üzerinde düğümlenmek suretiyle iyice sıktırılan,
böylece başın veya saçın şeklini tamamen ortaya çıkaran başörtüsü:
Yukarıda saydıklarım kadar tehlikeli olmasa da bu uygulama
özellikle genç hanım kardeşlerimiz arasında oldukça yaygın. Hele bazı
kardeşlerimiz başörtülerini böyle bağlamakla birlikte bir de saçlarını
topuz yapıyor veya yukarıya doğru topluyorlar. Bu durumda başları 3.
hadiste geçen tabirle "deve hörgücü"ne benziyor. Takdir edersiniz ki bu
da çok dikkat çekici oluyor. Bu kardeşinizi dinlerseniz lütfen sokakta
başörtünüzün alt kısmını elbise ve mantonuzun içinde bırakmayıp ayette
emredildiği gibi yakanızın üzerine koyarak sarkıtın derim.
C-AKSESUAR VE AYRINTI YANLIŞLARI:
Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Bazı genç hanım kardeşlerimin kullandıkları;
-Özellikle nakışlı eşarp altı alın süsleri,
-Dış elbisenin üzerine giyilen çok süslü ve dikkat çekici delikli, dantelli, saydam veya çok parlak deriden ceketler,
-Cafcaflı ve parlak çantalar,
-Aşırı süslü, dikkat çekici, uzun topuklu veya çok yüksek tabanlı ayakkabılar,
-Tıbbî zorunluluğu olmayan ve gösteriş niyetiyle takılan güneş gözlükleri,
-Yukarıdaki 6. hadise aykırı olarak aşırı tarzda parfüm sürünme ve makyaj.
Çok Değerli Genç Hanımefendi Kardeşlerim!
Gençlik çağında olmanız sebebiyle güzel görünmek ve beğenilmek
istediğinizi biliyorum. Ancak inanın ki siz kardeşlerimin güzel olmak
ve beğenilmek için bu süslü şeylerin hiçbirine ihtiyacınız yok. Çünkü
sizin yüzünüzde Allah`ın verdiği bir nur var, sizin yüzünüzde
Peygamberimizin "İmandandır" dediği "Hayâ"nın yani utanmanın güzelliği,
berraklığı, temizliği var.
Bu güzelliği ve nuru siz göremeseniz de biz görüyoruz; siz
bilemeseniz de biz biliyoruz. Hatta öyle ki bu nurunuz bazı karanlık
odakları ve yarasaları da rahatsız ediyor... Bu güzelliğiniz, bu
nurunuz yıkılmak, yok edilmek isteniyor...
Kardeşlerim, tabii ki temiz, uyumlu ve size yakışanı giyeceksiniz,
tabii ki paspal olmayacaksınız. Temizlik ve düzen zaten bizim dinimizin
emirleri arasında. Ama bir müslümanın çoğu işinde olması gerektiği gibi
orta yolu kaybetmeyeceğiz. Bahsettiğim türlerde yanlış giyinerek dikkat
çekme sınırına geçmeyeceğiz.
Ve genç kardeşlerim şunu da bilin ki eğer evleneceğiniz erkek,
sizi sadece görünüşünüzden ve güzelliğinizden dolayı beğenecekse bu
durumun ileride sizin için bir felaket olma ihtimali vardır. Çünkü
güzellik birgün gidebilir veya birgün sizden daha güzel bir insan
çıkabilir; eğer o kişi sırf güzelliğinize bakıp da sizi tercih etmişse
böyle bir durumda sizden uzaklaşması ihtimali de yüksektir. Buna
karşılık beğenilmenizi ve tercih edilmenizi sağlayan sizin
temizliğiniz, sadeliğiniz, iç güzelliğiniz, hayânız, terbiyeniz ve
ahlâkınız olursa -Allah`ın izniyle- ömür boyu hiç bitmeyecek
güzellikler başlar.
Eğer imanlı ve dindar beyler istiyorsanız bu niyette olmanızı
tavsiye ederim. Çünkü sizi arayacak olan müslüman ve dindar erkekler de
Peygamber Efendimizin şu hitabıyla karşı karşıyadır ve ona göre hareket
edeceklerdir: "Kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, güzelliği, soyu
ve dini için. Sen dindar olanını tercih et..."
Kardeşlerim, bendeniz buna inandım, böyle yaşadım, böyle dua ettim,
böyle aradım ve Allah da bana tam istediğim gibi bir hanım
verdi...Umarım size de salih beyler nasib eder.
Değerli Başörtülü Hanım Kardeşlerim,
Bu söylediklerimi lütfen "İyi dost acı söyler." sözü çerçevesinde,
sizleri seven bir kardeşinizin uyarısı olarak alın. Benim kimseye bir
kastım veya ithamım yok. Allah ve Resulunu tasdik eden herkes
müslümandır. Ancak Allah`ın bir emrini yerine getirirken bunu doğru
uygulamak lazım; yoksa bilmeden zararlı çıkılabilir veya hedeflenen
fayda elde edilmez. Dediğim gibi sizler bizim için çok değerlisiniz.
Onun için bu kadar şey söyledim. Değerli olmasanız "hadi canım banane"
der geçerim. Ama bunu yapamıyorum, çünkü sizler bizim umudumuzsunuz.
Son olarak sizlerden iki ricam var;
Birincisi, lütfen kitap okuyarak veya alim insanların katıldığı
hanım toplantılarına katılarak, İslâmî radyoların programlarını
dinleyerek bilginizi artırın ve dinimizi doğru öğrenin, doğru
öğrenilmesini sağlayın. Dünya hayatınız ile ilgili bilgilerin yanında
ahiret hayatınız için de bilgiler öğrenin.
Benim burada anlattıklarım bazı yanlışlara dikkat çekmektedir,
sizin başörtüsü ve diğer meseleler ile ilgili bilmediğiniz bir konu
varsa ayrıntılı bilgi için güvenilir ilmihal kitaplarına başvurun ve
bilgiyi tam kaynağından öğrenin.
İkincisi ve en önemlisi; lütfen burada yaptığım uyarıları
tanıdığınız başörtülü arkadaşlarınıza da ulaştırın ve bunların mümkün
olduğu kadar çok insana ulaşmasını sağlayın ki bu yanlış uygulamalar
sona ersin.
Mektubuma burada son verirken hepinize en içten saygılarımı sunuyor
ve sizleri Allah`a emanet ediyorum. Umarım siz de bana dua eder ve:
"Allah`ım bu kardeşimize ilim yolunu nasib et, onun ilmini artır ve onu
sâlih kullarından eyle." dersiniz.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Başörtüsüne takılıp kaldık..Eller aya,biz yaya.Gerçi ay hikayeside suya düştü ama bu konunun altına şöyle bir söz yazmak güzel cevap olurdu bana göre."Ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır"
Selam,
__________________ FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
selam, müslüman kardeslerim bu konu bence yeterince aciklanmis olup,kapanmisdir. Nefislerimizin istedigi sekilde degil,kurani kerimin bizlere yeterince cevap verdigini iyi anlamakdayim ve düsünccelerimi ta Peygamber efendimizin zamanina kadar düsünüp,konuya aciklik getirmisdir bence. sitede gereken yerlerde basliklar ve hep ayni konuda bocalamak bence iyi degildir. Rabbim dileseydi basini kulaklarini yüzünü su sekilde kapatacaksin diye bizlere bildirirdi,tam detayli olarak. olmayan seyleri lütfen ilave etmeyelim.Aklimizi kullanalim. selamlarimla.
Bu konu bence yeterince aciklanmis olup,kapanmisdir.DEMİŞSİN
Ben de diğer katılımcıya
Sayın katılımcı...
İyi güzel hoş yazmışsınızda ...
Bu tarif ettiğiniz giysilerle kadınlarımız;
Nasıl denizlerde, dağlarda,mağaralarda, gölllerde bilimsel çalışmalar yapacak...
Nasıl denize girecek...
Nasıl veleybol, yüzme, atletizm v.s sporlarını yapabilecek...Diye sormuşum.Sen de Bu konu bence yeterince açıklanmış olup, kapanmıştır. Diyorsun. Bu soruları yeterince açıkla lütfen. Açıklamalarınız, hanif dostları tatmin ederse hep berabar kapatrız konuyu .Cevapsız duran sorular varken, bu konu kapanmıştır deyip, konu kapanırmı ? Taktirinize bırakıyorum.
selam, kardesim,siteyi yeterince incelmis olsaydin,bu sorunlar cikmazdi konularda gecen mesela Ailemle denize,oraya bir bak istersen Umarimki yardimci olmus oluruz. Ayet de gecen Avret yerlerini cözdünmü hersey ortaya acikca cikar. Elbette rabbim bizlerin deniz,spor gibi faiiliyetlere katilacagimizi biliyordu. Ben öyle düsünüyorum,ve yanilmadigimida iyi biliyorum. Ama en dogrusunu Rabbim bilir,demek.daha güzel. saygi ve selamlarimla.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma