Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Adventuresoul(macera ruhu) sitesindeki macera oyunları senaryo yarışmasına gönderdiğim 2 çalışmam:
KIYAMETİN EŞİĞİNDE
Sorun-Düşman: Çılgın bir Avustralyalı profesör olan Clark, dünyadaki ilk "yapay kara deliği" vücuda getirmeye çalışıyor. Belki de getirdi. Eğer öyleyse dünyanın başı cidden belada. Çünkü kendisi dengesiz biri ve dünyayı bu kara deliğine yem yapabilir. Bu uğurda kendini harcamış vs. mantık aramayın. Çünkü kendini de eserine kurban etmekten çekinmeyecektir.
Bilindiği üzere, iğne ucu kadar bir kara delik bile hemen dünyamızın merkezine çökecek ve iştahla gezegenimizi yiyip bitirecektir.
Bu kötü adamın merkezi ülkesindeki ormanlık bir bölgede. Çok ileri teknoloji üssünün nimetlerini kullanarak, çevredeki yerli halkın korkularını-efsanelerini yapay bir şekilde hayata geçirmiş aynı zamanda. İnançlarındaki canavarları-orman yaratıklarını, robot ve benzeri teknolojileri kullanarak yaratmış. Yani halktan hiç kimse merkezine değil yaklaşmak, aklına getirmeye bile pek cesaret edemiyor. Artık rivayetler, hemen herkesin şahit olduğu ve hatta canlar alan gerçek kabuslara dönüşmüş durumda. Avustralya ormanlarının derinliklerinde özellikle bastıran sisin ardından kan içen yaratıkların yerli halkı ve büyükbaş hayvanları kendilerine kurban olarak seçtikleri iddia ediliyor. Ayrıca bu canavarların uçma yeteneğine sahip oldukları da söyleniyor. Bilim adamları bile gelişmeler karşısında şaşkın. Sorunu çözecek kimse: Türk gizli servisinden Volkan. Hem bu üsse sızmak hem de kara deliği etkisiz hale getirip imha etmek için hem silahlarına, hem de zekasına ihtiyacı var. Çözmesi gereken sayısız bulmaca onu hedefe götürmekle birlikte kara deliği etkisiz hale getirmesini sağlayacak. Tabii bu arada aksiyon da olacak. Ayrıca çılgın dahinin emrindeki adamlardan biri olan Carter eski belalarından biri. Çok zeki, aynı zamanda da teknolojiden, dövüş sporlarına kadar birçok konuda bir uzman. Kahramanımız Volkan’la birlikte geçmişte aynı saflarda yer almasına karşın, şimdi paranın peşinde, Clark’ın ölümcül koruyucu meleği… Volkan’la da yarım kalan bir hesabı var. Kahramanımız bunlarla tek başına mücadele edecek, ama sonunda yardımcı bir kuvvet gelebilir. Hem zamana karşı, hem de düşmanlarına karşı yarışacak.
Evet, vahşi hayvanlarla ve bin bir tuzakla dolu bir orman. Ormanın içindeki ölümcül teknolojik oyuncaklar. Kara deliğin bulunduğu, çok iyi korunan teknoloji merkezi ve içindeki ölümcül düşmanlar. Ayrıca çevre halkı da her an sizin aleyhinizde bir şeyler yapabilir. Üssü arama ve bulma aşamalarındaki gizem ve çok gerekli bir yüksek zeka. Kara deliği imha aşamasına kadar hem aksiyon, hem gizem, hem de bulmacaların kol kola geçtiği, oldukça tehlikeli bir girdap. Söylememe gerek yok, tüm dünyanın geleceği kahramanımızın ellerinde.
*************************************
Bu maceradan bir sahne:
-Merhaba sevgili Volkan,uzun zaman oldu
-Ah evet dostum Carter,sanırım aramızda yarım kalan hesabı kapatmaya niyetlisin bu sefer.
Kavga birden başladı,Carter dans edercesine tekmesini Volkan'a savururken bir yandan da kıvrak bir vücut hareketiyle dönerek diğer tarafına sokulmaya çalıştı aynı anda.Gerçekten çok hızlıydı ama Volkan istem dışı ani bir refleksle hem bu şaşırtma tekmeden hem de pozisyondan sıyrılmıştı.
Carter Kungfu dan Brezilya Jiu Jitsusuna birçok dövüş sanatında kara kuşağa sahipti.Ormanın derinliklerinde Volkan’la yaptıkları bu çarpışma onun için hayati bir öneme sahipti.Şaşırtma bir yumruk daha savurdu,Volkan’ın gözleri yumruğunu takip ederken aniden dönerek ters yönden eğilerek rakibinin ayaklarını tutmasıyla kaldırması bir oldu.Yere düşen Volkan’ın bir kolunu , hem elleri hem de bacaklarıyla kavrayarak var gücüyle kırma hamlesine başladı.Volkan’ın yüzünde büyük bir ızdırap ve hafif bir inilti oluşmuştu.
-Tıpkı eski günlerdeki gibi öyle değil mi Volkan,tek farkı bu sefer karşı taraflarda yer almamız ……
Volkan cevap verecek durumda değildi.Ama tam kolu kırılacakken , can havliyle, normal üstü bir güçle boştaki eliyle rakibinin nazik kısmına yumruğunu indirmeyi başarmıştı.Aslında yerdeki bu kilitli pozisyonda bunu başarmak neredeyse imkansızdı.Evvelden bale çalışmasının vücuda kazandırdığı esneklikle bu dönüşü ve hamleyi yapabilmişti.Bu sefer Carter zor duruma düşmüş ve kendini hızla geriye çekmişti.Volkan toparlanmasına izin vermeden tekmeyi suratına oturtmuştu.Üç metre kadar ileriye yuvarlanan Carter sersemlemesine ve acısına rağmen yine hemen savunma pozisyonunu almıştı.Volkan çok iyi biliyordu ki,vücudunun herhangibi bir yerini Carter’a kaptırmak ölümcül bir hata demekti.Zaten bir düşman sürüsüyle , bir ton tehlikeyle az önce savaşmıştı ve yorgundu.Bu Avustralyalıya karşı yapacağı her hareketi ölçüp biçmeliydi.Buna karşılık rakibi çok zinde ve hazırdı.
Birden Carter’in eli,yırtılan elbisesinden dışarı çıkan kolyeye kazayla dokundu.Bu olay birdenbire ona büyük bir manevi güç verdi,tam da tükenmek üzereyken.
Elizabeth hediye etmişti bunu ona.Sevdiği kadın, sarı saçları rüzgarın etkisiyle hafif savrulurken inceden titreyen ellerle uzatmıştı kolyeyi.
-Bu sana olan sevgimin sembolü olarak hep boynunda kalsın.En zor anlarında bile beni hatırlaman için………………..
Artık Elizabeth’in çenesi titremeye başladı ve daha fazla bir şey söyleyememişti.Carter’in para için kötüler adına çalışmaya başlaması onu yıkmıştı.Artık sevdiği adama karşı çok karışık duygular içindeydi…..Ayrılık vakti gelmişti.Çünkü böyle bir insanla bir gelecek kurmak istemiyordu.O sevdiği adam,acımadan insanları harcayabilen bir canavara dönüşmüştü.
Carter bir şey diyecek gibi oldu,sonra Elizabeth’in yanaklarından süzülen yaşları görünce bunu yapamamıştı.Sadece:
-Seni asla affetmeyeceğim ……….
Elizabeth Carter’in bu sözü üzerine, zincirinin bir ucundan karşısındaki adamın tuttuğu kolyeyi hızla bırakıp ona arkasını dönmüştü.Hem bu yolla ağlamasını daha fazla göstermeyi engellemiş olmuştu.
Carter sevdiği ve muhtemelen br daha görüşemeyeceği kadının saçlarına son bir kez arkasından baktı.Sırtını dönen Elizabeth , bir daha yüzünü dönerek ona bakmayacaktı artık.Birkaç saniye daha ona baktıktan sonra büyük bir öfkeyle o da sırtını dönerek hızla oradan uzaklaştı.
Bir yandan Elizabeth’in hıçkırıklarını giderek azalan bir tonda duyarken,bir yandan da yeni planları üzerinde düşünmeye başlamıştı.Çok yüksek bir ücret önerilmişti kendisine.Emrine gireceği adam bir dahi olarak kabul ediliyordu ve yapay bir karadelik üretmek üzereydi.Bu gizli projede onun koruyucu meleği olacaktı.
**************************************************** Tüm bunları ve tabiatıyla Elizabeth’i hatırlamanın moraliyle birden kendine gelen Carter,bu hırsla hızla Volkan’ın üzerine atıldı.,Carter’daki bu ani canlanmayı görünce biraz şaşırır gibi oldu Türk.Avustralyalıdan aldığı bir karate darbesi üç adım kadar geriletti kendisini.Carter Türkün üzerine bitirici vuruşlarını savurmaya başladı.Buna karşılık hemen hepsini engellemeyi başarmıştı Volkan.
Carter’ın suratını büyük bir kin dalgası kaplamıştı.Volkan bu kıskaçtan kendini kurtaramadan işi bitirmek istiyordu.Birinci darbe….ikinci….üçüncü………..birden Volkan sürpriz bir karşı vuruş gerçekleştirdi.Biraz da şansının yardımıyla tam da düşmanının nefesini kesici noktaya altın hareketi gerçekleştirmişti.
Carter artık soluk alamıyordu,biraz sonra olacakları gayet iyi biliyordu çünkü dövüş sporları onun uzmanlık alanıydı.Az sonra her şey iyice kararacaktı.Son bir kuvvetle birkaç adım atarken,duyduğu sesler zayıflayıp,görüntüler yerini kapkara bir boşluğa bırakırken,gözünde artık tek canlanan Elizabeth’in o son , sırtını kendine döndüğü manzaraydı.Ve tabii orada duyduğu hıçkırıkları da veda edercesine kulaklarında tekrarlanıyordu……….
Sorun:Tüm dünyada birbiri ardına önemli insanlar cinayete kurban gitmeye başlar.Ve dünyadaki tüm Latin ülkelerinde ırkçı görüşler hakim olmaya başlamıştır.
Aynı zamanda bu ülkelerde spiritualist öğretiler hızla yayılmaya başlamıştır.Tüm bunların arkasında Anguis isimli çok zeki, lider ruhlu ve dünyaya hükmetme tutkusu olan bir İtalyan kadın vardır.Avrupa’da İtalya’dan Fransa’ya kadar tüm Latin ülkeleriyle,Güney Amerika’daki tüm Latin(brezilya-arjantin vs..) ülkelerini tek bir devlet haline getirip ırkını dünyaya hakim kılmak istemektedir.
Felsefesi nasyonel sosyalizm ve spiritualism karışımıdır.Yani Hitlerin yeni ve dişi versiyonu.O da Hitler gibi medyumları aracılığıyla bir varlıktan aldığı direktifler doğrultusunda hareket etmektedir.Teşkilatı sadece Latin ükelerini değil,tüm dünyayı sarmış durumdadır.Bir ahtapot gibi her an her yerde kollarına rastlayabilirsiniz Anguis teşkilatının.
Karizmatik ve hükmedici kişiliğiyle dünyadaki milyonları peşinden koşturmaya başlamıştır.Dünyayı yepyeni bir kaosa ve hatta belki de 3. Dünya savaşı’na doğru hızla sürüklemektedir.
Ruh çağırma seansları,çeşitli parapsikolojik yöntemler ve en son teknolojinin harmanı,bu teşkilatın karakteristiğini oluşturmaktadır.Tüm dünyayı artık çok kolay bir şekilde etkileri altına alabileceklerdir.
Yine sarışınların üstün ırk olduğu inancı insanlara aşılanmaktadır.Ama temelde Latinler esmer ırktır.Bu yüzden teşkilatın bilim adamları genetik çalışmalarla Latinleri sarışınlaştırma projesine başlamışlardır.Öncelikle gönüllüler üzerinde deneyler yapılarak dönüşüm hedeflenmektedir.Daha sonra gerekirse zorla tüm dünyayı sarışın hale getirmeyi hedeflemektedirler.Çünkü direktifler aldıkları varlık-hayalet bunu emretmektedir.
Sorunu çözecek olan kişi:Tabii ki dünyayı daha yeni , bir tür kıyametten kurtarmış olan Volkan’dır.Dünyanın hemen her noktasına sızmış bu oluşumla savaşmak ve tehlikeyi durdurmaya çalışmak gerçekten çok zor gözüküyor.
Ve işin asıl kötü tarafı,Volkan Anguis isimli bir dişi belayla mücadele etmeye hazırlanırken,olayın perde arkasında çok daha büyük bir düşmanın var olmasıdır.Aslında Anguis’in iletişime geçtiği varlık ruh falan değildir.Ve hiçbir seansta gelen varlıkta hayalet falan değildir.Anguis bir maşadan başka bir şey değildir bu ölüm oyununda.
Evet politik gerilim ve casusluk macerasından korku öğelerine(seanslar,ürkütücü gelişmeler…),felsefi açılımlardan aksiyona ve çözülmesi gereken büyük gizemlerine kadar yepyeni bir dünyayı kurtarma macerası başlamıştır artık Volkan için.Bu sefer sadece insanoğlu veya teknoloji değil,başka varlıklar da dünyanın ve kahramanımızın ensesinde soğuk nefesini hissettirmektedir.Şimdiye kadar hayatında hiç yaşamadığı deneyimlere ve bulmacalara karşı artık her saniyenin değil,salisenin bile hayati önemi vardır.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma