Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Denizde yüksek dağlar gibi seyreden gemiler O’nun ayetlerindendir. Eğer
dileyecek olsa, rüzgarı durdurur, böylece onun üstünde kalakalırlar.
Şüphesiz, bunda çokça sabreden, çokça şükreden kimse için gerçekten
ayetler vardır. (42 Şura Suresi, 32-33)
Ayette verilmek istenen mesaj açıktır. Eğer bu yaşantımızda birşeyler
yapabiliyorsak, ya da birşeyler oluyorsa, bunun bir sebebi var. Eğer
bunu sağlayan şey ortadan kaldırılırsa, o iş-oluş da kalakalır.
Günümüzde gemiler isterse güneş enerjisiyle hareket etsinler. Yine
değişen birşey yok. Bu sefer güneşin ışığı durdurulursa, dünyamıza
ulaşmazsa gün ışığı, gemimiz kalakalır.
Ya da gemi küreklerle hareket ediyorsa, bu sefer bu yolla hareketi
sağlayan fizik yasaları ortadan kalkarsa, gemi hareketsiz kalır.
Tabii burada anlatılan şey hayatın her alanı için de geçerlidir. Ya da
yaşamın sürmesi için gerekli olan unsurlardan biri ortadan kalkarsa
yaşam da kalmaz gezegenimizde. Bir uçağın veya kuşun havada kalmasını
sağlayan fizik yasaları ortadan kalkarsa onlar uçamazlar.
Nahl Suresi 79 Gök boşluğunda, bir emre boyun eğdirilmiş olan kuşlara
bakmadılar mı? Onları Allah'tan başkası tutmuyor. Bunda, inanan bir
topluluk için elbette ki izler-işaretler vardır.
Kısacası Şura Suresindeki “yelkenli gemi” hem “yelkenli gemiyi”, hem
“diğer tüm teknolojik araçları”, hem de hayatımızdaki “bütün
gerçekleştirdiğimiz veya gerçekleşen işleri” anlatmaktadır.
Bütünün bir küçük parçası verilerek, o bütün göz önüne getiriliyor.
Yasin
42. Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
Kendimizin yaptığını veya kendiliğinden gerçekleştiğini zannettiğimiz
herşey, aslında Allah’ın yarattığı düzenle ve/veya yarattığı diğer
şeylerle gerçekleşebilmekte. Ya da başka bir deyişle bunları doğrudan
Rabbimiz gerçekleştirmektedir, yaratmaktadır.
Vakia Suresi:
62. Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!
63. Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?!
64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:
66. “Muhakkak biz çok ziyandayız!”
67. “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”
68. İçtiğiniz suya ne dersiniz?!
69. Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
70. Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!..
71. Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?!
72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
73. Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık.
74. O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).
75, 76. Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-
Gemilerin hareketsiz kalakalmasına bir benzer başka örnek de insana yönelik olarak verilmektedir Bakara Suresinde:
20. Şimşek neredeyse gözlerini çarpıp götürüverecek.Kendilerine her
aydınlık sunduğunda, orada yürürler.Üzerlerine karanlık binince çakılıp
kalırlar.Eğer Allah dileseydi, işitme güçlerini de gözlerini de elbette
alıp götürürdü.Çünkü Allah herşeye Kadir'dir.
21. Ey insanlar!Sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin ki, korunabilesiniz.
22. O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı.Ve
gökten bir su indirdi de onunla si- zin için meyvalardan/ürünlerden bir
rızık çıkardı.Artık bilip durduğunuz halde Allah'a ortaklar koşmayın.
Bilim ve teknoloji denilen şeyi Allah'ın koyduğu fizik kanunları, bize verdiği akıl ve ilim sayesinde gerçekleştirebiliyoruz.
Kısacası gerek doğal, gerekse teknolojik nimetler, hepsi Allah'ın eseridir. Geçmişteki, şu andaki ve gelecekteki...
Nahl Suresi 8 Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları,
katırları, eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır
O...
Nahl Suresi 81 Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler oluşturdu.
Dağlardan sizin için sığınak evler yaptı. Sizin için, sıcaktan
koruyacak elbiselerle savaşta koruyacak elbiseler de yaptı. İşte
nimetini üzerinizde böyle tamamlıyor ki, O'na teslim olup esenliğe
ulaşabilesiniz.
Zaten kaderimizde de programlanmıştı insanların neyi ne zaman keşfedip kullanacakları.
Aslında yine tüm bunlar, şu 2 günlük imtihan hayatımızda kendimizle
yüzleşmemiz, ahirette neyi hakettiğimizi görmemiz ve de bazı ufak
mükafat veya cezaları daha bu dünyada tatmamız için:
Casiye Suresi 22 Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki
her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın,
yüz yüze getirilsin.
Necm Suresi 31 Göklerde ne var yerde ne varsa Allah'ındır. Bu,
Allah'ın; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, güzel
davranıp güzel düşünenleri de güzellikle ödüllendirmesi içindir.
Allah'ın sürekli olarak birşeyi tekrar tekrar yaratması, insanlar
tarafından sanki kendiliğinden oluşan mekanik bir düzen gibi
algılanmasına karşın, aslında yine Rabbimizin doğrudan yaratışları söz
konusudur:
Neml Suresi 64 Yoksa yaratmaya başlayıp sonra tekrar tekrar yaratan ve
sizi gözeten ve yerden rızıklandıran mı hayırlı? Allah'ın yanında bir
ilah mı var? De ki: "Getirin susturucu kanıtınızı, eğer doğru sözlüler
iseniz."
Ankebut Suresi 19 Hiç görmediler mi, Allah, yaratmayı nasıl başlatıyor,
sonra onu tekrarlıyor/yeni baştan yapıyor. Kuşkusuz bu, Allah için çok
kolaydır.
Kamer Suresi 3 Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır.
Ama aynı zamanda Rabbimiz bunların kendiliğinden-değiştirilemez
bir düzen falan olmadığını, dilerse farklı şekillerde
yaratabileceğini,yani koyduğu yasaları da değiştirebileceğini, hatta bu
düzenlerin sonradan var olduklarını da örnekleriyle gösteriyor:
Örneğin yaratmak için anne+baba=doğuma yani cinsellik aracılığına ihtiyacı olmadığını delilleriyle sunuyor.
Ali İmran Suresi 59 Allah katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu
gibidir.Onu topraktan yarattı, sonra ona “ol” dedi.Artık o, olur. (İsa
da tıpkı Adem gibi cinsellik olmadan yaratılmıştır, birinde baba
yoktur, diğerinde ise hem anne hem de baba yoktur, durumları benzerdir)
Yine doğrudan(atasız) yaratmaya örnek:
Maide Suresi 110 Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa!
Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le
desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla
konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim.
Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine
üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim
iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun.
İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik
ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir
büyüden başka bir şey değil bu."
Bunun dışında ahiret evreninde insanların yine doğrudan topraktan
yaratıldığını, hatta kainatın yoktan var edildiğini belirten ayetler de
bu durumu güzelce tasvir eder.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma