Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
YAZIMI
OKUMADAN ÖNCE SAMAN YOLU TELEVİZYONUNDA BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA SAYIN HAYRETTİN
KARAMANLA YAPILAN BİR KONUŞMAYI ÖNCE LÜTFEN YOU TUBE DAN İZLEYİNİZ, DAHA SONRA
AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYUNUZ. OZAMAN KONUYU DAHA İYİ ANLAYACAKSINIZ.
http://www.youtube.com/watch?v=gEruJ...aber_id=299341
Sayın Hayrettin Karaman hocanın
başörtüsü ile ilgili konuşmasını dinledim. Doğrusu ne derece haklı olduğumu
daha iyi anladım. İsterseniz ne demek istediğimden bahsedeyim. Konuşmayı
dinlediğimde hemen Rabbim in ayetlerinden bazıları geldi aklıma hatta peygamberimizin
hadislerini de hatırladım. Yaradan Enam suresi 38. ayetinde ne diyordu ( Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne
fazla yaptık.) Enam suresi 114.ayette de (Allah
size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir
hakem mi arayayım?) Ankebut suresi 51. ayette de (. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara
yetmiyor mu?) kamer suresi 22. ayetinde ise (Yemin
olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?)
diyerek bizleri kuran ın açık ve anlaşılır olduğu konusunda yemin ederek
anlatmaya ve ikaz etmeye çalışıyor Yaradan.
Bakın en önemlisi ne diyor Rabbim
(İsra suresi 89. ayet; Yemin olsun, biz bu Kur'an'da,
insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama insanların çoğu
inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.) Ayrıca tüm
sözlerinin tasdikçisi olarak ta Zühruf suresi 44. ayetinde ( Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız.) diyerek
bizleri asla ve asla ne şartta olursa olsun başka düşünce ve fikirlerin ardına
düşmemizi böylelikle önlemiş oluyordu. Şimdi gelelim Sayın Karaman ın
konuşmasına. Sözlerine başlarken dikkat etmişsinizdir Ben, benim gibi
düşünenler, bana inananlar, Allah resulü zamanında dört halife zamanında ve üç
nesil zamanındaki yaşamı örnek verdiği gibi bu devirlerde ulemanın yazdığı tüm
kitaplarda yazılanları söylüyorum diye başlamış sözüne Sayın Karaman. Şimdi
hemen düşünelim isterseniz hani Kuran sözcüğü burada, kuran göre düşüncesi yok
mu önceliğimizde. Yani sorumlu olduğumuz kitap a göre diye neden başlanmadı
söze dersiniz. Bir insanı yargılayan hâkim, yalnız ve yalnız önündeki geçerli
anayasanın emrettiği kitaba göre yargılar, ama Sayın Karaman ın verdiği
örneklerin hiçbirisi, anayasamız olan Kuran örneğine göre başlamıyor. Dikkat ederseniz kendi gibi
düşünenler peygamberimiz zamanında halkın giydikleri ve o günlerden bu günlere
gelen din ulemasının yazdıklarına göre diye anlatmaya başlıyor başörtüsü
tezini. Hani nerede bizlerin değişmez ve sorumlu olduğumuz Kuran anayasamız.
Hani Rabbim in bu kitapta ne bir eksik ne bir fazladır sözleri. Hani Kuran
ayrıntılı idi, hani kuran dışında hakem olmayacaktı. Karşımızda okunan kuran
hani bize yetecekti. Hani yaradan Kuran ı kolaylaştırmıştı. Ama biz kuran dan
bize öğretilenleri çıkaramayınca bir toplumun, bir ırkın yaşamına ve de
başkalarının yazdıklarına göre mi islamı yaşamamız gerekiyor. Hani Kuran a iman
nerede kaldı sizce. Hani Rabbim bu kitapta bizlere yemin ederek her şeyden
örnekler vermişti? Yaradan ben bu kitabı koruyorum onun için emin olmadığınız
bilginin ardına düşmeyin sorumlu olursunuz demiyor mu ayetlerinde? Kuran dışında takip etmemizi
söylediği yolların doğruluğundan ne kadar emin olabiliriz sizce? Bahsedilen
hadis bilgilerinde birisinde haram dediğini bir diğerinde haram değildir
diyebiliyor sizce bu yolmu doğruyu bulmak için seçilmeli? Elbette Kuran
dışından bilgi almalıyız ama Kuran süzgecinden geçirerek. Tam bu esnada sizlere
bir ayeti hatırlatmak isterim (. Maide Suresi 101 ayet;
Ey iman sahipleri; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran
indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetti. Allah
Bağışlayandır, Merhametlidir.) Bakın ne diyor Yaradan. Demek ki daha
önce emrettiği Kutsal kitaplarda olan bazı konular var şimdi olmayan. Ayetler
indirildiğinde şaşırabilir hatta hoşunuza gitmeyebilir diyor bazıları. Bunları
Rabbim affetti ve bağışladı kaldırdı diyor. Bunlar hakkında soracağınız varsa
Kuran indirildiğinde sorun açıklanır yoksa bir daha sormayın diye daha nasıl
açıkça söylesin sizce? Örneğin diğer kutsal kitaplarda kadın başını örtmelidir
diye açıkça yazılıdır diye örnek verilebiliyor. İşte size Rabbim in açıklaması
Kuran da bulamıyorsanız zorlamayla bu işler olmaz, eğer zorlarsanız kopar ve
gerçek İslam dan uzaklaşmış oluruz. Evet, bizlerin kuran ı
dinlemediğimiz çok açık. Ama kimleri dinliyoruz dersiniz? Doğrusu oda çok açık
ama söylemeye dilim varmıyor. Sayın Karaman sözlerinde, bu bahsettiği
kaynaklara göre tesettür vardır ve kadın başı buna yani tesettüre tabidir
diyor. Müçtehitlerinde bu konuda değişik düşüncelerin olduğunu söylemiş kimine
göre ayak açık kimine göre kolun açık olabileceği gibi açıklamalar yapmış.
Hatta ayakların istisna olduğunu da özellikle belirtiyor. Erkeğinde kadınında
tesettürü vardır kadının başı buna dâhildir diyor. Bunu da Kitap, sünnet, icma
ve kıyasla açıklıyor. Ayrıca verdiği çorap örneğinde Afrika’daki kadınlara
çorap giydirmenin de imkânsızlığından mantıksızlığından bahsetmiş. Yine kadın
tesettüründen bahsederken yüzün, ellerin örtünmesi konusunda her mezhebin ayrı
kabul ettiği açıklamasında bulunmuş. Dikkat edin hani Kuran ayrıntılı idi, bu
sözlere göre bu düşünceye göre demek ki değilmiş.(HÂŞÂ) Bunu kabul etmek Rabbim
in ayetini inkâra girer bunu dahi düşünemiyoruz. Karşısındaki sunucunun hangi
ayette var sözüne Nur suresindeki 30 ve 31. ayette olduğunu söylüyor. Tabi bu
ayette asla kadın başını örtmelidir demediği halde bu örnek veriliyor. Bu
ayette olduğunu söylemek yukarıda verdiğim ayet örnekleri ile asla bağdaşmaz.
Rahmetli Butto örneğini vererek bu şeklin yanlış olduğunu söylüyor, bu durumda
göğsün açık olacağından bahsediyor. Doğrusu ülkesine bu denli faydası olmuş ve
örnek bir insanın yaptığı aslında çok doğru olan bir giyimi yanlış diye
bahsetmesi üzüntü vericidir. Ben asla Sayın Rahmetli BUTTO nun göğsünün açık
olduğunu görmedim. Mekânı cennet olsun. Allah gani gani rahmet eylesin. Ayeti
açıklarken ilk bölümünde, başörtülerinin ucu ile göğsünüzü kapatın diyerek
anlatmaya çalışıyor ayeti. Daha öncede çok söyledik ama tekrar söyleyelim bir
kelimenin anlamını değiştirerek o ayette anlatılmak istenenlerin anlamını asla
değiştiremezsiniz. Düşünün bir an ( hımar)
kelimesinin başörtüsü olduğunu, bu ayette Rabbim göğsünüzü örtünüz diyor. Hani
Yaradan her şeyden örnekler vermişti, hani açıkça anlatılmıştı, eksik fazla
hiçbir şey yoktu? Şimdi lütfen kendinize şu soruyu sorun. Neden acaba Yaradan
kadın saçı namahremdir onun için kadın başını örtmelidir dememiştir?
Unutmuşmudur dersiniz (HÂŞÂ). Yaradan milyonda bir insanın başına gelecek bir
konu hakkında bile detay vermişken, örnek olarak aynı anneyi emen
sütkardeşlerin bile evlenemeyeceği örneğini yazarak bizlere aktarmış, sizce bu
kadar önemli bir konu hakkında neden açıkça söylememiştir dersiniz? Yaradan
ayetinde Rabbin asla unutkan değildir demiyor muydu? Neden bu soruyu kimse
sormuyor. Ama Sayın Karaman ve onun gibi düşünenler nede güzel açıklama
getiriyorlar sünnet, icma ve kıyasla. Kadın başını kapamalı erkek ise
kapatmamalıdır diye. Şimdi Sayın karaman ın bahsettiği
yoldan gidelim ve başörtüsü sorusuna cevap arayalım. Önce Kuran diyor zaten,
Kuran da bulamadığı içindir ki diğer yolları seçiyor. Gelelim sünnete yani
peygamberimiz zamanındaki yaşam biçimine. Evet, peygamberimiz döneminde tüm
kadınların hatta erkeklerin başı örtülüydü. Şimdide kendisinin verdiği örnekle
devam edelim araştırmamıza. Bu örtüyü özgür Müslüman kadınlar kullanabiliyordu
diyor, peki özgür olmayan Müslüman kadınlar ne olacak. İşte bakın bu yolla
gittiğimizde doğruya varamıyor hatta birçok soruları kendimize sormaya
başlıyorsunuz. Devam edelim günümüze kadar
gelmiş mezhep imamlarının yazdıkları kitaplara bakalım. Bu kitaplarda birinde
helal olan diğerinde haram oluyor. Hatta kendi izahında bile kapanacak yerler
değişmiyor muydu mezheplere göre? Kime göre iman edeceğiz sizce, kesinlikle bu
Allah emridir diyebilecek miyiz? Burada da birçok sorularla karşılaşıyoruz,
demek ki bu yolda emin değil. Daha sonra hangi bilgiyi kıyas edip karara
varacağız, araştırmamızda birçok sorularla karşılaştık. Demek ki kıyas da
yapmamız mümkün değil. Size bir örnek vermek istiyorum. Bir insanın ölçülerini
nasıl alırsınız elbise dikmek için? Elbette herkesin kabul ettiği bir ölçü
birimiyle. Bu adamın elbisesini dikerken boyu şu kadar karış eni şu kadar karış
gelir diye tahmini bir elbise dikebilirmisiniz? Elbette hayır. Belki dikersiniz
ama o kişiye uyabilme şansı çok düşüktür. Akıllı bir insan işi şansa bırakmaz
alır eline metreyi ölçer ve elbiseyi öyle diker. İşte İslam ın ölçüsü de Rabbim
de söylediği gibi yalnız ve yalnız KURAN dır. Eğer yukarıda söylenen ölçülerle
doğruya varmaya çalışırsak kesinlikle yanlış neticeye varırız. Kadının başının
örtülmesi ne güzel örnekle izah edilmiş, erkek çalışma hayatından dolayı başı
açık savunması yapılmış. Yaradan ın bu konu hakkında hiç söz etmemesine rağmen.
Yani Rabbim yalnız erkekler mi çalışsın da para kazansın demiş, kadınlara
yalnız evinde otursun çocuk mu doğursun demek istiyor bu sözüyle? İşte Kuran a
uymamanın insanların kafalarından hükümler koymanın neticesi. Lütfen iyi
düşününüz Arap erkeklerin o zamanda da, günümüzde de hala başı kapalıdır,
nedeni hem iklimsel hem de gelenekseldir. Demek ki çalışmayla ilgisi yokmuş.
Gelelim bahsedilen Ahzap suresi 59. ayete. Sayın Karaman ayetteki dışarı
çıktıklarında dış giysilerini giysinler dediği Rabbim in sözünü söyledikten
sonra dikkat ediniz (Baştan ayağa) diye
ayrıntıya giriyor, Rabbim ayrıntılı dediği ayetlerini nasıl sanki
tamamlarcasına, izah edercesine.(HÂŞÂ). Giysiden bahsederken dış giysiye
sanki çarşaf gibi diyerek yine nasıl bir kıyafet biçiyor Sayın karaman. Ayetin
devamını izah ediyor. Kuran da Rabbim şöyle demiş(Bu,
onların tanınmaları ve incitilmemeleri için.) diyor. Ama Sayın Karaman
sözleri ve verdiği örnekle nasılda yanılgıya düşüyor, nasıl mı devam edelim.
Dış giysiyi giymeleri yani başı dahi kapalı hatta çarşaf gibi dediği giysiyi giymelerinin
asıl nedeni cariyelerden ayrılmaları ve hür kadınlarla ayırt edilmeleri için
diyerek onların rahatsız edilmemesi ayrımını yapıyor. Sanki yalnız bu sebep
varmış iması veriyor ki buna birçok sebep sayabiliriz istersek. Ama dikkat
ediniz yaradan ın kullandığı kelimeye yüklediği anlam ve çizdiği kıyafet modeli
çok önemli Yaradan böyle söylememesine rağmen. Aslında bahsettiği sebepten de
olabilir, ben bu sebep yok anlamında tenkit etmiyorum asla. Elbette bu da
olabilir, ama bakın daha sonra yine Rabbim in söylettiği ama çok çok önemli
olan Sayın Karaman ın bir sözünü hatırlayalım (Peygamberimiz
zamanında başı açık tek bir hür kadın göremezsiniz) Bu sözüne canı
gönülden katılıyorum, doğrudur da ve tüm gerçeklerin anahtarı da bu sözde
saklıdır diyorum, anlayana aklını çalıştırana tabi. Şimdi Kuran ı düşünelim
Yaradan bu dini ve kitabı tüm iman edenlere gönderdiğini söylüyor, asla hür,
köle, cariye diye ayırım yapmıyor.
Eğer başörtüsü Allah emri olsaydı
acaba başta peygamberimiz, o zamanda Müslüman olan köle ve cariyelerin
başlarının açık olmasına izin verir miydi? Doğrudur o zamanda köle ve
cariyelerin baş örtmeleri kesinlikle yasaktı, nedeni de hür kadınlarla ayırt
edilmeleri içindir. Şimdi şu soruyu sormazlar mı acaba, başörtüsü iffet
ölçüsünden birisi ise Müslüman olan cariye ve kölelerden bu niçin esirgeniyor.
Müslüman olan Cariyeler ve köleler iffetsiz mi idiler peygamberimiz zamanında,
ya da onların iffete ihtiyaçlarımı yoktu? Tabii ki böyle bir soruyu dahi sormak
İslam a saygısızlıktır. Ama bizler bırakın bu soruyu sormayı bu insanlara
iffetsiz damgasını hiç farkında olmadan vurabiliyoruz. Elbette hem erkek hem de
kadın karşısındakini tahrik edecek şekilde giyinmemelidir, buraya kadar doğru
ama siz bu koşulların oluşmaması için Allah ın koymadığı bir sınırı ya da
kıyafeti asla koyamaz ya da sınırı belirleyemezsiniz, esas sorunda burada
zaten.
Başörtüsü konusunu, Kuran da var
derken her ne hikmetse izah etme ve detaylı açıklama gereği görülmüyor,
peygamberimizin hadislerinde var diyor Sayın Karaman. Ama hiçbir hadis
belirtmemiş nedense. Zaten peygamberimizin hiçbir hadisi de yoktur, kadın başı
namahremdir kadın kesinlikle başını örtsün diye. Çünkü ne diyor peygamberimiz
hadisinde; (Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık
gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah’a yemin ederim ki aleyhimde
tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kuran’ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal
kılmadım. Kuran’ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım.) ( Allah
bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara
yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de
unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.)
Konuşmanın sonunda verilen
örnekte çok ilginçtir. Başörtüsünün Üniversite öğrencilerinde çoğaldığı için
bir telaş var diyerek sanki doğruya yönelmenin delili olarak verilmiş. Ben 50
yaşındayım benim yaşım a yakın olanlar çok iyi bilirler ki 1980 öncesinde
ülkede terör estiren ülkeyi paramparça yapmaya çalışan, mahalleleri bölenlerin
en büyük çoğunluğu ve de planlayıcısı Üniversite öğrencileri idi. Hatta bunlar
televizyonlarda gösterildiğinde ne diyordu halkımız hatırlayalım isterseniz.
Yazık değil mi babalar, analar dişinden tırnağından biriktirdikleri ile onları
adam olsun diye Üniversitede okutuyorlar, şunların yaptıklarına bakın diyorduk
tüm halk olarak. Demek ki orada konuşmanın sonunda verilen örnek asıl
tehlikenin habercisi imiş söylenildiği gibi masum bir hareket değil. Evet, doğrudur günümüzde bu
tehlikenin boyutları büyüdüğünden dirki bir şeyler yapılmak isteniyor. Ama
doğrusunun bu olduğuna ben inanmıyorum. Elbette hiç kimsenin bu tür özgürlüğüne
karışılmamalı ama doğru olanında gerekli makamlarca Allah emri, Kuran emri
olmadığı açıkça anlatarak yapılmalıdır. Bunu kim mi yapacak? Evet, güzel bir
soru buna Diyanet bile inanmıyor da bu makam bile devlet eliyle mezhepleri
anlatıyor onun görüşünü savunuyorsa tuz misali bence işimiz çok zor. Tek
temennim Allah ülkemizi ve İslamı korusun. Halukgta
|