Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Toplumsal Barışta Din Sömürüsü Çengeli
Tarikatın üyesi ve yönlendiricisi olup da şeriatı savunan, özellikle kadın müritlere, “erkeğin hakkı iki kızın hakkı bir olan miras paylaşımı (Maide Suresi ayet 176, Nisa Suresi ayet 11)” şaka yoluyla da önerilirse, alınacak tepki oldukça büyük olmaktadır. Yazar, böyle bir şakayı tarikatlı abla ve eniştelerine yaptığında aldığı tepki dayanılmaz olmuştur. Oysa yazar, yurtdışında biriktirdiği parası ile eşi ve çocuklarının da onayını alarak Boyabat’ın merkezi bir yerine ablası için ev diktirecek kadar da özverilidir, onlara bağlıdır ve saygısı sonsuzdur. Bunu yaparken de “ahirette ne memeleri tomurcuklanmış genç kızları ne de şarap dolu kadehleri (Nebe suresinin 32-34 ‘üncü, Nisa suresinin 57 ‘inci ayeti ve sofra duası)” düşlemiştir. Bunu yapabilmek için insan olmak, hurafelere değil 5 temel bilime inanmak, insan sevgisinin her şeyden yüce olduğuna inanmak vb. olgular yeter de artar.
Din adına yapılan bölücü politika altında (Nisa suresinin 89’uncu ayeti vb pek çok ayetin doğal sonucu olarak “Namaz kılmadığına emin olduğunuz bir insana oğlunuz da olsa bir bardak su vermeyiniz, evinize almayınız vb.”) anne-oğla ve abla-kardeşe düşman edilerek toplumsal barışın temel dayanağı olan aile içi saygı-sevgi ve barış ortadan kaldırılmaktadır. Buna yürekler dayanmaz. O oğul veya kız için kardeşleri, anneleri ve babaları hiç bir şekilde vazgeçemeyecekleri birer değer olmalarına karşın bu yapay gerilim yaratılmaktadır ve Devlet eliyle de desteklenmektedir. Değişik dinlerden ve dinsizlerden oluşan bir toplumda ayrım gözetmemeksizin Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinden daha fazla payın İslam dini için Diyanete verildiği bir toplumda Devletin laik değil bir din devleti olduğunu söylemek için insan olmak yeterlidir.
Okullarda 5 temel bilimden (matematik-fizik-kimya-biyoloji-jeoloji) son ikisinin temel ilkelerinin okutulmasını yasaklayan, 2001 bütçesinde, 8 Bakanlık + Cumhurbaşkanlığı + TBMM + İki büyük Müsteşarlık bütçesinden daha fazlasını bir mezhebin örgütü olan Diyanete ayıran bir Devletten bilime prim vermesini beklemek hayal olur. Böyle bir kurumun bilimsel tanımı, Demokratik değil Teokratik Devlettir. Hıristiyan, Musevi, Alevi, Tanrıtanımaz, Süryani, Şafi, Hambeli ve diğer inanç sistemlerini seçen sessiz çoğunluğun vergisi bir mezhebe verilirse aşağıdaki sonuç kaçınılmazdır. Devlet tarafından beslenen böyle bir gurup egemenliğini sürdürebilmek için basının en temel aracı olan matbaanın 350 yıl ülkeye sokulmasını engellemek ve benzeri çağdışılıkları yaşama geçirmeye çalışacaktır.
Doğal ve kültürel zenginlik kaynakları ile dünyada ilk sıraya oturan bir ülke ancak bu yolla sömürülebilir ve gelir açısından sonlara itilebilir. Karadeniz sahilleri doldurularak yapılan doğal, tarihi ve kültürel zenginlikler kıyımı dünyanın hiçbir insanı için çekici olamaz.” Oh be ne güzel katliam yapılmış” diye Fırtına vadisine, Ayancık sahillerine, Gerze plajlarına, Giresun yaylalarına, Kaçkar dağlarına ve diğer kıyı-dağ turizmi cennet köşelerimize hiç kimse kıyı dolgu kıyım yoluyla gelmez. Kitle turizmi öncelikle demiryolu ve denizyoluyla sağlanabilir.
Temel bilimlere yürekten bağlı olduğu bilinen yazar, vahşi kapitalizmin (emperyalizmin = gerici kapitalizmin) ülkesinde oynadığı oyunları ve çoğu yurttaşının bu oyuna bilmeden alet olduğu birçok konuda yayınlar yapıp konferanslar vermiştir. Bu durum ileriki bölümlerde güncel örneklerle konu edilecektir.
Çok değerli bir dostu ile (Y. D.) otururken Karayolları Genel Müdürlüğü otoyollar dairesinden değerli dini bütün bir beyefendi ile tanıştırılır. “Hoca Alman gökbilimci Prof. Dr. Hans Von Aiberg Müslüman oldu. Hatta Arz’dan Arş’a Sonsuzluk Kulesi’ni yazdı” dedi. Yalan söylüyor olma olasılığının hiç olmadığı yüzündeki nurdan(!) belliydi. Ancak kandırılmış olma olasılığı yüksekti. Yazar bu yüzden kitabın getirilmesini istedi. İki olasılık vardı:
¨ Birincisi bu adam Türk’tü ve yabancı takma bir isim kullanarak insanları aldatan bir soytarıydı.
¨ İkincisi ise Hıristiyan olup da İslam aleminde fırtınalar koparmak istercesine tanınabilecek birisi olmayı arzulayan bir sahtekardı.
Devamı için aşağıdaki linki tıklayın
http://www.geocities.com/hans_v_aiberg/dinsomurusu.htm
|