Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam ;

HANGİ AB ?

Avrupa Birliği sürecinin genelinde hükümetiyle , halkıyla , sivil güçleriyle topyekun bir hata içinde olduğumuzu inanıyorum. AB kapısında beklerken aslında kulluğumuzun onayını bekler gibiyiz.Onurumuzu incitiyorlar görmezden geliyoruz.

Oysa çok net ve ideal bir kılavuzumuz var , onu da görmezden geliyoruz .Hatırlayınız , BM ye girişimizi...

Türkiye'ye çağrıda bulunuyorlar ; ''BM 'ye üye olmak için başvuruda bulunun '' diye ... Ama Gazi diyor ki ; ''Biz başvurmayız, davet ederlerse düşünürüz... ''

BM tarihinde ilk kez bir kural değişiyor ve davet edilerek üye olan ilk ülke oluyoruz.İşte kılavuz budur !!!! Ayrıca kapıda KUL oluyoruzda ne oluyor ? Aşağılayıcı eziyetin bini bir paraya , istenilenlerin ardı arkası kesilmiyor ... Nedir istenilen ?

AZINLIKLAR MESELENİZİ HALLEDİN .

KÜRT SORUNUNUZU HALLEDİN.

KIBRIS SORUNUNU HALLEDİN.

ERMENİ SOYKIRIMINI TANIYIN, KAPILARI AÇIN.

Sırada ne var ey batası Batı ?

Bize karne verenlere , ilerleme raporu hazırlayanlara , tarih verecek olanlara soralım ;

Çanakkale'de yatan çeyrek milyon devşirme sömürge askerlerinizi kim ölüme yolladı ? Ne için öldüler ?

Yüz binden fazla Japon'u katleden kriteriniz hangisiydi ?

Yüzlerce yıl İngiliz, İspanyol , Amerika limanlarına boşaltılan zincirli karaderililer serbest dolaşımla mı gittiler oralara ?

Çocuklarının suratlarına asit yağmurlarıyla , Napalm bombalarıyla yaktığınız Uzak Doğuda ne işiniz vardı ? 20-30 Milyon Kuzey Amerika yerlisi nerededir , buharlaştı mı ?

6 Milyondan fazla insanı katleden ve bugün demokrasi , insan hakları havarisi edasıyla kamuoylarında Türkiye karşıtı hava yaratan Avrupalı faşistleriniz soykırımlarını kabul ettiler mi ? Ne bedel ödettiniz onlara ?

Gözünüzün önünde etnik temizliğe uğrayan Bosnalılarla aranız nasıl , Sırp dindaşlarınızın tecavüz ettiği Boşnaklardan doğan 10 binlerce nesebi belirsiz çocuğu evlat mı edineceksiniz , onları alacak sosyal evlerinizi hazırladınız mı ?

Irak'ta bulduğunuz kimyasal silahları nerenize soktunuz , Felluce de , Necef 'te öldürdüğünüz çocuklar camii cemaati rüyalarınızda ne renktir ? Özgürlük götürme sırası nerededir ?

BİZE NE ZAMAN GETİRECEKSİNİZ ÖZGÜRLÜĞÜ ?

Belki yarın bir tarih verecekler bize ... Ama emin olun bu yükselen bir uygarlığın müjdecisi olmayacak . Yeni sürünmelerin , sonu belirsiz aşağılanmaların , ucunda ışık görünmeyen kör kuyuların miladı olacak .

Oyuna gelmeyelim , kılavuzumuzu kaybetmeyelim.AB'ne gireceksek kendi şartlarımızla girelim, isteniyorsak birlikte bir medeniyete adım atabileceksek girelim.

Yeter ki AVRUPA BİRLİĞİ , BİRLİĞİMİZİ bozmasın , Varlığımızı ve özgürlüğümüzü sonsuza dek sürdürecek ve bizde doğal olarak var olan refleks budur.

(Bu yazı 15 Aralık 2004 tarihinde yazılmıştır. )   

Bir arkadaşımın yazısı idi.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam dostum Bencede biraz duygusal yazilmis. Simdi Mehmet Altan inin su yazisi konuyu bence guzel ozetlemis

Kemalizim'e Sert Yüklendi

17.10.2005 07:40

"Kemalizmi demokrasi sanan Türkiye AB sayesinde "demokratik cumhuriyete" dönüşüyor." Mehmet Altan, "Kemalizimle" ilgili çok tepki alabilecek bir yazı kaleme aldı..

Mehmet Altan/Sabah Kemalizmin hiçbir zaman solla ilişkisi olmadı... Türkiye, insanlık macerasının içinden süzülerek gelen tüm kavramların içini boşaltmakta üstün bir maharete sahip... Cumhuriyeti demokrasi diye yutturmak. Militarizmi modernlik diye sunmak. Kemalizmi sol diye takdim etmek. AB süreci şimdi her şeyi yerli yerine oturtuyor. Bizi bir mezra gibi dünyadan kopartan içe kapalı zihniyet yıkıldıkça, insanlığın malı olan kavramların da doğrusunu öğreniyoruz. Yıllar önce totaliter bir tek parti zihniyeti olan Kemalizm'den demokrasiye geçmemiz gerektiğini söyleyen "İkinci Cumhuriyet" (www.ikincicumhuriyet.org) fikri statükonun izansız saldırısına uğradı. Şimdi ise AB süreci bunu fiilen hayata geçiriyor. Kemalizmi demokrasi sanan Türkiye AB sayesinde "demokratik cumhuriyete" dönüşüyor. Önceki günkü gazete haberlerine bakılırsa, AB süreci "solun" ne olup olmadığını da Türkiye'ye öğretecek. Balın, rakının, dişçinin, avukatın, polisin kısacası hemen her şeyin sahtesi olan Türkiye'de "solun da sahtesi" piyasada dolaşıyordu. Halbuki, geçen hafta Türkiye'ye gelen Avrupa Parlamentosu'ndaki sosyalist grubun temsilcileri, CHP'nin durumunu bir kez de yerinde gördükten sonra bu partiyi "Sosyalist Enternasyonal'den" çıkarma fikrini de aklından geçiriyormuş. CHP'nin "Sosyalist Enternasyonal'den" dışlanabileceğini duyuran gazete haberi şöyle bitiyordu: "Öyle anlaşılıyor ki Avrupa solu, AB konusundaki tutumu, siyasette ordu karşısındaki sessizliği, reformlar konusundaki isteksizliği nedeniyle CHP'nin Sosyalist Enternasyonal üyeliği tartışma gündemine gelecek." Batı, uzun süre "Kemalist modernleşme" sürecini destekledi. Türkiye'de halkın içinde yer almadığı, üretim biçimini dönüştürmeden "Batılı gibi tüketmeyi" hedefleyen yaklaşımı çok da ince eleyip sık dokumadan kabullendi. Kitlelere "zenginlik ve özgürlük" getirmeyen bu duruma ses çıkarmadı, eleştiri getirmedi. Şimdi artık farklı bir noktadayız. Türkiye AB sayesinde "Kemalist modernleşmeden demokratik modernleşmeye" geçiyor. Halk sahaya iniyor. "Dans mı, horon mu?" tartışmasının ardında, elitlerin cumhuriyet projesinden kitlelerin demokrasi talebine geçiş var. Avrupa solu da, bu dönüşümü yakın takibe alınca eskiden göz yumduğu ve militer bir zihniyet olan Kemalizm'i bir kenara koyup kendine gerçek bir sol muhatap arıyor. Kemalist CHP'nin sol ile hiçbir alakasının olmadığını daha da yüksek sesle söylemeye hazırlanıyor. Yoksa sol geçinen bir partiyi "ordu karşısında sessiz, reform konusunda isteksiz" olarak damgalar mı? Kavramların yerli yerine oturması, Türkiye'nin dünya birikimine bağlanması, en çok "kışla modernizmini" gerçek evrensel bir üretim süreci gibi sunan zihniyetin eleştirisine ömür vermiş olanları sevindirmekte... Kemalizmin sol ile hiçbir alakası olmadığını yıllardır yazıp söyleyen epey insan var Türkiye'de. Kemalizm ile sol arasında ne fark var? Birey Yayınları'ndan çıkan "Birinci Cumhuriyet Üzerine Notlar" adlı kitapta bunu şöyle özetlemişiz: Marksist köken yerine İttihat Terakki. Sivil, katılımcı ve örgütlü toplum yerine ceberrut devlet. Eğer Kemalizm sol ise, TKP Genel Sekreteri Mustafa Suphi'yi kim, neden boğdurttu? Avrupa solu, Türk solunu temsil eder görünen CHP'nin sol olmadığını fiili bir şekilde belgeleme yoluna gidiyor. Tüm standartlar çağdaş dünyaya göre ayarlanırken, Türkiye'deki "Kemalizmin sol diye takdimi" de sona eriyor. Dünyadaki gerçek sol düşünce burada fikirdaşlarını arıyor. Sivil modernleşmeyi, bireyin özgürlüğünü, toplumun zenginliğini, çağdaş bir üretim modelini, evrensel hukuku, adaletli gelir dağılımını, teknolojik gelişmeye paralel düşünsel yaratıcılığı savunan gerçek bir sol. Her şeyin gerçeği gibi solun gerçeğini de yakında bulacağımızı sanıyorum. Hayat bütün "sahteleri" tek tek kenara itiyor çünkü.

www.aktifhaber.com