Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Evrime Karşı Hezeyan
Oysa, O sizi türlü merhalelerden geçirerek yaratmıştır.
Nuh- 14
Allah her hayvanı sudan yarattı.İşte bunlardan bazısı karnı
üstüne yürüyor,Bazısı iki ayağı üstünde yürüyor.Bazısı dört ayak
üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır,şüphesiz Allah her şeye gücü
yetendir.
Nur- 45
Bakın bu anlatacağım sahiden komik…
Seneler evvel, televizyonun sesini sonuna kadar kısarak ders
çalıştığımız gecelerden birinde, gözümüz ansızın ekrana kilitlendi zira
yaşlıca bir adamcağız önündeki panoya Darwin’in ve Marx’ın bol sakallı
birer resmini koymuş, elindeki ders sopasını hani mümkün olsa ekrandan
gözümüze sokacak gibi sallayarak, bir şeyler anlatıyordu.
Ortada matrak bir şeyler döndüğünü hemen sezerek, televizyonun
sesini açtık. Hem matraktı hem de inanılmazdı çünkü adamcağız hızını
alamamış ve bu konudaki cehaletini örtmek için panodaki resimler ile
dalga geçiyordu.
“Şunlara da bakın hele” diyor ve şöyle devam ediyordu ;
“Şunlara da bakın hele…Kendileri bu suratlar ile düpedüz maymuna
benziyorlar diye, hepimizin maymundan geldiğini iddia ediyorlar “
Sonra da birden heyecanlanarak resimlere doğru döndü ve; “ Sizsiniz maymun” diye haykırdı…
Allah’ım sen bize sabır ver..
Hatırlıyorum da; Bir ara da sokaklarda bir takım insanlar bu konuda
kitapçıklar dağıtırlardı. Oysa pek çoğumuz biliyorduk ki, bunların ilk
ortaya çıkışı, önce Batı kilisesine daha sonra yani yakın çağda da,
komünizme karşı din silahını kullanmaya başlayan Truman’ın
kontrolündeki bazı Amerikalı üniversite hocalarının hazırladığı
kitaplara ve bu okullarda gerçekleştirilen evrim karşıtı protestolara,
velhasıl ta 1950’li yılların Amerika’sına dayanıyordu.
Ve, bu münakaşanın en temel nedenlerinden birisi, tarafların kendi
ideolojilerini güçlendirme adına bilimsel çalışmalara yön vermesi ve
ideolojilerini mantıksal bir bütünlük içine oturtmaya çalışmaktı. Evrim
Teorisi de, aslında Tanrı’nın varlığı veyahut yokluğuna dair hiçbir
kesin önermeye sahip olmamasına rağmen, Sovyet Rusya ve diğer
demirperde ülkeleri tarafından sahiplenildiği için, tüm hezeyanı
komünizmin felsefi zeminini çürütmek olan, kapitalist cephe tarafından
tehlikeli arz edilmişti.
Velhasıl, Türkiye gibi olası bir komünizm tehdidinin yoğun biçimde
empoze edildiği ve bu nedenle Abd’ye yaklaşan ülkelerde de, hiçbir
mantıklı argümana sahip olmayan gizli bir kilise ve amerikan
propagandası yürütülmeye başlanmıştı. O nedenle, açıp mukayese
ettiğinizde o Amerikan yayınlarının kötü birer tercümesi olduğunu
kolaylıkla görebileceğiniz bu kitaplar da, sokaklarda insanlara haniyse
zorla satılmaya çalışılmıştı. Ucuzdu da…Ve 2 sayfada bir, insanın
maymundan gelmediği çünkü ilk bulunan insan fosilinin maymunlardan
önceki zamanlara ait olduğunun vurgulandığı ve okuyucularını geri
zekalı yerine koyan bu kitapçıkları, mizah dergisi niyetine okuyup
eğlenirdik biz de..
Gülerdik ancak ağlanacak halimize gülerdik.
Zira, konu hakkında hiç bir bilgiye sahip olmayan insanlar
tarafından, her nasılsa daima maymun ile özdeşleştirilen ve genellikle
insanın maymundan geldiğini söylediği yolunda bir iddiadan başka bir
şey olmadığı sanılan teori, aslında en basit izahı ile canlıların
jenerasyonlar ve zaman içerisinde ortam koşullarına uyum sağlayacak bir
şekilde değişime uğradığından bahsetmektedir..Ve biraz daha iyi
incelendiği zaman, bu adaptasyonun veyahut doğal değişimin özünde
Yaratıcının varlığını inkar edecek doğa yasaları yerine konulmadığı
anlaşılır.
Ve aslında biliyorsunuz ki; canlıların zaman içerisinde ortam
koşullarına uyum sağlayacak bir biyolojik evrim içinde yaratıldığı
fikri, Darwin veyahut Lamarck’tan yüzyıllar önce Müslüman alimler
tarafından telaffuz edilmiş idi.
Zaten biliyorsunuz ya da koyu bir taassup ile görmezden mi
geliyorsunuz bilmiyorum lakin, Kuran-ı Kerim ve hadislerden yola çıkan
önemli sayıda Müslüman alim, halihazırda türlü münakaşalara sebep olan
Darwin teorisinin üzerinde bazı argümanlar ile evrimci yaratılışı
öngörmüşlerdi bile.
Örneğin, 9.yy da yaşamış olan Basra’lı çok önemli kelamcılardan İbrahim Nazzam’a
göre, türlerin ve alemin ilk tohumu olarak yaratılan ilk varlık,
kendisinden sonra ortaya çıkacak olan varlıklara da kaynaklık etmiş ve
canlı türleri de, bir halden başka hale geçerek, kozmolojik bir evrimci
yaratılış meydana getirmişlerdir.
Yine başka bir Basra’lı alim olan Cahız, “Kitab’ül Hayavan”
isimli eseri ile hocası Nazzam’ın fikirlerini iyiden iyiye geliştirir
ve ilk basit türlerin evriminden silsilevi şekilde diğer canlı
türlerinin oluştuğunu ortaya koyarak, biyolojik evrim teorisinin
temellerini atar. Cahız, açık nokta bırakmayarak bugün mutasyon olarak
tabir ettiğimiz kavramı da detaylı olarak izah eder ve pek çok örnek
ile görüşünü temellendirir. Ona göre, kainatın hakimi Allah, kainatı ve
içerisindeki canlıları sürekli bir evrime ev sahipliği yapacak şekilde
yaratmıştır.
Yetmiş astronomi, yirmiden fazla matematik kitabına sahip olan ve eserlerinin toplamı yüzeliden fazla olan meşhur Müslüman alim Biruni
de, biyolojik evrimi savunan alimler arasındadır. Ona göre doğada
bulunan canlıların evriminin sahip olduğu eşsiz denge, Allah’ın
yarattığı hiçbir şeyde başıboşluğa ve tesadüfe kanıt olmadığının en
güzel delillerindendir.
İbrahim Nazzam, Cahız ve Biruni’yi destekler mahiyette bir evrimci
görüş ileri süren Müslüman alimlerden bir diğeri de, 12. yy da yaşamış
olan Endülüs’lü büyük alim İbn Tufeyl’dir. Alegorik
öyküler ve öykümsü anlatılardan yola çıkarak roman boyutlarına
olağanüstü eseri Hayy bin Yakzan’da, çamurdan insana dönüşen ilk
insanın oluş sürecinin belli bir zaman içerisinde gerçekleşmesini
muazzam bir dil ile anlatır.
Sıklıkla istifade ettiğimiz büyük üstad İbn Haldun da, Mukaddime’de yaratılışın esasında evrimsel bir sürecin rol oynadığını ifade eder.
Velhasıl, yazının hacmini zorlayacağından belirtmediğimiz lakin
biraz merak sahiplerinin kolayca öğreneceği üzere pek çok büyük
Müslüman alim evrimci bir yaratılışı savunarak, bu yönde tevillerde
bulunmuşlardır.
O nedenle, Hz Adem’den öncesine ister düşünürsünüz ister düşünmeyi
reddedersiniz bu sizin bileceğiniz iş lakin bizim meselemiz bu da değil
zaten...
Yahu bize ne Darwin’den… Darwin teorisinin muhatabı bizler miyiz ya
da bu bizim meselemiz mi ki, çok öncelikli başka bazı sorunları
görmezden gelerek ucuz tercüme kitaplar eşliğinde heyecana geliyoruz…
Ve neden asıl düşünülmesi gerekenler üzerine düşünmüyoruz da, evrime karşı suni bir ittifakı körüklüyoruz….
Hem bırakalım maymunu falan da, şunu soralım kendimize;
Sahi insan nerede artık ? Peren BİRSAYGILI
__________________ En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir.
Birbirini anlamayan...
Can Yücel
|