Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
:)
Erkeği de affetmiyorlar merak etmeyesin... Olmayanı, hiç olmamışı: sırf kendi acizlik ve küçüklüklerinden dolayı gerçek gibi gösterip, tımarhane delileri gibi, ''evet mi evet, doğru mu doğru'' diyerek gerçekliyorlar. Bu onlara kolay geliyor, oysa bunun ağırlığını sezmeleri gerekmez miydi? Bunun devamlılığını öğretilerin sağlamlığı hakkında duyulan sarsılmaz güvene bağlıyorum. Zaten körlük hemen her alanda. Misal vereyim, Etiyopya, Sudan vb. Bu adamlar o topraklarda, hiçbir dış etkenden olmasa bile kuraklıktan kırılıyorlar, dünyanın gözü önünde ve yıllardır.
Felsefesiyle, öğretileriyle, üstün ahlak(!) ilkeleriyle dünyaya sözde ders veriyorlar. Ama onlar, hala sürünüyorlar, ve başka İLLERE gidemezler, giremezler çünkü yeryüzü PAY edilmiş. Bu, milletlerin körlüğü. Bireysel açıdan bakarsak, birçok insan, acınmayı gerçekten hak edecek ince düşünceye ve merhamete layık gibi görünmüyor, bunlar gerçek ki suçsuz adamlar ancak bu suçsuzlukları birbirlerinin nazarında geçerli, oysa çoğu suçlu ve olmaya aday adamlar. Ne ağırlığı hissedebilecek vicdanı,ne kederi anlayacak gözleri, ne de öfkeyi ağırlayacak kalpleri var...
Her neyse, bir film önereyim.
http://www.dizifilmizle.org/ihtiyar-delikanli-izle.html
|