Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Daha önce okuduklarımdan anladığıma göre 4:25'teki MUHSENAT lafzen KORUNAN, mecazen ise iffetli demekti. Şimdi bu kelimenin haSane (حصن)nin türevi olup cinsel engelsiz anlamına geldiğini okuyorum.
Kısa bir araştırma yaptım; DOKUNULMAZLIK anlamına gelip MASUNİYET şeklinde Türkçemize girmiş olan "mahsuniyet"in de aynı kelimenin türevi olduğunu gördüm. MAHSUNİYET = muhsan (bağışık) olma hali.
Sağlık açısından bu, aşı gibi önlemler sayesinde hastalıklardan etkilenmeyen demek; cinsel açıdan ise ilişkinin önündeki engellerden etkilenmeyen* yani CİNSEL ENGELSİZ.
Arapça bilenlerden ricam: bu bilgi doğru mu? Önemlidir çünkü bazı ayetlerin meallerini daha tutarlı ve makul hale getiriyor.
Örneğin lafzen, YEMİNLE SAHİP OLUNANLAR anlamına gelen MA MELEKET EYMÂN, Çalıkuşu Feride örneğinde görüldüğü üzere cinsel ilişkiden başka bir amaçla eş alınanlar demek. Genç Feride, doktor binbaşı Emrullah'ın "meleket eymân"ıdır. Yaşlı doktorun cinsel gücü yok; Feride bunu bile bile onunla evlenmiştir.
Buna göre Nisâ 25'in ilk bölümü:
Ve kendi cinsel gücü cinsel engelsiz inanan kadınlara yetmiyenleriniz inanan genç kızları yemin nikahlı eş edinsinler...
Yani ihtiyar doktor emrullahlar cinsel ilişkide bulunmamaya kararlı genç ferideleri yemin nikahlı eş edinsinler.
Şimdi yarı ceza hükmü "muhsan"ın bu anlamına göre daha makul görünüyor. Ayetin ikinci bölümü:
Eğer cinsel engelsiz olduklarında (iza uhsinne) bir ahlaksızlık ederlerse onlara cinsel engelsiz öteki kadınlara verilen "cezanın yarısı"nı verin...
Çünkü yemin nikahlı eşler edinen adam, cinsel ilişkiye kesinlikle yanaşmıyor; eşleri onunla ilişkide bulunamadıkları için başka erkeklerle uygunsuz durumlara düşmüştür, istemiyerek. Cezayı hafifleten bir zorlanmadır bu.
Ne dersiniz?
Sevgi ile,
Hasan Akçay
____________________________________
*Tahrim 12'deki ahsanet fercehâ Y N Öztürk'ün mevcut mealine göre iffetini bir kale gibikoruyan demek. Oysa cinsel ilişkiye girmeye hazır anlamına geliyor. Meryem, kendisine cinsel ilişkiyi haram edip bir mağaraya çekilmişken kararını değiştiriyor ve ilişkiye girmesinin önündeki engeli kaldırıp cinsel açıdan engelsiz hale geliyor. "Ahsenet fercehâ"nın doğru anlamı bu.
Nur ve Ahzab surelerinin çeviri-yorumunda meydan savaşı veren siz, Hasan Akçay. Hayır.
''Çünkü yemin nikâhlı eşler edinen adam, cinsel ilişkiye kesinlikle yanaşmıyor;eşleri onunla ilişkide bulunmadıkları için başka erkeklerle uygunsuz durumlara düşmüştür, istemiyerek.Cezayı hafifleten bir zorlamadır bu. Ne dersiniz.''
Hayır derim. Siz de mi ''ruhsat talebinde bulunuyorsunuz; imtiyaz mı istiyorsunuz çok eşliliğe ve de zinaya.
Birbirleriyle evliliklerini,ahitleşmelerini toplumun şahitliğine ve defterine geçirmeniz yerine allah'a tasdik ettirmeniz, ihaneti ihanetcik;zinayı zinacık mı yapar? Boşanma diye bir kurum da var galiba. Buraya kadar olan konu 'evlilik kurumunun' hukuku.
Fakat bir de -esasta- cinsel ilişki hariç evlilik kurumu benzeri -yani o kadar sağlam ve temiz- olan; ''yetimlerle'', isterseniz ''cariyelerle'', isterseniz ''meryemlerle'', isterseniz ''emelerle'', isterseniz ''carullahlarla'' ilgili bir kurum- hukuk var; ''İkişer-ikişer, üçer-üçer, dörder-dörder'' diye teşvik edilen ve meallerde ''evlenin'' denilen, sizin se ''evlendirin'' dediğiniz kurum- hukuk, İsa'nın ''toplumun hizmetçiliğine soyunan olun'' dediği,sebil ve kişinin kendisini topluma ''nezr etmesi'' diye ayrı bir kurum ve hukuk. Bu yönde yazacaklarım çok uzun sürecek,bir çok katılımcı olacak,arada küfür- kafirle konu sapacak;ben ise meramımı düzgünce anlatamayacağım.Bunun yerine ben size bir şey önersem,desem ki 'ben bu yöndeki bilgilerimi: Sn.Av.İlhami Çetin'in, olayları ekonomi-sosyo-politik açıdan inceleyen, ADALET va RAHMET adlı sitesinin 14.11.2007 tarih ve 142 no'lu makalesinden 12.03.2008 ;; 5 ;; ;; 18.03.2008 ;; 19 ;; ;; 15.04.2008 ;; 75 ;; ;; 01.06.2008 ;; 28-29-30 ;; 04.08.2008 ;; 99 ;; 08.10.2008 ;; 121,122,123,124 no'lu makalelerinden edindim.Belki bir fikir verebilir. Sayın Hasan Akçay. Lütfen önerimi yanlış anlamayın.Lütfen tetkik edip, düşünce ve fikirlerinizi paylaşır mısınız?
Merhaba sayın Galip Yetkin. Makalelerin linklerini verir misiniz ya da okumamı istediğiniz bölümerini buraya alıntılar mısınız.
Ricam:
Benimle görüş alıp vermek istiyorsanız bir iletide bir konu üzerinde durun lütfen. Nisâ 25 gibi. Artı, örneğin "Nur ve Ahzab surelerinin çeviri-yorumunda meydan savaşı" veriğimi öne sürmek suretiyle kişisel takılmayın, niyet okumayın. Niyetimin ne olduğunu Allah bilir bir de ben. Ama meydan savaşı vermek gibi bir niyetim asla olmadı; neyin doğru olduğuna inanıyorsam onu dile getirmeye çalıştım.
'ilhami46.blogcu-archive' olarak girin. Çıkandan birincinciyi tıklarsanız, makalelerin sağında Archive'e basın. İkinci sırayı tıklarsanız 2009 - 2008 - 2007 arşivleri aylar olarak karşınıza çıkacak. Ay olarak basarsanız karşınıza tarih sırasıyla makaleler çıkar.Makale numaraları makale sonundadır.Bazan aynı tarihte 4-5 makale yazılıdır ve makaleler ayrı numaralar almıştır.Konu başlıkları sizi şaşırtmasın.Bahsettiğim konular makale içinde bir, iki veya üç paragraf halinde geçmektedir.
Daha önce okuduklarımdan anladığıma göre 4:25'teki MUHSENAT lafzen KORUNAN, mecazen ise iffetli demekti. Şimdi bu kelimenin haSane (حصن)nin türevi olup cinsel engelsiz anlamına geldiğini okuyorum.
Kısa bir araştırma yaptım; DOKUNULMAZLIK anlamına gelip MASUNİYET şeklinde Türkçemize girmiş olan "mahsuniyet"in de aynı kelimenin türevi olduğunu gördüm. MAHSUNİYET = muhsan (bağışık) olma hali.
*Tahrim 12'deki ahsanet fercehâ Y N Öztürk'ün mevcut mealine göre iffetini bir kale gibikoruyan demek. Oysa cinsel ilişkiye girmeye hazır anlamına geliyor. Meryem, kendisine cinsel ilişkiyi haram edip bir mağaraya çekilmişken kararını değiştiriyor ve ilişkiye girmesinin önündeki engeli kaldırıp cinsel açıdan engelsiz hale geliyor. "Ahsenet fercehâ"nın doğru anlamı bu.
Sevgili hocam, mahsuniyet ile ma'sumiyeti karıştırıyor olmayasın.
"cinsel ilişkiye girmeye hazır"
Değerli hocam, kelimelerin anlamlarını karşılarına yazar mısınız!
Abdurrahman hocam, sözünü ettiğim kelimelerin kökeni ile ilgili tahminim, adı üstünde, yalnızca tahmin. Kesin bir bilgim yok. Doğrusunu öğrenmek için sordum. Nisâ 25'teki "muhsenât"ın CİNSEL ENGELSİZ olduğu iddiasına ise katılmıyorum; "iffeti korunan"lar onlar, ve Nisâ 24'tekilerin aksine bekâr kadınlar. Bunu daha önce müzakere ettik. Gerektiğinde yine açıklarım, Allah isterse.
Diğer başlıktaki itirazlarınızı da okuduktan sonra, "muhsanât" ve "illâ mâ meleket eymânukum"dan tam olarak ne anladığınızı anlayabilmem için, 23 ile bir bağlantısının olup olmadığını da belirterek, Nisâ 24 ve 25'in anlaşılır bir çevirisini buraya yazar mısınız? Çünkü;
1- "Ve-lmuhsanât illâ mâ meleket eymânukum",
2- "Ve uhille lekum mâ verâe zâlikum",
3- "muhsınîn ğayra musâfihîn",
4- Fe men lem yestetı' minkum tavlen en yenkiha-elmuhsanâti-lmu'minât fe mimmâ meleket eymânukum min feteyâtikum-ulmu'minât",
5- "Muhsanâtin ğayra musâfihât ve lâ muttexizâti exdân",
6- "Fe izâ uhsınne",
7- "Fe aleyhunne nısfu mâ al-elmuhsanât"ı nasıl anladığınız, sizi net anlamam için, önemli.
Dikkat:
"Sizin "yeminler"inize sahip olanlar - Vellezîne akadet "eymân"ukum".
Size şu kadınlar haram kılındı: anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşinizin kızları, kız kardeşinizin kızları…
Nisâ 24:
Ve Allah’ın üzerinize yazdığı üzere, yeminlerinizin sahip oldukları hariç, iffeti korunan evli kadınlar. Bunların dışındakileri mallarınızı vererek istemeniz size helal kılındı. Yeter ki uygunsuz değil iffetli davranın. Ve kendilerinden sağladığınız yarara karşılık onlara mehirlerini bir hak olarak verin. Ama mehirin belirlenmesinden sonra karşılıklı rızalaşmanız caizdir. Allah bilir, bilgedir.
Nisâ 25:
İçinizden kim iffetli bağımsız müminelerle evlenmeye güç yetiremiyorsa yeminlerinizinsahip olduğu genç müminelerinizden alsın. Sizin imanınızı Allah bilir. Ama hepiniz birsiniz. O halde iffetli olmaları, uygunsuzdavranmamaları, gizli dost edinmemeleri koşuluyla ailelerinden izin alarak evlenin onlarla. Ve kendilerine mehirlerini güzelce verin. Koruma altına girdiklerindeuygunsuz davranırlarsa onlara bağımsız kadınların yarı cezası uygulanır. Darlanmaktankorkanlarınız içindir bu. Dişinizi sıkmanız kendi iyiliğinizedir. Allah esirger, bağışlar.
*
"Sizin "yeminler"inize sahip olanlar - Vellezîne akadet "eymân"ukum". Çevirinizde özne değişmiş, özne "eymân"ukum.
Teşekkür ederim. Bu ifadeyi siz tercüme eder misiniz.
Size şu kadınlar haram kılındı: anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşinizin kızları, kız kardeşinizin kızları…
Nisâ 24:
Ve Allah’ın üzerinize yazdığı üzere, yeminlerinizin sahip oldukları hariç, iffeti korunan evli kadınlar. Bunların dışındakileri mallarınızı vererek istemeniz size helal kılındı. Yeter ki uygunsuz değil iffetli davranın. Ve kendilerinden sağladığınız yarara karşılık onlara mehirlerini bir hak olarak verin. Ama mehirin belirlenmesinden sonra karşılıklı rızalaşmanız caizdir. Allah bilir, bilgedir.
Nisâ 25:
İçinizden kim iffetli bağımsız müminelerle evlenmeye güç yetiremiyorsa yeminlerinizinsahip olduğu genç müminelerinizden alsın. Sizin imanınızı Allah bilir. Ama hepiniz birsiniz. O halde iffetli olmaları, uygunsuzdavranmamaları, gizli dost edinmemeleri koşuluyla ailelerinden izin alarak evlenin onlarla. Ve kendilerine mehirlerini güzelce verin. Koruma altına girdiklerindeuygunsuz davranırlarsa onlara bağımsız kadınların yarı cezası uygulanır. Darlanmaktankorkanlarınız içindir bu. Dişinizi sıkmanız kendi iyiliğinizedir. Allah esirger, bağışlar.
*
"Sizin "yeminler"inize sahip olanlar - Vellezîne akadet "eymân"ukum". Çevirinizde özne değişmiş, özne "eymân"ukum.
Teşekkür ederim. Bu ifadeyi siz tercüme eder misiniz.
Sevgi ile,
Hasan Akçay
Detaylarına girmeden; yaptığınız çeviride "muhsanât"a, aslında yok dediğiniz, "evli kadınlar", "bağımımsız/hür kadınlar" anlamını siz de vermişsiniz! Teşekkür ederim.
*
V-ellezîne aqadet eymânukum fe âtûhum nesîbehum: Ve ettiğiniz yeminlerinizin/ verdiğiniz sözlerinizin/sağ ellerinizin/kendinizin (sizi) bağladığı kişiler, onların da hisselerini kendilerine verin! Yani, dost/kardeş edindiğiniz kimselere de (size sığınmış muhacir kardeşlerinize de) hisselerini verin!
Detaylarına girmeden; yaptığınız çeviride "muhsanât"a, aslında yok dediğiniz, "evli kadınlar", "bağımımsız/hür kadınlar" anlamını siz de vermişsiniz! Teşekkür ederim.
Merhaba Abdurrahman hocam. Her halde bazı iletilerimi okumadığınız için bu iletimdeki sözlerimi yanlış anlıyorsunuz.
Bakın,
muhsenâtın hepsi bekardır
demiş olamam, diyemem.
Açık ve net. MUHSENÂT
4:24'te evlidir,
4:25'te bekâr.
Onların HÜR kadınlar olması ise 47:4'e aykırıdır. Allah o ayet aracılığıyla köleliğin kaynağını kurutarak bir çırpıda sona ermesini sağlamış; daha önce edinilmiş olan köleleri ise her vesileyle özgür bıraktırıp tasfiye etmiştir. Yani İslamda KÖLE kadınlar yok ki HÜR kadınlar olsun.
Çevirisini yapmaya çalıştığım ayetlerin ilk bölümleri:
24:Ve Allah’ın üzerinize yazdığı üzere, yeminlerinizin sahip oldukları hariç, İFFETİ KORUNAN evli kadınlar da size haram kılındı.
25:İçinizden kim İFFETİ KORUNAN bağımsız müminelerle evlenmeye güç yetiremiyorsa yeminlerinizinsahip olduğu genç müminelerinizden alsın.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma