Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
HAREMLİK-SELAMLIK UYGULAMASI ALLAH’IN BİR EMRİ DEĞİLDİR
Haremlik - Selamlık uygulaması Kur’andışı bir uygulamadır
Hiçbir Kur’an ayetinde Rabbimiz Haremlik-Selamlık uygulamasını emretmemektedir.
Bırakın emretmemeyi Rabbimiz hiçbir ayetinde bu mevzuya en ufak bir gönderme bile yapmamıştır. Durum bu olduğu halde nasıl oldu da bu cahiliyye adeti güzel dinimizin önemli bir ruknü gibi anlaşıldı?
Örflerin Dinleştirilmesi
Bu sapkın inancın dinleştirilmesindeki birincil etken birilerinin örflerini din sanmamızdır. Örflerin dinleştirilmesi bizim başımızın belasıdır.
Birilerinin kadına bakışını dinleştiren bizler kendi ellerimizle “erkek egemen” bir din yarattık. Bu erkek egemen dinde kadınlar ikinci sınıf yaratıktırlar. Bu dine göre Allah erkeği muhatap almakta ve ona seslenmektedir, din yalnız erkekler için vardır. Kadınlar yan unsurdurlar.
Bu “erkek egemen” din anlayışında kadın kapkara çarşaflara sokulur ama o kadının eşi yada kardeşi istediği tarz kıyafeti rahatça giyebilmektedir. Erkeğin adeta Tanrı olduğu bu dinde erkek kısa paça pantolonlu, kısa kolu gömlekli, spor ayakkabılı takılabilir ama kadın simsiyah bir çuvalın içine hapsolmak zorundadır. Bu bakış açısı erkeğin kıskançlığının mutlak referans alındığı bir bakış açısıdır.
Haremlik-Selamlık uygulamasının kökeninde hangi eğilimler var?
Erkeğin kıskançlığının, kaprislerinin ve hatta şehvetinin baz alındığı bir diğer uygulama da bu haremlik-selamlık uygulamasıdır.
Kur’andaki islam’da olmayan bu çarpık uygulamanın kökeninde ne var acaba? Erkeklerin birbirlerini cinsi sapık görme eğilimleri olabilir mi? Erkeklerin kendi arkadaşlarını, tanıdıklarını yada tanımadıklarını kendi kadınlarına her an yan gözle bakabilecek tıynette potansiyel sapık varlıklar olarak görme eğilimleri olabilir mi?
Bence Haremlik-Selamlık uygulamasının kökeninde erkeklerin birbirlerini potansiyel sapık görme eğilimi yatıyor.
Haremlik-Selamlık Uygulaması Hangi Ayete Dayandırılıyor?
Erkek egemen din anlayışının mensupları bu sapkın inançlarını Kur’ana dayandırmak istemişlerdir. Ama nafile… Kur’andaki islamda böyle bir şey yok. O halde bu zümre için çarpıtma yapmaktan başka bir yol da yok.
Şimdi Ahzab Suresindeki bir nasıl çarpıttıklarına ve böylece bu ayeti nasıl kendi anlayışlarına malzeme etmeye çalıştıklarına bakalım:
Perdeli Konuşmanın ve davranmanın haremlik-Selamlıkla Alakası Var mı?
AHZÂB 53. Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir.
Bu ayetteki “peygamber eşlerinden bir şey istediğinizde perde arkasından isteyin” emrinden yola çıkılarak haremlik-selamlığın Allah’ın bir emri olduğu hükmüne varılıyor.
Halbuki bu konunun Haremlik-selamlıkla uzaktan yakından alakası yok. Zira peygamberimizin arkadaşları Resulullahın evine geliyor, oturuyor, yiyiyor, içiyor. Bu husus bazen abartılıyor ve peygamberimiz rahatsız oluyor ama inceliğinden ötürü “artık kalkın gidin” diyemiyor. Eşleri de rahatsız oluyor. Birilerinin kalpleri eğriliyor ve ölümünden sonra peygamberin eşleriyle evlenmenin hesabı yapılıyor. Bu yüzden Rabbimiz bu insanları uyarıyor. Ve mecazi bir ifade kullanarak “peygamber eşlerinden bir şey istecekken perde arkasından isteyin” diyor. Ortada bir perde yok, perdeli davranış sergileme emri var. Haddini bilme, ayağını denk alma hususiyeti var. Peygamberin evine ve ehline saygı duyma gerekliliği var. Sözün özü perdeli konuşma ve davranıştan kasıt mesafeli duruştur.
Perdeli söz söylemek sadece peyganberimizin erkek arkadaşlarına has bir direktif değildir. Peygamberimizin eşleri de aynı uygun tavrı sergilemek mecburiteindedirler. Bu gerçek şu ayette bildirilmektedir:
Ahzab 32. Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maruz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
Ahzab 33. Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor.
Ahzab 34. Evlerinizde Allah'ın ayetlerinden ve hikmetten okunanları hatırlayın. Kuşkusuz, Allah Latîf'tir, Habîr'dir.
İşin bir diğer önemli tarafı da şu: Resulullahın eşleri öldü. Bu emirde açıkça peygamberin eşlerine sesleniyor. Allah “siz konum itibarıyle herhangi bir kadın gibi değilsiniz” diyor ve sadece onlara has, onları ilgilendiren emirler veriyor. İlkeler her ne kadar genelgeçer ilkeler olsa da bizzat muhatap peygamberin eşleridir. Rabbimiz zaten diğer birçok ayetinde peygamberimizin eşi olmayan, kıyamete kadar gelip geçecek olan hanımlara genel bir dil kullanarak seslenmektedir.
Bu açıdan da bu ayet haremlik-selamlık uygulamasına malzeme edilemez.
Haremlik-Selamlık uygulaması Kur’andışı bir uygulamadır
Erkek egemen din anlayışının aksine Allah’ın dininde haremlik-selamlık uygulaması yasaktır. Kur’andaki İslamda bu çarpık ve sapkın uygulamaya geçit yoktur.
NÛR 61. Köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: Babalarınızın evleri yahut annelerinizin evleri yahut kardeşlerinizin evleri yahut kızkardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan-beyan bildiriyor ki, aklınızı çalıştırabilesiniz.
Ayette görüldüğü gibi bizler akrabalarımızın evlerinde o evdeki tüm fertlerle birlikte yemek yiyebiliriz. “Amcanızın yada teyzenizin kızı yada oğlu varsa sakın aynı ortamda yemek yemeyin yani bulunmayın” denmiyor. Allah neden “hep birlikte” diyor? Neden buna özellikle vurgu var? Amcamızla, teyzemizle, halamızla birlikte yemek yememiz zaten doğal ama onların çocuklarıyla ve sair yakınlarıyla birlikte yemek yememiz yani bir arada bulunmamız da gayet doğal. Hatta arkadaşlarımızın evlerinde hep beraber, bir arada bulunmamız ve yemek yememiz de gayet doğal. Rabbimiz arkadaşlarınızın ve sizin eşleriniz ve kızlarınız bir yerdesizler de başka bir yerde bulununuz ve öylece yemek yiyiniz demiyor. Diyemez miydi? Ama dememiş? Demek ki Allah haremlik-selamlık uygulamasını emretmiyor hatta yasaklıyor.
Yemek konusu tabiki sadece bir örnektir. Allah burada bir örnekle neyin ne olduğunu bizlere bildirmektedir. Buradan anlaşılmaktadır ki bizler iş arkadaşlarımızla, okul arkadaşlarımızla, tüm tanıdıklarımızla hepbirlikte aynı ortamda bulunabiliriz.
İşin bir diğer tarafı da bu haremlik-selamlık uygulamasının aslında hiç de uygulanabilir ve hayata geçirilebilir bir uygulama olmadığıdır. İnsanın doğasına, toplumun şartlarına, yaşam koşullarına aykırı bir uygulamadır. İşte, okulda, çarşıda, pazarda, otobüste, minibüste her zaman hep birlikteyiz ve öyle de olmak zorundayız. Bu yapıştırılmış yada tutturulmuş uygulama ne akla ne mantığa ne de yaşam standartlarına uygun olmayan kıytırık bir uygulamadır.
Sözün özü haremlik-selamlık dinin değil örfün bir emridir. Bastırılmış duyguların neticesidir. Bastırıldıkça azacak dürtülerin tetikçisidir. Meselenin özünde erkeklerin kaprisleri ve birbirlerine çarpık bakışları yatmaktadır.
Saygılar
Erkek egemen din anlayışında ayetler nasıl şehvetlere kurban ediliyor?
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=974&PN=1
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=960&PN=1
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|