Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kuşkusuz
başlığı okuduğunuzda her ne görüşü savunuyorsanız savunun aklınızda ‘'ne alaka'' sorusu belirecektir.
Heleki nur cemaatinden olanlar hem küfür edip hemde okuyarak savunma
pozisyonunda bana karşı her yönden saldırıya geçeceklerdir. Ben hepsine göğüs
gerecek ve cevap verecek güçteyim evvel ALLAH..!
Ne diyordu üstat Mehmet Akif..
Ulusun korkma..! Nasıl böyle bir imanı
boğar..?!!
Ben ulumalarından değil İslam'a gelebilecek zararlardan korkuyorum..!
Başlık her şeyi anlatıyor aslında.
Ama ben yinede açıklama yapmak istiyorum. Yazı uzun olacak bunu ilk olarak
söyleyeyim. Onun için tam okumadan ve anlamadan yorum yapmayın.
Bazı saf kardeşlerimizin zamanın en büyük din alimi diye adlandırdıkları ‘'Bediüzzaman said-i nursi'' nin yapmış
olduğu işlerin, sarfetmiş olduğu açıklamalarının, yazdığı risale, külliyat vb.
kitaplarının KABALA ile ne kadar
benzerlik ve uyum içinde olduğunu anlayacak, ortak olarak
seçtikleri kişilerin milliyet ve dinlerinin de ne olduğunu göreceksiniz.
Kürtçülük akımını nasıl başlattığınıda en sonunda okuyup Nur cemaatinin ve
manevi liderinin nasıl bir insan olduğunu anlayacaksınız.
İlk olarak tam anlayabilmeniz için KABALA nın ne olduğunu kısaca özetleyeyim.
KABALA NEDİR ?
Kabala kelime olarak sihir, büyü anlamlarını ifade etmektedir.
Yahudi dili olan İbranice'de kabalanın özel bir yeri bulunmaktadır. Yahudi'lerin tevrat'tanda çok önem verdikleri
kabala bir sihir, büyü kitabının özetidir. Bir takım hesaplar
kullanılarak olaylara yön verebilen bir sihirdir KABALA.
Yahudi'lerin inançlarına göre ALLAH
(Yehova) H.z Adem ile Havva'ya bazı sihir ve büyü formülleri vermiştir.
Dünya'ya geldiklerinde bu sihirleri kuşaktan kuşağa anlatmışlar ve silsile yolu
ile nesilden nesile bildirmişler.
Tabi bu nesil Adem (selam olsun ona) den sonra gelen Peygamber'lerdir.
Adem'den, Nuh aleyhisselama ondan da İbrahim'e, İbrahim'den Musa'ya, Musa'dan
da kardeşi Harun'a ve Harun'dan da
HAHAM lara aktarılan sihir formüllerinin tümüne ‘'KABALA'' diyorlar.
Şu anda kabalist bir yapıya sahip İsrail devleti aslında Tevrat değil Kabala'ya
göre yönetilmektedir.
Sadece Yahudi HAHAM larının bildiği Kabala öğretisi tüm evrenin Yahudi ırkının
emrinde olması için devam ettirilmektedir.
Onun için bazı devletleri kabalist
bir yapıya büründürmek ve kirli emelleri için araç olarak kullanmak
amacındadırlar. O bazı devletler ise nilden fırata kadar olan
bölgeyi sınırlayan devletlerdir. Bunun içinde Türkiye'de vardır.
SAİD-İ NURSİ VE TERAKKİ
MASONLARININ İŞ BİRLİĞİ
İttihat ve Terakki'nin kurucuları malumunuz üzere Yahudi Masonlarıdır.
Büyük Hakan 2.Abdülhamit'in siyasi
iradesine engel olmak için o büyük Hakan'ı tahtan indirip sürgüne bile
yollamışlardır.
Sırf modern (!) Siyonizm'in babası olan Thedor Herzl'in Amerikalı Yahudi
Rotchild'in direktifiyle İsrail'in kurulması için Büyük Hakan'dan para
karşılığında toprak isteyipte aldığı DEFOL cevabı üzerine İttihat ve Terakki Masonları tarafından ‘'KIZIL
SULTAN'' lakabı yaftalanarak Türk Milleti'ni o büyük sultana karşı
kışkırtmışlardır.!
İşte bu dönemlerde Rusya'da esir (mi ?) düşmüştü Said-i Nursi.
Esirlikten kurtulup (!) bir yolunu bularak ülkeye dönen Said-i Nursi İttihat ve Terakki'cilerin çok büyük
desteğini bilinmez bir şekilde almıştır.
Bu desteği Rusya'da esir (mi düşmüştü acaba ?) düştüğü içinmi yoksa başka bir
sebep içinmi verdiler bilinmiyor.
Yine o dönemlerde İngiliz ve Amerika'lı ajanlar cephede bir türlü yenilmeyen
Türk'lerin ayakta nasıl hala dimdik kaldığının üzerinde çalışmalar
yapıyorlardı. Ve sonuçta aradıklarını buluyorlardı.
Aradıkları cevap İSLAMİYET idi..!
Eğer İslam dini yozlaştırılıp, yanlış kişiler tarafından yönlendirilirse
Türk'ler İslam dininden bilmeden uzaklaşacak ve böylece cephe düşman tarafından
ele geçirilecekti.
Bunu başarmanın bir yoluda İslamcı
(!) kimlikli birini bulup (İcad edip) önce Milleti'in gönlünde
taht kurdurmak, ona karşı sevgi beslettirmek sonra onu İslamcı olduğu için
sürgüne yollamak, sürgünden sonra tekrar Millet'in önüne sürmek, halkın bu
yanlış kişiyi önder diye sahiplenmesini sağlamak ve toplumun onun her dediğine
onay vermesini sağlayarak gizlice hem İslam'ı hemde vatanı parçalara ayırmak
düşüncesini ve fikrini buldular.
Bizi ancak böyle yenebilirdiler. (Bakınız
Recep Tayyip Erdoğan'ın gelişimi)
İşte bu yüzden İttihat ve Terakki'cilerin desteğini almıştı Said-i Nursi denen
şahıs.
Ve Türk Milleti'ni kandırmak ve parçalamak için harekete geçmişti birileri.
İslam dininin yozlaştırılması için
Yahudi Masonları olan İttihatçılar tarafından kurulan ‘'Darülhikmetülislamiye''
yani İslam Akademisi'nin başlarından biride artık Said-i Nursi idi.
İttihatçılar birden bire İslam'a heveslendiler nedense.
Onun içinde Said-i Nursi'yi buldular.!
Şimdi siz değerli okuyucularıma soruyorum…..?
Bir Yahudi Mason'un İslam'ı gerçek manada yaşatmak için bir akademi kuracağına
inanıyormusunuz..?
Said-i Nursi'nin gerçekten Rusya'da esir düştüğüne inanıyormusunuz…?
Her türlü ajan ve hainin arka çıktığı akademinin güvenilir olduğunu
sanıyormusunuz…?
Bunların sonunda da Said-i Nursi'ye İslam alimi diyebiliyormusunuz.?
İşte size cevap…HAYIR ve ASLA..!
Ondan ötürü de benim şahsi kanaatim şudur ki Said-i Nursi Mason'lar tarafından
desteklenmiştir.
Ne İslam ile nede vatan ile alakası yoktur. Kürtleri kışkırtmak için kullanılan
maşadan başka bir şey değildir.!
KABALA'DAN İLHAM ALAN NURCULUK VE
SAİD-İ NURSİ
Nur cemaati ve okulları kendi içlerinde ‘'CİFR''
ilmine çok önem verirler.
Bir takım ‘'Ebced'' hesapları ile geleceği tahmin etmeye uğraşmaktadırlar.
Gizli bir ilim olan ‘'cifr ve ebced''
hesapları KABALA ile aynı oranda benzerlik teşkil etmektedir.
Çünkü KABALA'da da bir takım hesaplar ve formüller kullanılarak gelecek tahmin
edilmek istenmektedir ve bazı ileriye dönük çalışmalara zemin hazırlanmak
istenmektedir..
Bilindiği gibi Said-i Nursi de yazdıkları risalelerde, külliyatlarda, lemalarda
bu hesapları kullanarak bir takım tahminlerde bulunmuştur.
Ve günümüzde olan bu ‘'İBRAHİMİ
DİNLER'' masalının zeminini ta o zamanlar hazırlamıştır.
Cemaat içindeki okullarda öğrencilerin beyinlerine Said-i Nursi'nin yazmış
olduğu Risalelerin, Külliyatların, Lemaların kaynağının ALLAH olduğunu ve ALLAH' tarafından Said-i Nursi'ye gelen ‘'İLHAM''
ile yazılmış olduğunu aşılamaktadırlar.
Yani yüce ALLAH tövbe büyük RAB'bimden ayet, ayet bu paçavraları Said-i
Nursi'ye indirmiş ve yazdırmıştır.
Aynı ‘'KABALA'' daki bir takım hesapların ve sihirlerin ALLAH'tan
peygamberlere, peygamberlerden de sil sile ile HAHAM'lara inmesi gibi.
Benzerliğe bakın..!
Durun daha bitmedi..Sihirbaz Said-i
Nursi hapisteyken mürtileriyle bile konuşabiliyormuş.!
O yıllarda hapise atılan Said-i Nursi yine bir takım sihir ve büyüler
kullanarak geceleri kaldığı hapishaneden esrarengiz bir şekilde UÇUP belirli
müritleriyle bir evde toplantılar yapıyor, gece boyunca konuşabiliyor, sabaha
yakında kaldığı hapise tekrar aynı şekilde esrarengiz bir şekilde geri
dönebiliyormuş.
Hep KABALA öğretilerinin tesiridir bunlar.
Esrarengiz bir şekilde ortadan
kaybolmalar, direk aracısız (Cebrail a.s. bile yok) ALLAH' c.c.tan alınan
ilhamlar, bir takım gizli büyüler hesaplar ‘'cifr ve ebced'' gibi hepsi KABALA
da mevcuttur.
Hatta Nur cemaatinin Said-i Nursi'den sonraki manevi lideri olan Fettullah
Gülen 31 ocak 1986 tarihinde İzmir İl nüfus müdürlüğüne başvurarak, 3881 kayıt numaralı kimliğindeki ismini
‘'FETULLAH''tan ‘'FETHULLAH'' a çevirmiştir.
Bu ‘'H'' harfindeki değişiklik bazılarına göre (bize göre yani) ‘'ebced''
hesabına uydurarak ileriki zaman dilimlerinde kendinin İSLAM önderi olacağının
inanılması içindir, bazılarına göre
ise (nur cemaati) Said-i Nursi'nin siirtteki hocası ‘'MOLLA FETHULLAH''ın
ismini almak istediği için yapılmıştır.
İşte size yine KABALA ile aynı oranda benzerlik teşkil eden olay. Sihir ve büyü
hesapları kullanılarak kendini ‘'YÜCELTME'' çalışmaları..!
Bir başka benzerlik ise Nur cemaati okullarında mevcuttur.
Yahudi doktrininin (KABALA) öğretildiği
gelenekçi okullardaki öğretmenlere ‘'SOFERİM'' yani ‘'YAZICILAR'' denilmektedir.
Bu okullarda yazılı Tora ve Sözlü (vahiy edilmiş ama yazılmamış !) Tora vardır.
Soferimlerin görevi,
vahiy edilenleri açıklamak ve bunun toplumlar ile fertleri tarafından
öğrenilmesini ve benimsenmesini sağlamaktır.
Nur cemaati içinde de Said-i
Nursi'nin ‘'Risale-i Nur Külliyat''ını aslından (yani Latin harfleriyle basılmamış haliyle) okuyan, açıklayan, topluma ve fertlere
öğretenlerede ‘'YAZICILAR'' denilmektedir.
Hem KABALA'da, hemde Nur Cemaati içinde aynı şey…! ‘'YAZICILAR'' Bu sizce
tesadüf, rastlantı olabilirmi..?
Bence asla, kat'a, imkansız…! Böyle tesadüf o-la-maz..!
SAİD-İ NURSİ'YE AÇIK DESTEK VEREN
YAHUDİLER
Bediüzzaman sempozyumuna katılan Yahudi…!
‘'Dindar, fakat antisiyonist bir
Yahudi'yim''
diyen Central Connecticut Üniversitesi öğretim üyesi olan Profesör Norton Merzinsky sunduğu
bir açıklamada Said-i Nursi'nin
yazdığı Risalelerin diğer dini kitaplardan ayrılan üç özelliği olduğunu
söylüyor.
Barışa sık sık atıfta bulunması,
kendisi gibi düşünmemeye anlayış ve
Müslüman-Yahudi ilişkilerine bakışta tek bir tarafı haklı çıkarır bir tutum
sergilememesi !
Said-i Nursi'nin
Yahudi'lerinde hak ve hukukunun bulunduğunu yazması, Kudüs ve çevresinin Yahudi'ler için
kutsal olduğundan bahsetmesi Yahudi Profesör Norton Merzinsky'i çok şaşırtmış.!
Said-i Nursi'ye destek çıkan bir diğer Yahudi Profesör Yehezkel Landau'nun 2004
yılındaki bir konferansta sunduğu açıklamanın konusu;
Yahudi geleneği ve Said-i Nursi'ydi.
1978 yılında vatandaşı olduğu Amerika'yı terk edip İsrail'e yerleşen, 1980
yıllarında dindar bir Siyonist hareket olan Netivot Salom'da idarecilik yapan,
1981-2003 yılları arasında İsrail'in Ramle şehrinde Arap ve Yahudi
birlikteliğini hedefleyen ‘'Açık ev'' merkezini kuran, Profesör Yehezkel Landau zaman gazetesinden Nuriye
Akman'ın sorularına şöyle cevaplar veriyordu…;
"Nursi'nin hayatı ve eserleri bazı
Yahudi düşünürleriyle benzerlikler gösteriyor. 19.yüzyıldan itibaren bazı
hahamlar Yahudi'lere
bilimsel çalışmalar (KABALA) ile modern dünya arasında bağlantı kurma konusunda
yardım etmeye çalıştı. Tel Aviv yakınlarında dini ilimler ve seküler bilimleri
birleştiren Barilan isimli harika bir üniversitemiz var. Yine New York'ta Yashiva isminde bir üniversite
daha var.
Ben Said-i Nursi'nin fen ve din ilimlerini birlikte öğretmek üzere doğu
anadoluda kurulmasını planladığı üniversite ( Medresetüzzehra ) fikrini
duyduğumda Barilan
üniversitesinin Türkiye versiyonunu kurmak istemiş diye düşündüm.
Bence Said-i Nursi devlet sistemi olarak
tamamen seküler Atatürk modeli ve İmamlarca yönetilen İran modeli arasında bir
sentez istedi.
İsrail'de bunu yapmaya, tamamen
seküler olmayan parlementosunda dini partilerinde yer aldığı, hahamların en yüksek
yetkiye sahip olmadığı bir Yahudi devleti kurmaya çalışıyor.
İsrail'de sivil mahkemeler, anayasa
mahkemesi ve kişilerin
özel statüleriyle ilgili konulara bakan hahamlarca yönetilen dini mahkemeler
var. Bana göre sosyal
sahada dini özel bir meta yapmak yeterli değildir. İnanıyorum ki Siad-i Nursi
içinde yeterli değildi. (31 ekim 2004)
Kabalacı Said-i Nursi'ye ilgi duyan sadece dış devletlerdeki Yahudi'ler
değildir.
Ülke içindeki Sabatayistlerde bu adama ilgi duymuşlardır.
Nur cemaatine yakın olan ‘'Matbuat''
dergisinin, sabatayist olduğunu saklamayan ve ‘'Evet ben selanikliyim'' kitabını
yazan Ilgaz Zorlu'yla yaptığı bir röportajdan kısa bir bölüm aktarmak
istiyorum.
Soru : Kabalizm sizin için çok önemli bir nokta. Peki
Bediüzzaman'ın ebced hesabıyla ilgili çalışmalarını biliyormusunuz ?
Cevap : Evet biliyorum ve o konuya girmeyeceğim. Enteresan
ifadeleri var. Bence Said-i Nursi yazmak istediği şeylerin çoğunu yazmamış bir
insan. Özellikle cifr konusunda bir hayli bilgisi var. Bunu açık bir şekilde
yazmamış bu çok önemli.
Soru : Bediüzzaman'ın eserlerinin sizde ne gibi bir
tesiri oldu ?
Cevap : En çok ilgimi çeken ‘'Tabiat Risalesi''. Dinsizlik
ve materyalizm karşısında bu insan çok sağlam delillerle bu kitabı atıyor
ortaya ve ben onun vermiş olduğu örnekleri kendi dini tartışmalarımda
kullanıyorum.Diyorum ki Bediüzzaman Said-i Nursi'de böyle söylüyor. Ve ben
bundan hicap duymuyorum. Niye duyayım ? Çünkü oda aynı yolda gidiyor.
Din olarak Yahudi'liği seviyorum.
Yahudi'lik üzerine çok araştırma yapıyorum ama bu benim Bediüzzaman'ı
araştırmayacağım anlamına gelmez. Eminimki Bediüzzaman Said-i Nursi yaşasaydı
ondan öğreneceğim çok şey olurdu.
İşte sizlerde okudunuz sevgili okurlar.
Kabala nasılda Said-i Nursi'yi, Fettullah Gülen'i etkisi altına almış.
Yaptıkları her hareket, her söz, her laf Kabala ya göreymiş.Bunu açıkça okuduk
ve öğrendik.
Son söz…
KÜRT KIŞKIRTICISI, SİHİRBAZ SAİD-İ
NURSİ DİN ALİMİ DEĞİLDİR
Eser Adı
İki Mekteb-i Musibetin Şahadetnamesi
Yahut Divan-i Harb-i Örfi ve Said-i Kürd-i
Yazar Adı
Said-i Nursi Kürdi
Tarih ve yer
1909, İstanbul, Vezir Han, İkbal-i Millet Matbaası
Saidi Nursi olarak bildiğimiz zat, söz konusu eserinde, kendisinin "Said-i Kürd-i", yani
"Kürt Said" olduğunu onaylamakta, ayrıca kendisini
"Bediüzzaman" diye takdim etmektedir.
Kitab toplam 48 sayfadır ve kitabın "hatime"
kısmında Saidi Kürdi şu satırları yazmaktadır:
"Soydaşlarıma (Ebnâ-i cinsime)
burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis eksik (natamam) kalır. Ey Asuriler ve Keyanilerin cihangirlik zamanında,
onların öncüleri (pişdar) ve kahraman askerleri olan Arslan Kürtler! Beşyüz
yıldır yattınız, yeter artık, uyanınız, sabahtır. Yoksa vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrasında yağma
edecektir."
Ayrıca Saidi Nursi Kürdi şöyle
söylemektedir:
"Süphan ve Ağrı dağları gibi
geleceğin yüksek dağlarının doruğunda ayağa kalkmış, nefse esir olmayı yasak
etmiş ve başkasına tecavüzü caiz görmeyerek şeriate dayanmış olan, hürriyet
sultanı, yüksek sesle sizin gibi mazinin en derin derelerinde gafil ve dağınık
bir kavme, cehalet ve yoksulluğa hücum için, fen, sanat ve silah başına, ileri
arş."
Saidi Nursi Kürdi; "Kürt
milliyetçiliği” çatısı altında Kürtleri birleştirmek gayesi gütmekte, 1909
tarihli eserinde Kürtçülük propagandası yapmakta, yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış olan Türkleri
ve Kürtleri -Kürtçülük söylemleri ile- kışkırtmaya çalışmaktadır.
Kısacası Saidi Nursi Kürdi'nin gerçek
niyeti, Türklerin bölgede egemen olmalarını istemeyen İngilizlerin istekleriyle
birebir örtüşmektedir.
Gerçek gayesi, geri kalmış Kürtleri kalındırmak/bilinçlendirmek olsa idi,
“fen ve sanat başına”
demekle yetinirdi. Ancak "SİLAH BAŞINA" diyebilecek kadar
pervasızdır.
Üstelik aynı satırlardan, kendisinin emperyalist güçlere karşı hareket ettiği
sonucunu çıkaranlar, şunu görmelidirler:
Saidi Nursi Kürdi'nin söylemleri doğrudan doğruya Kürtlere yöneliktir; muhatap
sadece ve sadece Kürtlerdir. Ve de
kendisi İngilizlerin icad ettiği şeriat sevdalısıdır. Gerçek İslam şeriatinden
fersah fersah uzaktadır.
Evet, Saidi Nursi Kürdi Kürtçüdür, ne var ki kendisini gizlemek için
müslümanlık/ümmetçilik örtüsüne bürünmektedir.
Saidi Nursi Kürdi, Türk müridlerinden evlenip "dinsiz evlatlar yetiştirmemeleri"ni isterken,
habire çoğalan ve nüfusu gün geçtikçe -hızla- artan Kürtleri engellemek gereği
dahi duymamaktadır.
Evet, Saidi Nursi Kürdi bölücüdür; onun müridleri de, gerçekleri görmekten aciz
vatan hainleridir. Bunlar, Siyonizm'in istekleri doğrultusunda ayaklanan Şeyh
Said'den hiçbir farkı olmayan Saidi Nursi Kürdi'nin ardına takılmış, Cumhuriyet
ve Laiklik karşıtı ikiyüzlü Müslüman görünen ama Müslümanlıkla alakası
olmayanlardır!
Kendi ırkçılıklarını gerçek milliyetçilere yamamaktan ise asla geri durmazlar.
Kürtçülüğe/Kürdistan'a hizmet eden bu vatan düşmanları, bizleri “sahte
milliyetçi/ırkçı” olarak lanse etmeye çalışmaktadırlar.
Oysa Mustafa Kemal Atatürk, “Ne Mutlu
Türk Doğana” değil, “Ne Mutlu
Türküm Diyene” demiştir; yani
ırkçılığı değil, aynı dili konuşan insanların bir araya gelmeleriyle ortaya
çıkan bir milleti işaret etmiştir.
İşte, bizim milliyetçiliğimiz bu çizgidedir, yurtseverliktir.
MİLLET; ırk/din birliği değil, AYNI
DİLİ KONUŞAN insanların bir araya gelmelerinden oluşur ve
"Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ırkçılık değildir.
Asıl ırkçı/şoven olan, Saidi Nursî Kürdi'nin ta kendisi ve onun nurcu
müridleridir.
Fethullah Gülen Hocaefendi de, Saidi Nursi Kürdi çizgisinde yürüyen bir
Kürtçüdür. Yakın gelecekte Saidi Nursi Kürdi'yi elinin tersiyle silip atacak ve
Kürtçülüğünün rengini/örtüsünü değiştirecektir; ancak asıl amacından hiçbir
zaman vazgeçmeyecektir.
Yani SİYONİZM'in İslam yeşiline
boyanmış Din Devleti rücusundan..!
İşte, Türk Milletine asıl zararı verenler/verecek olanlar gerçek İslam
Şeriatini isteyenler değil, Siyonist
Süfyani düşünceye sahip bu kişilerdir.
Çünkü bunlar, içimizde barındırdığımız komşularımız, yakınlarımızdır. Çünkü
bunlar, ikiyüzlü/takiyyeci vatan düşmanlarıdır. Çünkü bunlar sahte
müslümanlardır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere işaret ettiği yurtsever bazlı
milliyetçiliğimizi, ırkçılıkmış gibi gösterip, gençliğimizi/milletimizi
fırkalara ayıran bu zihniyete karşı akıllı hareket etmek sorumluluğundayız.
Ve unutmamalıyız ki, bizler, Enver
Paşa'nın maceraperestliğindeki ahmaklar gibi değil, Mustafa Kemal Atatürk'ün
ufkun da ötesini görebilmeyi hedef kılan/edinen kişiler olarak
düşünebilmeliyiz.
Tüm gelişmelere bu yönde bakabilmeli, geniş yelpazede analizler üretmeli ve
buna göre stratejiler belirlemeliyiz. Sağın
ve solun fırkalaşmış/parçalanmış gençleri değil, milliyetimizin atası
Atatürk'ün refere ettiği ÖNCÜ/İLERİCİ insanlar olduğumuzu artık idrak
etmeliyiz.
Evet, bizler Farklıyız, ancak Fırka/tefrika değiliz! Ne sağda, ne solda, her
daim ÖNDE/İLERİDE yürümeliyiz.
Hepiniz bir ve var olan ALLAH'a emanet olun..
Not: Bu yazıyı yazarken yararlandığım
kaynaklar: Diyalog Belgeseli 1-2-3, Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı, Arslan
Bulut'un bir yazısı, Yeni mesaj gazetesi yazarları ve güvenilir birkaç internet
sitesi
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 04 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
Said Nursi BAHAİDİR.Bunu kendisi Yeni Asya yayınlarından çıkan Emirdağ Lahikasının 152.ci sayfasında açıkça ilan ediyor.Bahaiklikte esas dinlerarası diyalogtur.Tüm dinlerin hak olduğu İslam şeriatinin bittiği yeni peygamberlerin geleceği dünya vatandaşlığı barış ilkesi kadın erkek eşitliği eğitimin zorunlu olması gibi ilkeler vardır.
Katılma Tarihi: 28 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 29
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yahudiler asırlar boyu fitne için çalışmışlardır.Ve amaçları uğrunda hemen hemen herşeyi kendileri için mubah saymışlardır.Dünya halkları için yapmadıkları oyunlar tuzaklar yoktur.Bu tuzaklara da malesef insanlar düşmektedir.
Bu tuzakların içine düşenlerden birini de siz Mustafa Kemal nickli kardeşimiz olarak görüyorum.Araştırman güzel.Ama yeterli görmüyorum.Konuyu tamamen Kurt-Turk bazıda ele almışsınız.Belki de Kurt kardeşlerimize karşı nefretini yine yahudiler oluşturmuştur.
Şu şekilde araştırman daha doğru olurdu bence. Said Nursinin islam anlayışla Kuran ın İslam anlayışı nedir?Nerelerde tezatlık var onu araştırman daha makbuldur. Belki o zaman Said Nursinin kimliğini ortaya koyabilirsin.
Yok o kürtçüydü.Yok bu Türkçüydü.Bu tür söylemler zaten yahudilerin ekmeğine bal sürüyor.Bunun üzerinde biraz daha düşün bence.
Bana senin Irkın nedir diye soracak olursan.Ben sadece Allah ın emrettiği gibi sadece ve sadece İbrahim in milletinden olduğumu söylerim.İslam millet anlayışı da bu dur işte.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın ibrahimiyol
Tespitinizi ilginç bulmakla beraber şaşırdığımıda belirtmek istedim. Öncelikle yazının ana temasının kurulu olduğu teori, said nursi talebelerinin kurduğu cemaatin aslında ne kadar Yahudi örgütlenmelerine benzediğini ortaya koymaktı. Bu bağlamda araştırma mahiyetindeki bu yazıda sitedeki dostlara ispatlarla bu yönde bir paylaşımda bulunmak çabası içerisindeydim.
Aslında sanıyorum ki göremediğiniz önemli bir husus var, bu ve birçok buna benzer yazıda elimden geldiğince vurgulamaya çalıştığım şey şudur; ‘’ırkçılık İslam ve kuran felsefesine aykırıdır’’ Bu noktada said nursi ve o dönem Volkan gazetesinde yazdıklarından anlaşılan şekilde Kürtçülük(ırkçılık) yaptığı, önem arz eden büyük bir tespittir. Buna paralel olarak bizler birçok yönüyle bu sakat fikriyatın yanlışlarını vurgularken esas aldığımız kaynak olan Kurana göre fikir beyan etmekteyiz..
Bakınız Irkçılık = vatanseverlik değildir!!! Dikkatinizi çekmek istiyorum, Vatan sevmek paylaşılan coğrafyadaki herkesi sevmek demektir! Ancak bu ve bunun gibi İslam kisvesine saklanmış kafatasçılar tarih boyunca sadece ve sadece tek bir kavme yönelik yaklaşımlarda bulunmuşlardır..
Ben türk ırkçısı değilim, kürt ırkçısıda değilim.. Ben kuran yolunda tüm insanlığa değer veren bir zihniyetin yolcusuyum. Buraya kadar sizinde benim yanılgıda olduğum tespitini yapabilmeniz için öncelikle beni tanımanız ve dolayısıyla hakkımda fikir sahibi olarak böyle ağır bir yorum yapmanız gerekmektedir!
Sizi yazıyı tam anlamı ile okumaya ve de anlamaya çalışma çabasında olmaya davet ediyorum, yazının amacı bir kavmi yada ırkı zan altında bırakmak değildir! Bu kavim ve ırkın ardına saklanmış kafatascı müşrikleri göz önüne sermek amacı vardır.
İslam dinini algılamış, kuranı anlamış bir tevhid eri asla kendini Allah’tan başka şeylere yöneltecek fikir, ideoloji, inanç vb akımlara kapılmaz.. Allah için öncelikli konu bildiğiniz gibi şirktir. İşte bunun bilincinde olan bir insan nasıl olurda bu tip bir gaflet deryasınadüşer. Şirk sadece putlara tapmak yada gözle görülecek kadar somut olan bir kavram değildir. Bu ve benzeri fikri akımlara dahil olmuş kimselerde bu şirk deryasından nasibini almış demektir ki , asıl tehlikeli olanda odur…
Şirk bazen milliyetçi kılığıyla, bazen de ümmetçi kılığıyla karşımıza çıkar. Bu hassasiyeti paylaşan beyinlerin bu gaflet adına birbirini uyarması vede bu bilinç neticesinde yaşaması gerekmektedir!
Daha önce birkaç yazımda müşrikleşmeyi kendimce ele almış, kuran ayetleri ışığında tespitlerde bulunma çabasına girişmiştim. Bu çalışmalarımda ve hazırlamakta olduğum çalışmamda şirk konusunun hassasiyetlerini ince detayları ile ele alma gayretinde olacağım..
Sayın ibrahimiyol,
Yazının içeriğinin asıl olarak yahudler ve said nursi olduğunu unutmayınız! Bu yazıda said nursinin Kürtçülüğü vurgulansada ben gerekirse sadece bunu vurgulayan araştırmalar dahi yaparım, çünkü Kürtçülük, Türkçülük, amerikancılık, ve benzeri ırkçı yaklaşımlar İslam dininin esaslarına tamami ile aykırıdır!!!
Linkindede konuyla ilgili gereken hassasiyetlerin nasıl olması gerektiği hakkında fikir sahibi olacağınızada inanıyorum.
Beni bunla tenkid etmiş olduğunuza üzülmekle beraber, hiçbir Yahudi oyununun Kuran yolcularına etki edemeyeceği kanaatindeyim. Çünkü Kuranı rehber edinmiş olanlar onun içerisindeki buyruklar dışında hiçbir ideoloji+fikir+inanç+akım+kavram vs vs vs ye itibar etmez!!
Aynı zamanda ırkçılıkla ilgili bir tespit daha sunayım, Bu tamamen şeytan işidir ki kuran ;
Araf 12. (Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
Araf 13 (Allah "Öyleyse ordan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin."
Sad 75 . (Allah) Dedi ki: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?"
Sad 76 Dedi ki: "Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
Sad 77 (Allah) Dedi ki: "Öyleyse ordan (cennetten) çık, artık sen kovulmuş bulunmaktasın."
Sad 78 "Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar benim lanetim senin üzerinedir."
gibi ayetlerle bunu net bir şekilde ifade etmiştir!
Katılma Tarihi: 28 nisan 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 29
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Oysa Mustafa Kemal Atatürk, “Ne Mutlu Türk Doğana” değil, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demiştir; yani ırkçılığı değil, aynı dili konuşan insanların bir araya gelmeleriyle ortaya çıkan bir milleti işaret etmiştir.
İşte, bizim milliyetçiliğimiz bu çizgidedir, yurtseverliktir.
MİLLET; ırk/din birliği değil, AYNI DİLİ KONUŞAN insanların bir araya gelmelerinden oluşur ve "Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ırkçılık değildir
Tüm gelişmelere bu yönde bakabilmeli, geniş yelpazede analizler üretmeli ve buna göre stratejiler belirlemeliyiz. Sağın ve solun fırkalaşmış/parçalanmış gençleri değil, milliyetimizin atası Atatürk'ün refere ettiği ÖNCÜ/İLERİCİ insanlar olduğumuzu artık idrak etmeliyiz.
Selam,
Size karşı ağır ithamlarda bulunmuyorum.Araştırmış olduğunuz konuyu okuduğumda aklımda ister istemez bir insan eğer Turkse ya da Turk değil de Turklerle beraber yaşıyorsa ''Ne mutlu Turkum diyene'' demeli böyle derse doğru bir şekilde milliyetçiliği korumuş olur ve günaha ya da şirke girmemiş olur.Yok eğer '' Ne mutlu Turk Doğana'' iyi ki Turk olarak doğmuşum derse, bunun adı ırkçılık olur.O zaman vay onun haline...!!
Bunları hangi cümlelerinizden anladım ;
Oysa Mustafa Kemal Atatürk, “Ne Mutlu Türk Doğana” değil, “Ne Mutlu Türküm Diyene” demiştir; yani ırkçılığı değil, aynı dili konuşan insanların bir araya gelmeleriyle ortaya çıkan bir milleti işaret etmiştir.
İşte, bizim milliyetçiliğimiz bu çizgidedir, yurtseverliktir.
MİLLET; ırk/din birliği değil, AYNI DİLİ KONUŞAN insanların bir araya gelmelerinden oluşur ve "Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ırkçılık değildir
Tüm gelişmelere bu yönde bakabilmeli, geniş yelpazede analizler üretmeli ve buna göre stratejiler belirlemeliyiz. Sağın ve solun fırkalaşmış/parçalanmış gençleri değil, milliyetimizin atası Atatürk'ün refere ettiği ÖNCÜ/İLERİCİ insanlar olduğumuzu artık idrak etmeliyiz.
''İşte, bizim milliyetçiliğimiz bu çizgidedir, yurtseverliktir. '' demişsiniz vurgulayarak.Bu noktada benim de demek istediğim sizin bu anlayışınız Kur ana uymamakta.Allah ın emrettiği gibi bir milliyetçilik anlayışına sahip değilsiniz.Yani sizinle beraber yaşayan diğer halklara neden '' ben kurdum, ben arabım vs vs haklarını vermiyorsunuz ki.Kardeşim bu toprakta yaşıyorsan, diğer kimliğini unutup ben Turkum diyeceksin, diyorsun ya da dedirtiyorlar.İlkokul çağında her sabah da bunu dedirtiyorsunuz.Ornek aldığınız kişiler bunları size söyletiyor.Ata olarak gördukleriniz yani.Bu anlayış tarihten bu yana fitne sebebi olmamış mıdır?
Kardeşim sen Kürtsün, sen arapsın, sen çerkesin.Sizi böyle kabul ediyoruz.Allah ın bize nimet olarak sunduğu şu güzelim topraklarda hep beraber Allah a şükrederek kardeşçe yaşayalım demeli değil miydiniz.Hayır öyle değil ama malesef.Bu topraklarda yaşıyorsan ,ben Türküm diyeceksin dayatmasıyla nereye kadar.Ya sev, ya terket anlayışı fitne değil de nedir?!! (Bu hitaplarım geneledir.Üzerinize ağır tenkitler olarak algılamayın lütfen) Kim kabul eder evine birilerinin tecavüz etmesini.Herkesin yaşadığı topraklar kendi evidir.Elimizdekiler, yediklerimiz, içtiklerimiz hep Allah ın nimeti.Kimse Yarabbi ben şurada yaşamak istiyorum lüksüne sahip değildi gelirken dünyaya.Allah ın vermiş olduğunu yine Allah dilerse elimizden alır ve buna hiçkimse sesini çıkaramaz.Çünkü, mülk Allah ındır.Ve dilediği gibi tasarruf eder.Tasarruf ettirir.
İslamım diyen hiç kimseye Allah milletiyle övünmeyi emretmemiştir.Eğer Atalar emretmişse ve sizler de bunu yapıyorsanız o zaman Kur anı çizginin dışında hareket ediyorsunuz diye anlarım.Yanlış mıyım??
Bu videoyu yollamanız da benim sizin hakkınızdaki düşüncelerimi de netleştirmiş oluyor zaten.Bu videoyu yollamanızdaki sebebi bir daha anlatmanızı istirham edeceğim.
Yaşadığımız topraklarda ülkücü ya da milliyetçi insanların ne olduğunu gayet iyi biliyorum.Ve hangi düşüncelere ne şekilde hizmet ettiği aşikar ortadadır.
Dikkat ederseniz ben hiçbir halkın milliyetçiliğini yapmıyorum.Yapmam da.Çünkü, Allah bunu benden bu şekilde istemiyor.Allah İbrahim (A.S) ın millet anlayışından bahsetmiştir.Benim atalarım, Allah yolunda olanlar ve peygamberlerdir.Kan bağını dikkate almıyorum.
A-lu İmran 95- Sadakallah! (Allah doğru söyledi) O halde hakperest bir hanif olarak İbrahim milletine tabi olun; O hiçbir zaman müşriklerden olmadı! .
Bakara 130- İbrahim’ in milletinden kim yüz çevirir? Ancak kendine kıyan sefih(Zelik ve hakir kılmak).Hakikat biz onu dünyadasüzüp seçtik.Ahiret’te de o hiç şüphe yok salah ile seçilenlerdendir.
Şu ataları sevme konusunda da;
Bakara 165- İnsanlardan kimi de Allah’tan beride birtakım sınarlar (Bir taş,ot, cisimler, ruhlar, melekler, atalar vs vs.) ediniyorlar da onları Allah sever gibi seviyorlar; iman edenler ise, Allah için sevgice daha kuvvetlidirler.Görselerdi o zulmedenler; azabı görecekleri vakit hakikaten kuvvet, bütün kuvvet Allah ındır ve hakikaten Allah çok şedid azaplıdır.
Allah dışında ( Milliyet, ırk, Anne- baba, taşlar putlar,para vs.) seviyorsa kendine zulmetmekten başka bişey yapmış olmuyor.
Kur an a bir ‘’ hanif ‘’ bakışı açısından bakmaya çalıştığınızı anlıyorum.Varsa bir eksikliğimiz bu konularda birbirmizi tamamlamak hepimizin görevi.
Varsa bir yanlışlığım sizin hakkınızda bana bir kere daha anlayabileceğimnet bir şekilde bir kere daha anlatın.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sayın ibrahimiyol
merak ediyorumda benim yazdıklarımı okumadan mı cevap yazmaktasınız ? bunu anlayabilmiş değilim açıkcası! yoksa sadece içinizi dökmek gayesindemisiniz?
MİLLET; ırk/din birliği değil, AYNI DİLİ KONUŞAN insanların bir araya gelmelerinden oluşur ve "Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ırkçılık değildir
dikkatli okursanız eğer türküm diyen türktür, demeyen türk değildir!!!
bundan açık bir şekilde herkess türküm demelidir gibi bir baskı yada vurgumu var???
MİLLET; ırk/din birliği değil, AYNI DİLİ KONUŞAN insanların bir araya gelmelerinden oluşur ve "Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ırkçılık değildir
AYNI DİLİ KONUŞAN!!! yani kürtçe konuşan- arapca konuşan türkçe lazca konuşan!!! sayın ibrahimiyol bu kadar açık ve net bir vurguyu anlayamadınızmı? ordaki türktür vuurgusuda edebi bir paragrafta bulunması gereken bir vurgudur!!!
bu kadar net olan bir paragrafın bu kadar yanlış noktalara çekilmesinin ardında tamamen bir art niyet olduğuna, hatta şahsıma karşı kin beslediğinize inanmaya başladım...
Said NURSİ yi beğenmiyebilirsiniz görüş ve düşüncelerini tenkit de edebilirsiniz zira bende bazı düşünce ve görüşlerini kur'ana uygun olmadığını düşünüyorum. Ancak bu bize onun kabalaist olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaz.onun ciddi gelenekçi olduğunu iddia edebilirsiniz gelenekçiliğin içinde de farklı kültür ve inanışlardan izler bulunmaktadır.Said Nursinin emperyalist güçlerle savaşmış olması niçin sizi bukadar şaşırtıyor,' savaşmış olamaz' da ne demek elinizden gelse tarihi gerçekleri değiştireceksiniz kur'an müslümanlığı eline bir meal alarak ilgili ilgisiz ayet meallerini sıralayıp dökmekle olmaz konunu bağlamına uygunmu değilmi iddia ettiğiniz gerçeği tam olarak içeriyormu bakmadan karşı tarafı itham etmek kusura bakmayın ama ilmi ahlaki edeb ve haysiyete uygun düşmediği düşüncesindeym.Said Nursi yazdıklarını tartışılmaz olmadığını düşüncelerinin mi'yara vurulmasını altın çıkarsa isteyenin aklın ve kalbin cebine koyabileceğini değilse yani bakır ve teneke çıkarsa atılması gerektiğini münazarat ismili esrinde kendi söylüyor. Bende bazı hususların abartılıp efsane haline getirildiğini kabul ediyorum ama nedense yiğidi öldür ama hakkını yeme diyen çıkmıyor. sizin ciddi olarak eserlerini okuyarak kur'ana ters düşen yönlerini bulup ikna etmeniz gerekirken sahici ve samimi olarak ; siz gidip bazı benzerlikler kurarak siyonistlerle masonlarla işbirliğinden bahs ediyorsunuz.Hayatını iman ve KURAN'IN HAKİKATLARINI tebliğ ve neşri için geçiren bunu için de hertürlü eza ve cefaya göğüs geren bir Kur'an tilmzine siz kalkıp olmadık yakıştırmalar yazıp çiziyorsunuz.Bakın arkadaşım ya ciddi bir oyuna farkında olmadığınız halde geliyorsunuz.yada bilerek bir oyunun parçası konumundasınız her halukarda sizin tekrar düşünmenizi akıl ve kuranın mizanıyla tartmanızı tavsiye eder ramazanın bu saatinde size ve kendime kuranın değrleriyle bezenmemiz hususunda dua ediyorum.
__________________ KURANI OKUYALIM VE İYİ DÜŞÜNELİM.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın
ıÜütürker26
yazınızda paragraf ayrımı olmadığından ben müsadenizle parçalayarak cevap vermeye çalışayım.
ıÜü
Said NURSİ yi beğenmiyebilirsiniz görüş ve düşüncelerini tenkit de edebilirsiniz zira bende bazı düşünce ve görüşlerini kur'ana uygun olmadığını düşünüyorum. Ancak bu bize onun kabalaist olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaz
Öncelikle ben kişileri şirke davet eden, Kuran-ı Hakimden uzaklaştıran herkese aynı tavırla yaklaşmaya gayret ederim. Yani tüm müşriklere aynı ölçüde davranırım. Öğretisi kurandan olmadığından said nursi bir müşriktir. Bunu tartışmayı lüzumsuz görüyorum . Bir müşriği savunacaksanız zaten pek konuşmayada gerek görmüyorum. Ayrıca kabalaist olduğu vs vs vs olduğu değilde, kabalaistlerle işbirliği yaptığını ve onların örgütlenme metodunu örnek aldığını vurguluyorum. Benim dinim bana, onun dini ona.
ıÜü
onun ciddi gelenekçi olduğunu iddia edebilirsiniz gelenekçiliğin içinde de farklı kültür ve inanışlardan izler bulunmaktadır.Said Nursinin emperyalist güçlerle savaşmış olması niçin sizi bukadar şaşırtıyor,' savaşmış olamaz' da ne demek elinizden gelse tarihi gerçekleri değiştireceksiniz kur'an müslümanlığı eline bir meal alarak ilgili ilgisiz ayet meallerini sıralayıp dökmekle olmaz konunu bağlamına uygunmu değilmi iddia ettiğiniz gerçeği tam olarak içeriyormu bakmadan karşı tarafı itham etmek kusura bakmayın ama ilmi ahlaki edeb ve haysiyete uygun düşmediği düşüncesindeym.
Gelenek dediğiniz ehli kitabın dışında bir inanca muhattap olmak demek değilmidir, ha kabalaist ha müşrik ha kafir ha putperes. Neden kavramlara takılıyorsunuz. Küfrün hertürlüsü ve şirkin tüm üslupları birdir. Hepside küfürdür vede tamamen Vahyedilene aykırı bir yaklaşımdır. Said nursi namı diğer şeyh said in volkan gazetesindeki mecmualarda makalelerini okudunuzmu, bir tek anti-emperyalist vurgu varmıdır. O zamanının tümünü ebced ve cifg gibi şeytani ve zülmani ilimlerle, kuranda talebelerinin adını aramakla geçirmiş uydurmacı sahtekarın tekidir. İşte günümüz islam yapısınında temel taşlarından birini oluşturan din tüccarı bir sahtekardır. Tamamen de ırkçıdır. Kalkıp bu adamımı savunuyorsunuz... Bu arada konularla alakası olmayan ayetleri burda kimse yazılarına koymaz diye düşünüyorum. Burda herkezin az çok kuran bilgisi vardır. Öyle ipsiz kuyuya inilmez. Dayanaksız incelemesiz araştırmasız yazı yazılmaz. Tüm yazılarda bir emek ve çalışma söz konusudur..
ıÜü
Said Nursi yazdıklarını tartışılmaz olmadığını düşüncelerinin mi'yara vurulmasını altın çıkarsa isteyenin aklın ve kalbin cebine koyabileceğini değilse yani bakır ve teneke çıkarsa atılması gerektiğini münazarat ismili esrinde kendi söylüyor. Bende bazı hususların abartılıp efsane haline getirildiğini kabul ediyorum ama nedense yiğidi öldür ama hakkını yeme diyen çıkmıyor. sizin ciddi olarak eserlerini okuyarak kur'ana ters düşen yönlerini bulup ikna etmeniz gerekirken sahici ve samimi olarak ; siz gidip bazı benzerlikler kurarak siyonistlerle masonlarla işbirliğinden bahs ediyorsunuz
Said nursi sempatinizi çok iyi algılıyorum. Risaleleri kuran meali olarak oluşturduğunu belirtmiştir. O risalelerde kesinlikle kuranla alakası olmayan yaklaşımlar mevcuttur. Siz said nursi ve talebelerinin müslüman olduğu düşüncesindemisiniz. Bu şekilde yaklaşımları olan, mehdileri, mesihleri peygamberi putlaştıran. Şirk ve nifak dolu risaleleri kuran yorumu olarak görmek kurana resmen küfür ve hakarettir. Aynı zmandada bir hıyanet ve zulümdür. Ne yiğidinden bahsediyorsunuz. Nur cemaati kimin binasıdır. Said nursilerin değilmi. Bu diyalog diye yırtınan zibidiler hiçmi kuranı ellerine almamışlar. Yazıkları olsun bunlara ki kendisine ilim ve birçok yetenek verildiğini, özel bir insan olduğunu, ulu olduğunu vs vs vs öne sürdükleri bir kişi aracılığıyla iman ederler. Bunların dini benim kurandan anladığım islam değildir. Kuranla risalelerin 500 tane çelişkisini dökerim buralara da, bunları zaten burda herkes biliyor. Bizzat cebren said nursi talebeleri günümüzde açıkca çekinmeden siyonizmle işbirliği halindedir. Hocalarının mirasını devam ettiriyorlar. Bunu görmeyen zaten hiç konuşmasın.
ıÜü
Hayatını iman ve KURAN'IN HAKİKATLARINI tebliğ ve neşri için geçiren bunu için de hertürlü eza ve cefaya göğüs geren bir Kur'an tilmzine siz kalkıp olmadık yakıştırmalar yazıp çiziyorsunuz.Bakın arkadaşım ya ciddi bir oyuna farkında olmadığınız halde geliyorsunuz.yada bilerek bir oyunun parçası konumundasınız her halukarda sizin tekrar düşünmenizi akıl ve kuranın mizanıyla tartmanızı tavsiye eder ramazanın bu saatinde size ve kendime kuranın değrleriyle bezenmemiz hususunda dua ediyorum.
Said nursinin kuranla ne alakası vardır. O kuranı sadece ebced için eline almıştır. Kuranı tebliğ eden bir tevhid eri oturup kuranda kendi ismini ararmı. Kuran tilmzine teriminin manasını bilmiyorum fakat, bu kişi olsa olsa kuran düşmanı olur. Kendisini Allah ile kişilerin arasına yamamaya çalışmış ve risalelerinde binlerce safsatayı kuran yorumu diye yutturmuşl, kuranı okunmayan bir kitap haline getirtmiş, sadece risale okutmuş ki risaleler tam bir sapıklık ürünüdür, ehli sünnetçi hadisci bir adamın kuranla ne alakası olur. Birkere bir kişi ehli sünnet ve hadis diyorsa durup düşüneceksin. Birde üstüne mehdi deccal mesih diyorsa bir daha düşüneceksin. Ensonunda şefaat mürşit işine girdimide artık o adamdan tamamen uzaklaşacaksın. İşte said nursinin dini ve kuran dini,
SAİD NURSİ DİNİ,
- HADİSLER
- EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT
- MEHDİLER
- DECCALLER
- MÜRŞİDLER
- TASAVVUF
- TARİKAT
- MEZHEPLER
- MESİHLER İSALAR
- DİNLER ARASI DİYALOG SAFSATASI
- ALLAH İLE ALDATMA ADINA HERŞEY
ŞİMDİ BU SAYDIKLARIM BU SAİD NURSİNİN RİSALELERİNDE KABUL GÖREN OLGULAR DEĞİLMİDİR. İŞTE TEZ ÇÜRÜDÜ. BU ADAM MÜŞRİKTİR.
KURAN DİNİ
- ALLAH
- TEVHİD
- TESLİMİYET
- KURAN
- ŞİRKE KARŞI DURMAK.
- SAİD NURSİ DİNİNDEKİ TÜM OLGULARDAN UZAK DURMAK.
İŞTE FARKLAR VE NET ÇİZGİLER. MÜŞRİKLERDEN YÜZ ÇEVİRMELİSİN ARKADAŞIM. ONLARI SAVUNARAK SADECE KENDİNE ZULÜM EDERSİN ..
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma