Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
“Zamanda Yolculuk - Cinler - Hologram - Tarık Suresi” -1
Bu sayının formülü uzun özünü anlatabilirim: Elektron ve bir çok partikül IŞIKHIZINA doğru ve çok yakın bir sayıda hızlandırılabiliyor. Elektron elektron özelliğini yitirmiyor. Yani enerjiye dönüşmeden BETA ışıması yapıyor. Fakat hızlanan elektron (zaman gezmeni) tamamen enerji olan ve DOĞAL olarak ışık hızıyla seyreden fotonlara rastlıyor (elektron olarak yörüngede dönerken böyle bir durumu yoktu). Elektronların yörüngeden koparılıp, fluoresans ampuldeki gibi ya da monitörlerinizde olduğu gibi elektron tabancasıyla yolculuk yapmasına KATOD ışınları denmektedir, ya da BETA ışınları da denir, radyoaktiftir (ekranınız bunun için zararlıdır, çünkü elektron tabancası tarafından aydınlatılıyorsunuz).
Böylece iki şey öğreniyoruz:
1. Hızlandırılmış elektronlar zamangezmeninin son halidir. 2. Fotonlar bu durumda elektronları etkilerler.
Fotonlar ise ENERJİ'dir. Oysa elektron MADDE sınıfındandır. Her foton ELEKTRON koparma yetisine sahiptir. Her fotonun biri PARÇACIK (maddi) diğeri DALGACIK (enerji) dualitesi vardır. Koca uzayı dalgacık olarak kat eden bir foton, karşısına MADDE (örneğin elektron) çıktığında onu yörüngesinden koparır. Enerji düzeyini normalize edene kadar o elektron İYONİZE durumdadır.
Elektronların 1/2, 3/2, 5/2, 7/2, 9/2 gibi spinnaryleri var, bunlar KATLI ELEKTRİK YÜKÜ VERİRLER. Mesela Omega (sss) parçacığı bir değil “BİRİM” elektrik yükü verir (+1 yerine **1 gibi, ++2 diye okunur).
Elektronun biri kuzu kuzu bir atom yörüngesinde otururken, HIZLANACAĞI tutar (zaman yolcusu olmayı düşünür). Durağan halde hep hızlı (enerji) olan fotonlar tarafından koparılıyordu ya, şimdi tersi olarak fotonları etkileyecektir.
Elektron=İnsan ve foton=Cin'dir. Bu örneğe göre, elektron gezmen, foton alemine DALAR. Kurşuni hiçliğe kadar yığınla ara-fazlar vardır. En düşük faz kızıl renk bölgesi (Ahmer) fotonlarıdır. Bunlara Ephrate denmektedir, uzun ve ince boyludurlar. Yeşil renk bölgesi ise en normalidirler. Bunlar bitki rengindedirler ve kendilerine LGM denmektedir. Kızıl ifritlerin tersine Yeşil küçük adamlar raşitik tiplerdir. Koca kafalı, cılız bacaklı, bir metreden daha kısa ve kızıl gözlüdürler. Bu enerji insan grubu kendisini "Uzaylı/Alien" diye yutturmaktadır, yutanı da çoktur. En kısa olanlar da en hızlıdırlar ve MOR renkli olduklarından beyaz görünürler (İslami kaynaklarda Ebyad, ebyaz diye geçerler), parmak boyundadırlar. Orman gnomları ya da Alğul (Umacı, Gullies) denmektedir.
Cinlerin renkleri =ırklarıdır=HIZLARIDIR. İnsanlardaki renkler GENETİK'tir. Cinlerdeki renkler ve boy ise HIZIYLA orantılıdır. İşte bunlar foton aleminin sakinleridir diye düşünelim... Ancak elektron aleminin sakinlerinden biri HIZLANMIŞTI ya, hep cinler çarpacak değil; bu kez o gidip cinlere çarpar. Artık foton elektron koparmaz, tersine elektron foton koparır. İnsanoğlu Cin'i çarpar bu kez... Böylece bindiğiniz Tarık ÖNCE o Kafdağı’na çarpar. Eğer acemi ufonot iseniz böyle kazalar kaçınılmazdır. 51.bölgedeki UFO'da böyle bir kazanın kurbanı.
Enerji ve madde arasında da böyle TRAFİK kuralları ve sinyalizasyonları vardır. Kırmızı ışıkta siz duracaksınız cinler geçecek, Yeşil'de siz geçeceksiniz onlar duracak. Bunun adı da “İYİ SAATTE OLSUNLAR“ olacak... Bu deyimi anımsadınız mı?
Kırmızı-Yeşil trafik lambasının adı sadece... Madde ve enerji eşdeğerdir, birbirine dönüşür (E=mc2). Dolayısıyla madde çok yoğun enerjidir. Enerji de çok seyrek bir maddedir. İnsanlar çok yavaşlatılmış cinlerdir. Cinler ise çok hızlandırılmış insanlardır. Bu dünya maddidir yavaştır ama hızlandırılmış bir enerji-dünya (Kaf dağı) da vardır. Onu görmek için 14 faktör gerekli.
14 faktörel sayı şudur: İkizler düşünün (aynı günde doğdular) biri elektron (madde hızında), diğeri ise HIZLI (enerji hızında). Aralarında bir tek “tik-tak”a karşın, ötekinin 14 “tik-tak”ı vardır (“Tik-tak” burada zamanın işlemesi anlamında). Hızlı olan bir yıl yaşlanırken; yavaş olan ikiz ise 14 yıl yaşlanmaktadır. Bu senkron genleşmesi nedeniyle yaşındaki HIZLI biri on yıl boyunca uzayda yol alsa otuz yaşında eve döndüğünde ikiz kardeşinin 10x14 yıl=140 ve 140+20=160 yaşında olduğunu görecektir. 30 yaşa karşı 160 yaş ve bunlar İKİZLER...
Elektronun normal hızıyla, Beta (Katod) ışını olma hızı arasındaki BİRİM FAKTÖR SAYI 14'tür. Bir elektronu proton çevresinde SAKİN bırakırsanız bizler gibi yaşlanırken, onu hızlandırıp koparırsanız Hidrojen atomu yörüngesindeyken, olduğundan 14 kez GENÇ kalır.
Biraz da elektronu irdeleyelim: Elektron aslında bir atomun NEFSİ yani sınırlarıdır. Kirlian alanı da bizim NEFSİMİZDİR (Parmak ucumuzdaki Aura fotoğraflarını anımsayınız: O bizim NEFİSİmizin RESMİ'dir). 14 faktöryelini belirleyenlerden biri elektronun (H atomunda) yarı çapının r=2,7 değerinde olmasıdır. Fakat BETA durumunda yani hızlandığında elektron yarıçapı bundan da küçülür. Elektronun çapının r=0 olması durumunda ise ortaya çok esrarengiz olan Cerenkov ışınları çıkar...
Cerenkov ışınları şudur: Elektronlara dönelim yeniden. Elektron orbitalleri ve alt yörüngeleri var (Cinlerin ırkları bunlarla özdeştir). Elektron ise HANGİ ZAMANDA , HANGİ YERDE ve HANGİ HIZDA olduğu BELİRLENEMEYEN bir OLASILIK bulutudur (“Belirsizlik İlkesi” uyarınca bu böyledir). Elektron Madde ve enerjinin SINIR elemanıdır. Bizdendir, yani maddedendir ama bir yandan da enerjidendir. Fludur, net değildir, bulutsudur. Maddenin kodu=DAĞ'dır, elektronun KODU=BULUT'tur Kur'an'da...
Ve şimdi size buna göre bir ayet: "Siz DAĞLARI sabit sanırsınız oysa onlar BULUT gibi GEÇER-GİDERLER", buyuruyor. Bu ayetin 7 anlamından biri (en kaba ve basiti Dünya’nın döndüğüdür), ikinci anlamı ise Heisenberg’in İndeterminizm ilkesidir.
Neml 88. Sen dağlara bakar da onları durgun görürsün. Oysaki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır...
İşte size BELİRSİZLİK İLKESİNİ DE Kur'an'dan takdim ediyorum... Bana bu ayeti ZORLAYARAK benzettiğimi sakın söylemeyin, bu bana, bilime ve Kur'an'a iftira olur.
Cerenkov ışınlarına doğru gidelim: Proton=Ceset, Elektron=NEFS. İkisi bir H atomu... Elbette bir de bunun takyon yanı olmalı, yani bilinci, zihinsel boyutu, ruhu olmalı. Sanal sayılar SİMETRİKTİR: Bir yerde kök içinde bir varsa, aynı yerde otomatikman kök içinde eksi bir V-1' de vardır. Biri olmadan öteki olmaz! Tıpkı e- gibi e+ nın da olması gibi ikisi AYNI ANDA var edilirler. Demek ki, H atomunun bir bedeni, bir nefsi, bir de BİLİNCİ var. Yoksa cansız atomlardan CANLI'lar yaratılamazdı.
Atomun bedeni, nefsi varsa ruhu da olmalı, CANLI olmalı. Dikkat ederseniz, Arş'ın dört direğiyle ilgili grafiklerde ikisi DNA sarmalı olan ikisi de PSİKOLOJİK ve görünmeyen BİR ÇİFT SARMAL'den söz ettim. İşte bunun AYNISI atomlar için de zihinsel bir boyut olarak VARDIR. Atomun ruhu nasıl bir şey acaba?
Şimdi ufak ipuçlarına geçelim: E=hV için evren bir RESİMDİR, yani dev bir resimden minicik bir yer koparırsanız evrenin tümünü göremezsiniz. Bu iki boyutlu uzay için geçerlidir ama evren gerçekte üç boyutludur. O halde E=2hV'dir... Yani bir yerine iki tane Planck sabitinin V=Dalgaboyuyla çarpımıdır. Bu durumda Laser yani Halauistic uzayı oluşur.
Evrenden bir tek atomu aldığınızda bir resmin bir parçası olarak meçhulde kalacağı yerde evrenin bütününü vermektedir. Yani her bir atom, elektron vb. de TÜM EVRENİN resmi vardır. Buna HOLOGRAM deniyor. Resimde bu özellik yoktur ama Holografik hafızası olan HOLOGRAM fenomeninde, bir tek atomdan TÜM EVRENİ görürsünüz. Ya da bir hologram resminizin bir tek atomunu aydınlatın, SİZİN tüm vesikalık fotoğrafınız DIŞARI fırlayacaktır. Habbe Kubbenin aynasıdır; pay, paydanın aynasıdır; Şey, Külli Şey'in'in aynasıdır.
Bir tek film hücresinde TÜM görüntü var... Ve Türkistanlı tasavvufçuların söylediği gibi: "Herşey bir HAYAL”=Hologram.
TASAVVUF felsefesi de yerine oturmaya başladı. Yani artık spirtualist sapık bir felsefe değil. Yesevi'nin ve öğrencilerinin bize lanse ettiği GERÇEK tasavvuf felsefesinin sınırlarını belirlemeye başladık. Bu arada benim de bir AŞIK olduğum ortaya çıktı. Ben bir dervişim! Fakat BİLİMİ ihmal ettikleri için aşk ve sanat tarafımı körelttim, size hissettirmedim ama bugün tüm gizliliklerin ortaya çıktığı bir gündür, o zaman itiraf ediyorum: Ben bir dervişim! Bin dervişlik bana vızıltı... Ben ALİM olmayı murad edinmişim. Aramızdaki AŞK ve ilahi sanat ehline de hitap ediyorum ve itiraf ediyorum. Böyle yazılsın, böyle belgelensin. İlim öyle ihmal edildi ki, yerine yalan-sapık tasavvuflar kondu ki DERVİŞ olduğumu saklamak ve BİLİMİ önplana çıkarmak zorunda kaldım!
Yunus Bektaş Rumi benim adım, Yesevi'den alındı benim tadım. Bilim ve Sanat ikisi atbaşı var aslında, başabaş olmalı... Evrende bilimi yaratan Allah, Cennet'te o inanılmaz güzellikleri yaratan SANATÇI ve Musavvir olan AYNI ALLAH'ımız değil mi?
Neler var neler? Yeri geldikçe ve fasikül fasikül gelecek o bilim dalları... Kur'an 7 anlamıyla ve Allah'ımızın indirdiği biçimde YAZILACAK. Kur'an'ın adı Nur’dur, içinde 7 ışık ve ALLAH nurunu tamamlayacak. Öyle bir bilim patlaması ki önümüzdeki 50 yılı fasikül fasikül yakına getirecek!
Hanifler günüdür bugün. Bugün politikacılar sahte vaadleri günü değildir. Bugün ALLAH vaadi günüdür. Burada HAYAL ticareti yapılmıyor, PROTEST İslam patlıyor. Camiler ve cemevleri yerine Allah'ın evleri açılıyor bugünden itibaren... Ve en önemlisi de, indiğinden beri, KUR'AN dostumuz, o mucize kelamullah HİÇ BÖYLE TEFSİR EDİLMEMİŞTİ. Fasikül fasikül tefsir edildiğinde görün... İslam böyle Kur'an görmedi... İnsan ise böyle bilim ve aydınlık görmedi... Bugün Katolik ve Ortodoks İslamın sonudur, Hizbullah ve Ayetullah istemiyoruz artık, İbrahim milletinin Haniflir bayramıdır bugün. Kutlu olsun!
Konu şuydu: "EVRENDE HERŞEY BİR HOLOGRAMIN PARÇASIDIR". Her bir zerre, tüm evren-KÜRRE'yi gösterir ve saklar. Kainat-Kürre ise yaşayan bir organizma, soluk alıyor, göğsü genişliyor ve yaşlanıyor. Son nefesini verecek. O da Külli Nefsin Zaikatül Mevt içinden. Ben evrenin doğduğu günü hatırlıyorum. Sonsuz küçük bir ve SAKAR denen bir aknoktadan başlamıştı. Henüz cenin bile değildi, tohumdu. Az bir zaman sonra Allah O'na RUHUNDAN üfledi. "OL" dediğinde cansız olan bu evren "RUHUNU ÜFLEYİNCE" canlandı. Artık biliyoruz ki bu ruh üflenmesinin adı "EVRENİN ANİDEN ŞİŞME TEOREMİ"dir.
Evren ol emriyle yaratıldı ve Allah üfleyince aniden şişti. İşte bu ÜFLEM hologram teoremidir. Yani her atomun bir ruhu vardır ama tüm atomların bir tek ORTAK ve dev ruhu vardır. Bir atom diğeriyle türdeş davranır ÇÜNKÜ KÜLLİ RUHU vardır. Bir tek atom içinde evren ve bir evren içinde bir çok atom vardır. İşte bu evren yaşayan organizmadır. Her nefs gibi ölümü tadacaktır. (Kıyamet). Kozasından çıkarak arka plandaki evrene (aknokta ötesine) ÜFLENECEKTİR. Orada açılacaktır yeniden. Evren yeniden RUHUNA kavuşacaktır. Daha doğrusu RUHU cesedine kavuşacaktır. Ceset denen NİCELİK/Kuanta, NİTELİK denen Ruh'un elbisesi olacaktır. Cehennem’den bir elbise, Cennet'ten bir elbise ama en güzeli SÜNDÜZ. O da Cennet üstü bir Cennet elbisesi, takva elbisesi. O sizlere nasip olsun, ben bir şey istemiyorum! Böyle düşününce de Resulullah efendimin biz ümmeti için nasıl çırpındığını da ürpererek anlıyorum. O kendi için istemedi, ben de...
Eğer elektron tam ışık hızına hızlandırılırsa ne olur? Çapı=Sıfır olur ve elektron elektron olmaz. Sonsuz özenerjili (intrinsic) CERENKOV ışıması olur. Yani elektronun öteki tarafta, sanal alemde bir KARŞI-NEFSİ olur. Bu nefis ise ışıktan hızlıdır. Takyon alemi ışıktan hızlıdır. Işığın kaynağıdır (NUR). Dolayısıyla ZAMANDA GERİYE YOL ALIR, yani yoketmeye kalkarsa geçmişteki gazaplar halinde ortaya çıkar (Ad, Semud, Tufan, Sodom-Gomorre vb. Eykeliler). NUR denen sonuşmaz özünlü enerjinin ürünü NARdır (enerji). Nar zaman içinde ileri giderken, Nur ise tersine zamanda geriye gider. Bu yüzden Cerenkov ışıması yola çıkmadan AMACINA ulaşmıştır. SONUÇ önce gelmiştir, ardından da bilahare NEDEN gelecektir. Sonuç bir bebeği beşikte öldürmek ise, nedeni de o bebeğin büyüyüp katil olmasıdır. Önce cam kırılır, sonra taş atılır. Önce camın kırılması "Yola çıkmadan amaca ulaşmak=Cerenkov ışınları"dır.
Cerenkov ışınları ise, r=2,7 değerindeki elektron yarıçapının SIFIR ve noktasal olmasıdır. O halde bir ELEKTRON (zaman yolcusu) önce fotonlara (Cinlere) çarpar (Ya da çarpmamak için kırmızı ışıkta iyi saatte olsunlar diye bekler). İlkinden daha güçlü bir enerjiyle elektrik yükünü sıfırlamak isteyen yapay karadelikten E=2hV olarak zıplar. Elektron sıfır hacımda ve yarıçapta GRİ HİÇLİK denen blok uzay-üstü-uzay'da TEK başına parlar. Cerenkov ışımasına döner ve yola çıkmadan AMACA ulaşarak, yaşının 14 ile çarpılması kadar zamanda geriye gider.
|