2 AHLAKSIZ TEKLİF, 2 TAVIR
YUSUF – ŞEHRAZAT
(julia’ya mektuplar-8)
Sevgili Julia!
T.V kanallarından birinde 2006 yılına damgasını vurduğu söylenen ,büyük reytingler toplayan ‘’Binbirgece’’ isimli bir dizi yayınlanıyor.
Dizinin çokça izlenmiş/izleniyor olmasından izleyiciye hitap eden,izleyicinin özdeşim kurduğu,kendini bulduğu çok sayıda unsurun bulunduğu sonucuna varabiliriz.
Karakterleri ve öyküyü şöyle özetlemek mümkün
ŞEHRAZAT
Şehrazat,aslında ‘’binbirgece masalları’’nın kadın kahramanıdır.Dizide bu masala sık sık göndermeler yapılıyor.Dizinin baş kahramanı da Şehrazat isimli bir kadın.Burhan isimli bir deri tüccarının Ahmet isimli oğluyla evlidir Şehrazat.Ne ki bu evlilik muhafazakar,ataerkil bir kafa yapısına sahip olan Burhan beyin muhalefetine rağmen gerçekleştiğinden Ahmet evlatlıktan reddedilmiştir.
Ahmet’in kardeşi Ali Kemal ağabeyine telefon açıp Şehrazat hakkında ağza alınmayacak sözler söyleyince çok sinirlenen Ahmet zil zurna sarhoş olmakla kalmaz,içkili haliyle direksiyona geçer ve babasıyla konuşmak için yola çıkar.Uçurumdan yuvarlanıp ölen Ahmet’in ölümünden Şehrazat sorumlu tutulur.
İçkinin,alkolün yoğun olarak işlendiği bir dizi.Öyle ki şükür,nimet,israf gibi dinsel motifleri ağzından hiç düşürmeyen Burhan bey ,yeri geldiğinde karısıyla içki alemine dalmaktan,oğluna içki içerken kendisinden utanmaması gerektiğini telkin etmekten geri durmaz.
Dizinin nerdeyse her karesinde içkinin su gibi tüketildiğini, özendirilerek,ballandırılarak alt bilincimize işlendiğini görmek mümkün
Şehrazat,film boyunca nerdeyse tüm olumlu özellikleri kendinde toplayan bir yarı tanrıça prototipi çiziyor.
-çocuğuna son derece düşkün bir anne
-arkadaşlarıyla çok iyi geçinen,onları çok seven mükemmel bir dost
-Kocasının ailesine son derece saygılı bir gelin
-Kocasına son derece bağlı/sadık bir eş
-İşinde son derece başarılı bir mimar
-Zeki,gururlu bir karakter
-İzleyiciyi bile kendine hayran bırakan bir güzellik
ONUR
Dizinin erkek baş kahramanı olan Onur,kadınlara güveni olmayan,kadınları küçümseyen bir prototip olarak oynatılıyor.
Babası vaktiyle kendisine musallat olan bir kadınla bir otel odasında uygunsuz bir vaziyette yakalanmış olup ,bu skandal gazete manşetlerine taşınmıştır.
Onur da nişanlısı tarafından vaktiyle aldatılmıştır.Bu yüzden de kadınların asla aşktan anlamadığını düşünmektedir.O’na göre bir kadınının bir erkekle münasebeti asla aşk temelli değildir.Olsa olsa para,elde etme isteği,güç olabilir kadının istediği şey. Bu yüzden de ’’Kadınlara inanma dostum,vaatlerine gül geç’’ demektedir sık sık.
Senaristler Şehrazat ve Onur’u aynı mimarlık şirketinde buluşturur.Şirketin ödüllü mimarı olan Şehrazat işe alındığında bir çocuğu olduğunu saklamak durumunda kalmıştır.
Beş yaşında lösemik/kan kanseri bir çocuğu olan Şehrazat’ın çocuğu için acilen bir donör/verici bulması gerekmektedir.Çocuğuna kemik iliği transplantasyonu/nakli yaptıramazsa çocuk ölecektir.
Donör bulunur ancak maliyet Şehrazat’ın gücünün çok çok üstündedir.İkiyüzbin doları bulunmayan Şehrazat Kayın babasının ayağına gitmek durumunda kalır.Yağan sağanak yağmur,Kıraç’ın çok iyi uyarladığı playback müziği,yönetmenin mahareti dizinin bu karesini izleyiciyi ajite etmede son derece başarılı kılıyor.
On canı olsa birini bile vermemekte kararlı olan Burhan beyin kararlılığı Şehrazat’a tek bir yol kaldığını mesajlar:Patronu olan Onur beyden borç istemek…Borç isteyen Şehrazat iyice azarlandıktan sonra reddedilir.Zira hiçbir şirket 3 aylık bir elemanına bu kadar yüklü bir rakamı borç vermezmiş; ancak tam kapıdan çıkmak üzereyken ‘’…ama ben veririm’’ der Onur.Elbette bunun bir bedeli vardır.Ahlaksız bir teklif yapılır Şehrazat’a…Önce şaşıran,sinirlenen,kızan Şehrazat kapıyı çarpıp çıkar.
Senaristler bütün diziyi bir zorunluluk zinciriyle sunmaktadır.Herşeyi olması gerektiği gibi sundukları gizli mesajını izleyicinin bilinçaltına yerleştiriyorlar.Oğluna olan bağlılığı,çaresizliği istemediği halde bu ahlaksız teklifi olumlamasına yol açar.Bir kereliğine,mecburen yaptığı bu fiilden sonra o yine onurlu haline dönecektir nasıl olsa.Tıpkı Yusuf’un kardeşlerine şeytanın telkin ettiği gibi
9- "Yusuf'u ya öldürünüz, ya da ıssız bir yere bırakınız; o zaman babanızın rakipsiz sevgilileri olursunuz, arkasından da tevbe eder iyi kimseler olursunuz. " (Yusuf/9)
Her şeyden önce bu iki öykü arasındaki en temel fark birinin uydurma bir senaryo ;diğerinin ise birebir yaşanmış bir gerçek olması
… en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz… (Yusuf/3)
YUSUF’UN KARAKTERİ VE ÖYKÜSÜ
Kuran’ın gerçek bir haber olarak aktardığı kıssadan anladığımız kadarıyla Yusuf insan olduğuna inanılamayacak kadar
-güzel yaratılışlı.
…Kadınlar onu görünce hayran kaldılar, onun güzelliğine dalıp gittiklerinden, farkında olmadan kendi ellerini kestiler ve: "Haşâ! Allah için, bu bir insan olamaz, bu pek kıymetli bir melek! başka bir şey olamaz!" dediler.(Yusuf/31)
- kardeşlerine karşı merhametli
Dedi ki: "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir."(Yusuf/92)
-anne ve babasına düşkün
Böylece onlar (gelip) Yusuf'un yanına girdikleri zaman, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz." (Yusuf/99)
Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu…(Yusuf/100)
-doğru sözlü
…"Yusuf, ey doğru (sözlü insan)…(Yusuf/46)
-nankörlük etmeyen
Evinde kalmakta olduğu kadın, ondan murad almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: "İsteklerim senin içindir, gelsene" dedi. (Yusuf) Dedi ki: "Allah'a sığınırım. Çünkü o benim efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Gerçek şu ki, zalimler kurtuluşa ermez."(Yusuf/23)
Bu listeyi uzatmak mümkün.Uydurma Şehrazat mavalının şişirme ve gerçek dışı karakterine karşın tamamen rabbimizin anlattığı bir gerçek olan Yusuf, gerçek ve son derece güzel bir karaktere sahip.Mektubumun asıl hikayesi ahlaksız teklif sahnesi olduğundan hemen bu noktaya değinmek istiyorum.
Hem Şehrazat hem de Yusuf’un bir zorunluluk sonucu ahlaksız teklife maruz kaldıklarını görüyoruz.İkisi de oldukça güzel,ikisi de istemedikleri bir durumla karşı karşıya,ikisinin de bu ahlaksız teklifi kabul etmedikleri takdirde son derece zorlu,dayanılması güç bir alternatifi vardır.Ancak biri seküler,öteki uhrevi bir ahlaka,kafa yapısına sahip olan bu iki insanı ayıran en önemli faktör bu teklife karşı takındıkları tavır olmaktadır.Şehrazat son derece zorlu bir seçenek olan bu teklifi red karşılığında oğlunun ölümünü göze alamaz.Oysa Yusuf hiçbir şartta,hiçbir mekanda ilkelerinden taviz vermeyi düşünmemektedir.Nitekim bu ahlaksız teklife karşı çağları delip aşan o mükemmel tavrını takınır
Kadın dedi ki: "Beni kendisiyle kınadığınız işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak." (Yusuf/32)
(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf/33)
Sonuç
Rabbimizin uydurma olmayan,temiz akıl sahipleri için öğütler içeren (Yusuf/111) kitabının içerdiği kıssalara karşın büyük kitlelerin bu uydurma,saptırıcı masalların/mavalların peşine takılıp gitmesi ne kadar acıklı değil mi?Neyse ki Yusuf’un bir gerçek olarak aktarılan kıssası var.Değil mi ki temiz bir akla sahip olmayanlar gibi bu saptırıcı masallar peşinden sürüklenebilirdik.Senaristlerin profesyonel psikolojik kabiliyetlerinin etkisiyle Şehrazat’a hak verebilirdik.Mecburdu ne de olsa.Çocuğu ölecekti.Bunu yapmasaydı kim yardım edecekti O’na?Bunu isteyerek yapmadığını hepiniz gördünüz.Bunu yaptığı için cahillikle nasıl suçlayabiliriz O’nu?Sizin başınıza da gelebilir.Kendinizi O’nun yerine koyun.Siz ne yapardınız?Başka seçeneğiniz var mıydı?Dürüst olun,siz de yapmaz mıydınız?Hem bir defaya mahsus olmak üzere yaptı.Sonra tekrar o iyi karakterini korumaya devam etti…vs.
Evet Yusuf’un kıssası olmasaydı belki de biz de bu mazeretlere sığınanlardan olacaktık değil mi Julia?
Ama Yusuf için,mecburdu diyebiliyor muyuz?Kapılar üzerine kapatılmıştı.Köleydi.Konumundan olacaktı.Hapse atılacaktı.Belki de öldürülecekti.Ya da ağır işkencelerden geçirilecekti.Nefsi buna çok zorlanmıştı.İstemediği halde tahrik edildi de bunu yaptı…vs diyebiliyor muyuz?Ya da Yusuf’un bu tür mazeretlere sığındığını görebiliyor muyuz?Göremiyoruz:Zira
…Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."(Yusuf/90)
Şubat 2007 türkiye |