Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Andlarınıza bağlı kalın ve andın gereğini içtenlikle yapın - Hâfizû alâ’s salavâti ve salâti’l vusta (2:238)
Bu yorum gerçekten ayetlerin gelişine tam uygun düşüyor. Çok istifade ettim. Fakat, bir sonraki ayet, bu mantıkla nasıl yorumlanmalıdır?
Zira bir sonraki ayetten hemen sonra yine boşanma hukukuna geri dönülüyor.
Tercüme ile yorum elbette aynı şeyler değil. Bu bakımdan Bakara,238 ve 239 un nasıl anlaşılması gerektiği hususunda tartışalım, araştıralım derim.
Özellikle sevgili Hasan Akçay'dan bu husustaki tercüme ve yorumu dinlersek faydalı olacağı kanaatindeyim.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Eğer 2:239’daki ricâlen ev rukbâne MECAZEN her durumda demekse nikah hakkındaki 2:226-2:241 nci ayetler anlamca kusursuz bir bütünlük sergiler; dolayısıyla 2:238’deki salavat nikahta içilen andlar anlamına gelir.
Ama eğer ricâlen ev rukbâne LAFZEN ayakta ya da binit üzerinde demekse 2:226-2:241 nci ayetlerin anlam örgüsü kopar; dolayısıyla salavat o örgünün dışında kalır ve şekilsel namaz anlamına gelir.
Yani bir nevi Kuran'ı parçacı bir mantıkla okuyup okumayacağımızı sormuşsun.
Pek doğru bir sorudur. Çünkü insanın aklına hemen sevgili Semazen'in pek yerinde olarak hatırlattığı Hicr 91-92 ayetlerini getiriyor.
"korkuyorsanız" kısmı "... (fakirlikten) korksanızda" olarak anlaşılabilir mi bilmiyorum. Yani belki "hazf" durumu söz konusu olmuştur. (Bu arada Kuran'da "hazf" ile bir makaleyi Allah izin verirse forumda paylaşıp, "hazf" adı altında müminlere kurulan bir tuzağı tartışmaya açacağım)
Mecaz meselesi düşünülmelidir. "Harun'un kızkardeşi" tabiri için ne kadar düşünülmesi gerekirse bu konuda da düşünülmelidir.
Çünkü Kuran'da / Arapça'da "sayıların" da böyle mecazlar içerdiğine dair yazılar var. Arapça bilmediğim için bir şey diyemem.
Fakat, mecaz değildir, "namazdır" diyenlerin de bu namazın ne olduğunu izah yükümlülüğü vardır. Tabi ki Kuran kaynaklı olarak...
Sonra, bunun yürüyerek ve binit üzerinde nasıl ifa edileceğini açıklama gibi bir yükümlülükleri vardır.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba
235. (İddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lakin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikah kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafurdur, halimdir. Bakara
Bekleme muddeti dolduktan sonra kiyilacak yapilacak salavatlar yani nikahdaki andlari korumayi ve korkarsaniz ayakta yada binek ustunde yapilabilecegini, guvene kavustugumuz da da yerli yerince yapilmasini anlatiyor olabilir mi.. ? Yani gemide kiyilan nikah, ucakta kilinan nikahlar olduguna gore .! Guvene kavusulunca da Allah'in bizlere ogrettigi gibi..
Calismalarinizi bekliyorum Ali ve Hasan kardesim..
selam, konu evlilikden devam ettigine göre benim sahsen aklima söyle bir düsünce gelmedi degil..(evlilik)bagliliklarinizi orta baglilikla koruyun. bilindigi gibi her evlilikde zaman zaman cok sorunlar yasanmakda,ve evli olanlarada bu bir ÖGÜT dür,onuda orta bir sekilde heryönleri ile korumaya calismak,gayret göstermekdir. Simdiki zamanlara baktigimizda evlenenlerin cogu kisa bir zamanlarda bosaniyorlar,bence bunun bir yönü Kuran dan uzak kalmadir. En dogrusunu Rabbbimiz bilir. Selametle.
Bakara suresinin 239. ayetinde yer alan'Yürüyereknamaz' nasıl uygulanır diye diyanet işlerine sordum gelen iletiyi aynen aktarıyorum
Namazın farzlarından birisi de kıyamdır. Kıyam ayakta durmak demektir. Durmak yürümenin zıddıdır. Yürüyereknamaz kılındığı zaman kıyam olmaz. Dolayısıyla yürüyereknamaz kılınamaz.
Bakara suresinin 239. ayetinde yer alan'Yürüyereknamaz' nasıl uygulanır diye diyanet işlerine sordum gelen iletiyi aynen aktarıyorum
Namazın farzlarından birisi de kıyamdır. Kıyam ayakta durmak demektir. Durmak yürümenin zıddıdır. Yürüyereknamaz kılındığı zaman kıyam olmaz. Dolayısıyla yürüyereknamaz kılınamaz.
Sevgi ile,
Allah'ım ben ne diyeyim... Dine Hıyanet işleri başkanlığı, şirk dinini savunacağım diye iyice kafayı sıyırmış...
Bu şu demektir: "Allah (haşa) saçmalamış ! Olmaz böyle şey..."
Ben derim ki; Ey dine hıyanet işleri başkanlığı... Artık zamanı geldi ! Haydi, Kuran'ı tahrif edin.
Bak siz, mezhep kitaplarınızı tahrif ettiniz. Bir kısmını söylediniz, bir kısmını ikrardan kaçındınız. Haydi, artık sıra Kuran'da...
Onu da tahrif edin de bitsin şu iş. Tabi, gücünüz elverirse...
Ha... Derseniz ki, efendim buradaki mesele "namaz" ile ilgili değildir. Biz, yıllarca bu millete "yalan" söyledik. Şimdi, tövbe ediyoruz. Bak onu bilmem. Kabul mercii, adını kullanarak yalanlar ve iftiralar söylediğiniz Allah'tır.
Yalnız şöyle bir sorun var sevgili diyanet;
Eğer sen "yok yok buradaki salat namaz değildir" dersen; bizim bir kısım "Kuran'cı" kardeşlerimiz senin bu "gayrı ilmi" yanıtın sebebi ile "Kuran'a dönüş" davasının "çıkmaza" sokulduğunu iddia edebilir.
Bu nasıl bir dava ise böyle, iki üç soru ile çıkmaz yollara düşmüş...
O halde, getir "ilmi" cevaplarını da kurtarıver davanı "çıkmaz" lardan.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Ali aksoy kardeş,sen hiyanet işlerinden daha iyi mi bilcen?Şimdi bu adamlar demişse vardır bir hikmeti.Zaten adamların başı laikçilerle dertte.Demez mi bir laikçi yazar yarın bunlara "yav ulu hocalar bakın Kuran yürüyerekte namaz kılın diyor,siz niye boyuna camii yapıp israf ediyor,milleti taş yapıların içinde bekletiyorsunuz?Oysa ayete uygun adım olarak hem gezin,hem namaz kılın,böylece zamandan da tasarruf edersiniz,açık havada gezerek hava da almış olursunuz." İşte şimdi anladınız mı bu fetvayı hıyanetin derin hikmetini??
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Namaz ile salat arasında hiçbir bağ olmayışından dolayı, diyanetin fetvası namazı açıklıyor olabilir.
Salat için ayette yazanı, ayakta ve yanları üzerine diyorsa artık bunun teyit edilmesi gerekmez.
Alıştırırsanız her bir kelimeyi sormada, onlarda alışır, sürekli cevap vermeye…
Siz sürekli sorarsanız, onlarda sürekli cevap verir. Cevep veremedikleri herhangi bir zaman olmayabilir…
Alllah ın kelamından, düşünüp öğüt almak için, akıllı insanlar sorumludur. Atatürk ün diyaneti kurmaktaki amacı, Müslüman Türk halkını, Kur’an ile baş başa bırakmaktı. Bunu da sağladı. Şimdi ise o Türk halkı, kendi isteğiyle hurafenin ayağına gidiyor. sizce de bir tuhaflık yokmu ? selam olsun.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma