Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İsrail devleti, Siyonistlerin, yani vaat edilen topraklara dönmeyi savunanların, 1880'lerde Rusya'da başlattıkları Filistin'e dönüş hareketinin bir meyvesidir. Rusya'dan göceden bir kaç Sionist 1882'de Rishon le-Zion (Siyon'da İlk) adlı küçük bir köyde yerleşerek başlattılar hareketi. Rusya'dan ve Polonya'dan gelen az sayıda göçmen grupları küçük yerleşim birimleri kurdular Filistin topraklarında... O siralar milyonlarca Yahudi göçmen Rusya'dan Amerika ve Bati Avrupa'ya goc ediyordu. Ne var ki, batıya göç edenler, kısa sure sonra Theodor Herzl'in savunduğu Siyonizm idealine kapıldılar ve "vatan"a dönme hasretiyle Filistin'de bir Yahudi devleti için çalışmalara büyük bir gayretle katıldılar.
Siyonistlerin Filistin'de devlet kurmak için yaptıkları çalışma bir destandır. Sistematik olarak Filistin'i Yahudi göçmenlerle dolduran bu hareket, elli yıldan fazla suren bir mücadeleden sonra, özellikle Hitler'in zulmünden kaçan Yahudilerin gruplar halinde Filistin topraklarına yerleşmesiyle sonunda 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti ile amacına ulaştı. Bunun gerçekleşmesinde, Amerika ve İngiltere�nin desteklediği 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu ve Filistin'deki İngiliz mandası çok önemli rol oynadı. Filistin'de habire yerleşim birimleri kuran Siyonistler gah Araplardan toprak satın alarak gah terör eylemleriyle toprak sahiplerini ürküterek Filistin'de sürekli toprak kazandılar.
Dünyanın süper güçlerinin desteklediği bu yayılma ve yerleşme politikası Arapları çok tedirgin etti. Nitekim 1928'lerde Kudüs�te toplanan Arap Kongresi bu plana karşı önlem almak için topladı. Ne var ki, iç bölünmüşlük, geri kafalılık, kokuşmuşluk, uzlaşmaya yaklaşmamak gibi zaaflar yüzünden bu kongre 1930'larda dağıldı. Arap milliyetçiliği çeşitli partiler adi altında sürdüyse de Siyonist hareketin politik, maddi ve planlı gücü karsısında kalitesizdi; yenilmeye mahkumdu. Nasir ile bir ara alevlenen Arap milliyetçiliği kuru siki sloganlarla, gerçekçi olmayan hayallerle yenilgi üzerine yenilgi getirdi Araplara.
Soykırımdan geçmiş olan bir etnik azınlığın kısa bir surede düşmanlarının toprağı içinde topuna meydan okurcasına bir devlet kurabilmesi kuskusuz önemli tarihi ve ilahi dersler içeriyor. Göçmenler tarafından İsrail devletinin kurulusu, Kuran'da sıkça zikredilen İsrailoğullarının güçlü bir azme ve kolektif bilince sahip olduğunu gösteriyordu. Kuran Yahudilerden boşuna söz etmiyordu. Onlar Allah�ın örnek olarak seçtiği bir kavimdi... Bir çok peygamberle ve birçok mucizeyle desteklenmişlerdi, nimetlendirilmişlerdi... Kölelik ve savaşlarla sınanmışlardı... Bazı dönemlerde erdem ve adalet örneği, bazı dönemlerde ise ihanet ve zulüm örneği olmuşlardı...
Yahudiler hakkındaki ayetlerin aktüalitelerini yitirmemesi gerekiyordu... Yahudiler kıyamete kadar insanlığa canlı bir tarih örneği olmalıydı... Allah, Yahudilerin geçirdiği büyük zulümlerden sonra onlara bir devlet verdi. Eski atalarının topraklarını... Zilletten izzete kavuşmuşlardı... Buna şükrederek barış ve adalet içinde mi yasayacaklardı yoksa bu gücü azgınlık ve taşkınlık için mi kullanacaklardı?
İsrail devleti ve komşusu Araplar ile olan serüvenini tarih kitaplarına bırakıp günümüze gelelim.
Görülen o ki, Yahudiler sahip oldukları güç ile şımarmış ve maalesef kendilerine reva görülen zulüm ve aşağılamanın bir benzerini amcaoğulları Filistinlilere uygulamaya başlamışlardır... Filistinliler bugün kendi topraklarında parya muamelesi görmekte ve dünyanın en güçlü ordularından birinin acımasız terörüne muhatap olmaktadır... Amerikan medyası, finans, eğlence ve politikası üzerinde kurdukları çok büyük etkinliğe sahip olan Yahudiler müthiş bir propaganda makinasıyla kendilerini mazlum, Filistinlileri ise terörist olarak lanse edebilmektedirler dünyaya. İşin ilginci, medyayla hipnoz olmuş insanlar tüm gerçeklere rağmen yalan propagandaya kanabilmektedirler. Türk medyası da maalesef bu makinanın bir parçası durumunda...
Aylar önce Sharon'un Mescidi Aksa diye bilinen mescidi ziyaret etmesiyle başlayan kavgalar sonucunda her bir Yahudi'ye karşı on Filistinli canını kaybetti, hala kaybediyor. Ancak, kamunun gözünde Filistinliler terörist!
Amerikan medyasından bir örnek vereyim. Ekim 23 2000 tarihli Time dergisinin kapağında büyük harflerle yazılmış TEROR yazısının arkasında bir İsrail askerini linç eden genç bir Filistinlinin kanlı ellerini havaya kaldırmış bir fotoğrafı yer alıyordu. Kotu bir manzaraydı... "Kirilsin o kanlı eller" dedirten bir resimdi... Halbuki ayni hafta bir başka terör fotoğrafı vardı. Çok daha dehşetli. Babasıyla birlikte İsrail askerlerinin kurşunlarından korunmak için sokak kenarına sığınıp bir kutunun arkasına sinmiş dokuz yaşındaki bir çocuk ve onu korumak için çırpınan babası... Bu çocuk bir iki dakika içinde İsrail askerlerinin kurşunuyla ölen yüzlerce Filistinliye katildi... Ne var ki TIME dergisi o resmi yayımlamadı bile. Onun yerine, kapak konusunu Barak ile yapılmış bir söyleşi ve İsrail'i savunan makaleler ile Filistinlilerin terörist olduğu propagandası eşlik etti... Amerikan televizyonları ve büyük medyası maalesef çok güçlü bir Yahudi kontrolü altında... Bu tartışmasız bir gerçek.
Lübnan�daki Filistinli göçmen kamplarını Sağcı Falanjistlerle birlikte basarak binlerce Filistinliyi kadın çocuk demeden katleden İsrail gerillaları barışçı, ama her şeyini kaybetmenin hüznüyle ufuktaki İsrail askerine tas atan terörist!
Filistinlilerin köylerinde dilediği evi yakıp yıkan işgalci İsrail askerleri barışçı, ama çaresizlik içinde ellerini havaya kaldıran Filistinliler terörist!
Gizli ajanlarıyla ve anti-terör (!) timleriyle Filistin köylerinde dilediği Filistinliyi dilediği yerde yakalayıp tutuklayan ve onları karakollarda işkencelerden geçiren İsrail askerleri barışçı; ancak onlara karşı özgürlüğü savunan Filistin halkı terörist!
Amerika'dan alınan modern tank ve helikopterlerle Filistin sokaklarını işgal eden askerler barışçı; ancak onlara karşı sapan taşları veya tüfek kullanan Filistinli çocuklar terörist!
Yüzlerce çocuğu kurşunlayarak öldüren İsrail askerleri barışçı; ancak bu işgalci ve katil askerlerden birini yakalayıp linç eden zavallı terörist!
Başka ülkelere timler göndererek Filistin özgürlük hareketinin liderlerini öldüren İsrail barışçı; ancak vatanından hicret etmek zorunda bırakılmış vatansız Filistinli milyonlar terörist!
Amerikalı politikacılara seçimlerde birkaç milyon dolar vererek her yıl İsrail için 5 MILYAR dolarlık Amerikan yardımını medyayla hipnoz olmuş Amerikalı vatandaşların gözleri önünde İsrail'e aktaran lobilerin sağladığı bu gelirle dünyanın büyük silah satıcısı ülkelerinden biri haline gelen İsrail barışçı; ancak tankı ve helikopteri bile olmayan Filistinliler terörist.
Öldürmek için eğitilmiş ve öldürücü silahlarla donatılmış Yahudi işgal gücü barışçı, ama Filistin halkı terörist!
Amerikalı cahil halkın Yahudi propagandasıyla hipnoz olması beni çok uzuyor. Ancak beni daha da üzen, müslüman olduğunu ileri suren, üniversite okumuş Türkiyeli bazı arkadaşların da böylesine bir tezi savunabilmesi...
İnsanlar şartlanmış: İşkence eden, katleden, evleri yakan yıkan, köyleri yerle bir eden, insanları öldüren kişiler bir DEVLETin resmi görevlisiyse ve hele üzerlerinde üniforma varsa onlar ya şehittir ya gazi.
Ah terör ah! Terörden daha korkuncu, süperteröristleri, terörün canavarlarını barış gücü olarak görebilecek kadar hipnoz edilen beyinlerdir
__________________ hay aklımı seveyim gerçekden aklımı kiraya vermediğim içinde ayrıca çok mutluyum ayrıca aklımı kullandım diye arşimendede nbenzemedim sadece guranı okudum duydum ve uyguluyorum
|