Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
AYİNSEL-TÖRENSEL
KULLUK (NAMAZ) ve DAHASI
Ardeshir Spencer
Ben bir Zerdüşt'üm. Doktor Shabbir'in araştirmalari bütünüyle doğru. Sizin
namaziniz İrandan, İranli imamlar tarafindan Zerdüştlük'ten çalinmiştir.
İslamin ve Zerdüştlüğün uygulamalari arasindaki ürkütücü benzerlikleri tartişabilirsek
uygun olacaktir. Bu karşilaştirmalar tesadüfi normal olanlarin ötesine gider.
01. Ritüelin gereklilikleri: İslam takipçilerine günde 5 kez namaz kilmalarini
emreder ve namaz kilacaklara müezzin tarafindan çağri yapilir. Bu namazlar i)şafak
vakti ii)öğle iii)öğleden sonra vi)akşam v)gece
Zerdüştlükte "geh" ritüelini gerçekleştireceklere günde 5 kez
yapmalarini emreder. Dindarlar AtashBehram/Agiarydeki zilin çalmasi ile çağirilirlar.
Bu namaz ritüelleri de İslam'daki ile aynidir ve isimleri sirasiyla şöyledir:
02. Ritüelden önce gerekenler: Camiye girişte ve namaza başlamadan önce
Müslüman başini örtmeli, yüzünü ve kol-bacak gibi uzuvlarini yikamalidir.
Benzer bir biçimde, bir zerdüştte Agiary'e girişte başini örtmeli, yüzünü ve
kol-bacak gibi uzuvlari yikamalidir ve namazlarina başlamadan önce Padyaab
Kusti (araştirmalarim kadariyla bu Zend Avesta'nin bir parçasinin bölümlerini
temsil etmek üzere yapilan 72 kez belin çevresine sarilmiş ipi bağlama ritüeli)
yerine getirilmelidir.
03. Dualar: İslam'da Çeviri/Farkli harflerle yazim mümkün olduğu halde, dualar
sadece arapça. Ayin de sadece arapça olarak yönetilmek zorunda. Zerdüştlükte de
öyle, dualar sadece ezberden Avesta ya da Pazend olmak zorunda. Aslinda Avetan
dualarinin Pazend parçalari Avestan Manthravani'nin kesintisiz akişinin
kesilmemesi için alçak seste ezberden okunmak zorunda.
04. En kutsal yer(Sanctum Sanctorum) ve onun saygideğerliği: Camideki en kutsal
nokta Kible(qiblah) olarak adlandirilan Mekke'ye dönük duvardir.
Atashbehram/Agiary'de Atesh Padshah'inin bulunduğu yer de kibledir(keblaah).
Müslümanlar Kible'nin önünde yere kapanirlar(sajdah-secde), zerdüştler de
Keblaahtan önce secdelerini(sezdah) yaparlar. İkisinde de diz çökmek ve alni
toprağa koymak vardir.
05. Kutsal Ay: İslam'da Müslümanlarin içinde tutmalari gereken ve ancak gün batimiyla
bozacaklari oruç için kutsal ay Ramazan'dir. Zerdüştlükte kutsal olan Bahman da
benzer çağrişimlara sahiptir ki özellikle dünyevi zevklerden arinilmasi istenmiştir.
Muhtemelen Sasani hanedanliği döneminde Bahman, ayi şu anda Ramazan olarak
gözlemlediğimizdir.
06. Cennete yükselme: Islam azizlerinin hayat hikayeleri bizi inandirmaktadir
ki Muhammed peygamber Kudüs'ten cennete mitik yaratik Burak ile çikmiştir. 7 göğü
geçmiş, elçilerle selamlaşmiş ve Allah'in görkemli cennet alemini seyretmiştir.
Dinkard bize anlatiyor ki Asho Zarthustra bahman Ameshaspand'in yakarişlari
ruhsal olarak bilincini cennet alemine yükseltmiştir ki orada Asho Zarthustra
Tanri'nin görkemini seyretmiştir. Benzer bir seyehat erdemli Ardaviraf'a ithaf
edilir ki o ruhsal yolculuğu sirasinda cenneti-cehennemi ve
çilehaneyi(günahlardan arinmak için aci çekilen yer) ziyaret etmiştir.
Yukaridaki benzerlikler çok açik. Daha dikkatli araştirma daha fazla paralelliği
ortaya çikaracaktir. Buna rağmen sadece bu noktalar bile saf tesadüfleri ortaya
çikarmak için yeterlidir. Bu demektir ki Zerdüştlük İslam üzerinde kabul
edilmese de inanilmaz büyük etkiler birakmiştir. Herkes İslam'i yahudilikten ve
hristiyanliktan borç almiş bir din olarak görür ancak bilmelidirler ki İslam
alimleri bu olgulari güçlü bir biçimde İran'dan almiştir ve bu muhtemelen hakkinda
çok az şey bilinen Dastur Dinyar(Salman Farisi)a atfedilebilir(Dastur Dastur(s)
(Persian) Papaz, otorite, elçiden sonraki diplomat, Zerdüşt Rahibi; Persi rahipliğinin
en üst makami,ikinci sinif rahibler Mobeds diye adlandirilir. Eğer dasturun oğlu
dastur olma ihtiyaci olmazsa dasturun oğlu olmayan hiçkimse olamaz). Bu borç o
kadar etkileyicidir ki sürekli olmak zorundadir ama sonra reddedilmiştir.
Hepsinden sonra eğer İslam Allah tarafindan destekleniyorsa eski inançlarin
olduğu gibi kabul edilmemesi gerekmiyor muydu? Özellikle de İslam'in yendiği
bir toplumun inançlarini. Belki bu sizin İranli imamlarinizin benim inancima bağliliklarini
açiklar.
07. Chinvat Bridge(Sirat Köprüsü): İran mitine(efsanesine) göre, bir insan öldüğünde,
ruh üç günlüğüne vücutta durur. 4. günde koruyucu tanrilarin eşliğinde Sirat
köprüsüne gider(ayirici-filtreleyici köprü, ayrica Al-Sirat diye de anilir).
"Köprü saçtan ince kiliçtan keskindir" ve derin kanyon dibi
canavarlarla doludur. Köprü'nün diğer tarafinda cennete giden kapi bulunur.
08. Cennet: Demonlar(iblisler-zebaniler) köprünün ayağina gardiyanlik yaparlar
ve ruhlarin kaderleri üzerine tanrilar ile münakaşa ederler. Ölü kişinin
hareketleri, hem iyi hem kötü olanlar, ölçülür, ve ruhun köprüden geçip
geçemeyeceği belirlenir. Ruhlar ki onlarin kötülükleri iyiliklerine ağir
basanlar şeytanlarla dolu çukurda ölümsüz eziyetle karşilaşirlar. Bu çukurdaki
lanet, her bir ruh GÜLYABANİ tarafindan işkence edilmesidir ki yaşarken ki
günahlari temsil eder. Bir kez düştünmü kendi gücünü kullanan hiç kimse
cehennemin korkusundan asla kaçamaz.
Zerdüşt, M.Ö 6. yy din lideri, takipçilerini cennet yolundaki bu engel
konusunda uyardi ancak sürüsüne liderlik yapacağina söz verdi. Eski zaman
belgeleri Gathas (Zerdüşt şarkilari) anlatiyor ki "Sirat Köprüsü ahlaksizlar-kötü
huylular için daralacak." ki oradan sadece mübarekler(kutsal olanlar)
zarar görmeden kolayca geçecekler.(Gathas'ta, yargiç olarak adlandirilan adalet
tanrisi Rashni kimin kurtuluşa ereceğini ve kimin lanetleneceğini
belirleyecek). Tüm imansizlar (inanmayanlar) cehenneme düşecek ki peygamber
özellikle yalanin takipçileri için yaratildiğini söyler.
Efsaneler yarim yamalak taslak halinde ama iddiadir ki Chinvat(sirat) köprüsü
uzak kuzeyde bir yerlerde. Orasi pislik yeridir ki orada lanet devam eder
fizikzel işkence ve ruhsal izdirap. Sirat köprüsünden geçememiş ruhlar bu işkencelerin
azabini AHRAMAN'a kadar tadarlar, Zerdüştlüğün şeytan tanrisi iyiliğin tanrisi
Orzmahd tarafindan son yargi sirasinda yok edilmiştir. Bu kez kayip ruhlar,
yalan tekrar şahlanana kadar, doğrulukla restore edilmişlerdir ya da sonunda
yok oluşla karşilaşmişlardir.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Kurt irkciligi yapan bir siteden alinti bir yazi. Buraya kaydedilmis olan yazi agirlikli olarak irkci propaganda yazilarinin oldugu bu sitede enteresan iddialarin yapildigi bir yazidan (Kitaptan)alinmistir. Bu yaziya gore ise bes vakit namaz Muhammed doneminde mevcuttur. Sonradan Islama girmis degildir. Mevlana hazretleride cok ovulmektedir.
" Hz Muhammed’in Namazı, Mi’rac’dan sonra neden dört veya altı değil de beş vakte çıkardığını bilmiyorum. Ama Zarathustracılar bu beş vakit ibadetin sebebini, dönen uzayın beş peryodunu karşılamak ve bu peryodlara saygı göstermek olarak izah ediyorlar." Kirmizi yazi adi gecen sitede bu konunun devaminda gecmektedir.
EBÛ HANİFE:
Numan b. Sabit (H.80-150), Arap olmadığı kesin olmamakla beraber, Türk
veya İran asıllı olduğu hakkında farklı rivayetler mevcuttur.Onun
Tirmizli bir Türk kabilesine mensup olduğu söylenmekle beraber M. Ebu
Zehra’ya göre ise Farslıdır. Abdulbaki Gölpınarlı’ya göre de Ebû-Hanife
Nu’man b. Sabit’in babası, Zerdüşt dinindeyken İslam'ı Kabul eden
Kâbül’lü Zevtâ’dır, bu şahsın adının Tâvus yahut Merzubân olduğunun
rivayet edildiği şeklindedir.
Fıkıh öğretisini öğrencileri oldukları
iddia edilen Ebu Yusuf (H.113-182) ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani’ye
(H.135-189) isnat ettirilmiştir. Ebû Hanife’nin bizzat kendisi
tarafından kaleme alınmış eseri yoktur. Sünnet konusunda onun hakkında
dendiğine göre ravisi güvenilir olduğu zaman Muhaddislerin çoğunluğunun
eğilimine aykırı biçimde Mürsel hadisi delil olarak
değerlendirmekteydi. Muhaddislerce zayıf karşılanan ve kendisiyle amel
edilemez diye değerlendirilen bir çok hadisi delil olarak ileri sürme
yoluna gitmiştir. Hanefiler şöyle söylemektedirler: “ Kur’an,
mütevatir veya meşhur sünnetle nesh edile bilir. Sadece ahad hadisle
nesh edilemez”. böylece hadislerin Kur’an’ı nesh edebileceğini yani
iptal edebileceğini fıkıhlarına esas Kabul etmişlerdir. (
Bak. Dr. İsmail Hakkı Ünal. İmam Ebu Hanife’nin Hadis Anlayışı ve
Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
No.327 Baskı-1994 Sayfa 213 )
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma