buhari Newbie
Katılma Tarihi: 23 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 35
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
rasulullah sav buyuruyorkı:süslü tahtına yaslanmış adama,benım hadıslerımden bırısı okunurda o kışinin vazıyetını hiç bozmadan,bizlerle sizler arasında allahın kitabı vardır.ondan buldugumuz helal şeylerı helal sayıyoruz,haram olarak buldugumuz şeylerı de haram kabul edıyoruz biz kuranda ne bulduksa ona tabi olduk .şeklınde söyler durumda bulmayayım. (ibn mace)
SÜNNET-İ SENİYYE'YE UYMANIN ÖNEMİ
Kuran-ı Kerim Allah katından insanlara bir beyan ve ögüt olarak indirilmiş son İlahi kitaptır. İçinde herşeyin açıklaması vardır ve insanlar için bir hidayet vesilesidir. Kuran’daki pek çok ayette Resullullah’a itaat edilmesi emredilmektedir. Bu son derece önemli bir noktadır çünkü Kuran’ın tam olarak anlaşılması ancak ve ancak Sünnet-i Seniyye’ye uymakla gerçekleşebilir.
Kuran’ın açıklayıcısı sünnettir. Sünnet; Resulullah Efendimiz’in (S.A.V.) sahih hadislerinin toplanması ve daha sonraki dönemlerde büyük İslam alimlerinin bu hadisleri yorumlaması ile oluşan Ehl-i Sünnet itikadıdır.
Burada çok önemli bir noktanın üzerinde durulması gerekmektedir. Sünnet Kuran’dan ayrı olarak ele alınabilecek bir kavram değildir. Ayetlerde Peygamber Efendimiz’in insanlar üzerindeki ağır yükleri kaldıran, hüküm koyan, Kuran’daki açık ve gizli hikmetleri ümmetine öğreten özelliklerinden bahsedilmektedir. Nitekim Sünnet-i Seniyye’ye baktığımızda Resulullah’ın ashabına her konu ile ilgili çok sayıda bilgi aktarımında bulunmuş olduğunu görürüz. Bu bilgiler daha sonra alimlerin yorumları ile uygulanarak günlük hayata geçirilmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
Allah Peygamberimiz’in Kuran’ı Kerim’i öğreten ve insanları arındıran özelliğinin olduğunu Al-i İmran Suresi’nde şöyle haber vermiştir:
Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler. (Al-i İmran Suresi, 164)
Ayette geçen Kitabı ve hikmeti öğretme kelimelerine dikkat çekmekte fayda vardır. Çünkü Resulullah Efendimiz’in sünneti olmadan Kuran’ın tam olarak anlaşılması ve hükümlerinin yerine getirilmesi mümkün değildir. Dinimiz ancak Kuran-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye ile bir bütündür. Kuran-ı Kerim’in ilk indirildiği dönemlerde Peygamberimiz’in çevresinde bulunan kişiler O’nun örnek davranışlarına bakarak dinimizin hükümlerini ögrenmişler ve gereği gibi yerine getirebilmişlerdir. Gerçekten de Peygamber Efendimiz’in İslam dininin hükümlerini uyguladığı örnek yaşamı Kuran’ın anlaşılmasında önemli bir yol gösterici olmuştur.
Dinin hükümlerinin anlaşılmasına çok belirgin bir örnek olarak namaz kılmayı verebiliriz. Bilindigi gibi İslamiyet'te 5 vakit namaz kılmak farzdır, namazın nasıl kılınacağı, nasıl abdest alınacagı gibi konular ile ilgili genel bilgiler veren ayetler vardır. Ne var ki namaz ibadetinin tam olarak nasıl yerine getirileceğini bizler ancak sünnete bakarak anlayabiliriz. Çünkü ayetlerde namazın kılınış şekli, namazda okunacak dualar, kadın ve erkek nasıl namaz kılar, hangi namazın önemi ve sevabı daha büyüktür, abdestin detayları, neler abdesti bozar neler bozmaz gibi konular ile ilgili detaylı bilgiler yer almaz. Bu gibi önemli ayrıntıları ancak ve ancak Sünnet-i Seniyye’ye baktığımızda öğrenebiliriz.
Başka bir örnek olarak da Peygamberimiz’in Cuma günü ile ilgili tavsiyelerini ve Cuma namazı hakkında söylediklerini de verebiliriz. Bundan başka Kuran’da sözün en güzelini söyleme, temizlik, yiyecekler, alçakgönüllü olmak gibi konuların yanısıra oruç, abdest, hac gibi farzlarla ilgili ayetler de vardır. Ancak ayetlerde bu ibadetlerin detayları ile ilgili bilgiler verilmemektedir. İşte bunların nasıl ve ne ölçüde uygulanacağı gibi detayları Peygamberimiz’in sözlerinin ve davranışlarının alimlerce yapılmış olan yorumlarından ögreniriz.
Tarih boyunca yaşamış olan tüm müslümanların, gelmiş geçmiş bütün İslam alimlerinin hayatına yön veren, ibadetlerini şekillendiren Sünnet-i Seniyye olmuştur. Peygamber Efendimiz’in döneminden beri yani yüzlerce yıldır Müslümanlar ibadetlerini sünnete uygun şekilde yapmaktadırlar. 5 vakit namaz kılmak, oruç tutmak, sadaka vermek, kurban kesmek gibi ibadetler sünnete uyulması sayesinde hiç değişmemişlerdir. Bu nedenle yüzlerce yıldır aynı şekilde uygulanan ibadetler üzerinde tartışma yaratmaya çalışmak, namazın vakitleri, kaç rekat kılınacağı gibi konularda spekülasyonlar yapmak, kurban kesmeli mi kesmemeli mi gibi tartışmaları gündeme getirmek son derece yersiz davranışlardır. Bunların tümü Sünnet-i Seniyye’de detayları açıklanmış olan ve yerine getirilmesi gereken ibadetlerdir.
Nitekim Kuran’a baktığımızda da Resul’e uymakla ilgili çok sayıda ayetin olduğunu görürüz. Örneğin bir ayette Allah Resul’e itaat etmeyi şöyle emretmektedir:
Şüphesiz, Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ki Allah'a ve Resûlü'ne iman etmeniz, O'nu savunup-desteklemeniz, O'nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu (Allah'ı) tesbih etmeniz için. Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah'a biat etmişlerdir. Allah'ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir. (Fetih Suresi, 8-10)
Kim Resûl'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik. (Nisa Suresi, 80)
Ayetlerde dikkat edilmesi gereken nokta; “Resulullah’a itaat” kavramının üzerinde duruluyor olmasıdır. Bu nokta, Resulullah’a uymanın yani onun emirlerine ve koydugu kurallara uymanın, Allah’ın farz kıldıgı bir ibadet olduğunu gösterir.
Yine ayetlere baktıgımızda Peygamberimiz’in yasaklama ve emretme yetkisinin de oldugunu görürüz. Örneğin; “… Resul size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah’tan korkun” (Haşr Suresi, 7) ayeti peygamberin Kuran’da haram kılınmış olanlar dışında bazı şeyleri ümmetine yasaklayabilecegini göstermektedir. Bundan başka müminlerin anlaşamadıgı konuların da Peygamberimiz’e götürülmesi ve hükmün onun tarafından verilmesi de ayetlerde bildirilmektedir.
Resulullah’ın hüküm koyucu özelliğine karşı çıkmak ya da hükmünün kesinliğine saygı göstermemek gibi davranışlar ise ayetlerde “zalimlik” olarak nitelendirilmektedir. Peygamberimiz’in hükmünün kesinliği ve bu hükme keskin bir itaat gösterilmesi gerektigi de başka bir ayette şöyle vurgulanmaktadır:
Allah ve Resulü bir işe hükmettigi zaman, mümin bir erkek ve mümin bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resul’üne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır. (Ahzab Suresi, 36)
Buraya kadar anlatılanlarda da görüldügü gibi Allah ayetlerinde Resulullah’a (S.A.V.) kesin bir itaati emretmiştir. Bu nedenle İslam ancak Kuran’la birlikte Sünnet-i Seniyye'nin de uygulanmasıyla yaşanır. Bu konuyla ilgili ayetlerdeki açıklamalar son derece muhkemdir. Durum böyleyken Resulullah’ın sünnetinden yüz çevirmek gerektiği gibi bir iddiayla ortaya çıkmak gerçekte Kuran’a tam anlamıyla aykırı bir düşünce olacaktır.
İslam alimlerimiz Peygamber Efendimiz'in sünnetini Nuh aleyhisselam’ın gemisine benzeterek, “kim ona binerse kurtulur, kim binmezse boğulur” (Süyuti, Miftahu’l Cenne, s.53-54) demektedirler. Gerçek kurtuluş ancak Ehl-i Sünnet itikadının öneminin herkes tarafından anlaşılarak, toplumda yaygınlaşması ile gerçekleşecektir.
__________________ BEN MUSLUMANIM DEYIPTE ALLAHIN AYETLERINI YAYANLARDAN DAHA GUZEL KIM OLABILIR ?
|
denge Newbie
Katılma Tarihi: 08 ocak 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 7
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
selam
HİKMET' İN SÜNNET OLDUĞUNU İDDİA EDENLERE KURAN' LA CEVAP VEREN BİR YAZI..HİKMETİN SÜNNET OLMADIĞININ DELİLİ YİNE KURAN' DAKİ AYETLERLE SABİTLEŞTİRİLMİŞTİR..
HİKMET KELİMESİNİN SÜNNET OLDUĞU VE mUHAMMED RASULE AYRICA VERİLDİĞİ İDDİA KONUSUDUR
PEKİ KURANDAN BU İDDİAYA CEVAP NEDİR?
HİKMET TÜM ELÇİLERE VERİLDİĞİNE GÖRE NERDE ONLARIN DA HADİSLERİ!!!
HİKMET KURAN’DADIR Elif, Lam, Ra; Bunlar hikmetli kitabın ayetleridir.
10 Yunus Suresi 1
And olsun hikmetli Kuran’a
36 Yasin Suresi 2
Şüphesiz o (Kuran ) bizim katımızda olan ana kitapta mevcuttur. Yüce ve hikmet doludur.
43 Zuhruf Suresi 4
Ayrıca İsra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları, emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şöyle denmektedir.
KURAN’DA HİKMET VE HÜKÜM KELİMELERİNİN GEÇİŞ ŞEKLİ
TÜM ELÇİLERE HİKMET VERİLMİŞTİR:3/81, 164 6/89
KİTAP VE HİKMETİ ÖĞRETMEK ELÇİLERİN GENEL ÖZELLİĞİDİR.-2/129 Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."-2/129
KURAN’ DA GEÇEN VE KENDİLERİNE HİKMET VERİLDİĞİ SÖYLENEN ELÇİLER
İSA RASULE KİTABIN VE HİKMETİN ÖĞRETİLMESİ-3/48 5/110 6/48 YAHYA RASULE ÇOCUK YAŞTA KİTAP VE HİKMETİN VERİLMESİ -19/12 DAVUT RASULE HİKMET VERİLMESİ-2/251 38/20 YUSUF RASULE HİKMET VE İLİM VERİLMESİ- LUT RASULE HİKMET VERİLMESİ- 21/74 SÜLEYMAN RASULE HİKMET VERİLMESİ 21/79 MUSA RASULE HİKMET VE İLİM VERİLMESİ - 28/14
KENDİSİNE KİTAP, HİKMET VE PEYGAMBERLİK VERİLEN, SADECE KİTABA DAVET EDİYOR, KİTAPTAN SORUMLU TUTUYOR! ALLAH'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiç bir insan, "ALLAH'tan sonra bana da kulluk ediniz," diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, "Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun," der.-3/79
HÜKMETMESİ İÇİN ALLAH KİTABI İNDİRDİ Halkın arasında ALLAH'ın sana gösterdiği gibi yargı veresin diye Biz sana gerçeği içeren kitab Çı indirdik. Hainlerden yana olma.-4/105
KURAN HÜKÜM KAYNAĞI İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu.-13/37
HİKMET SAYESİNDE İHTİLA EDİLEN KONULAR AÇIKLANABİLİYOR VE BEYYİNE(APAÇIK KANIT=AYET) İÇİNDE HİKMET VAR. İsa belgelerle(BEYYİNE) geldiği zaman şöyle demişti size HİKMETle geldim ki hakkında ihtilafa düştüklerinizin bazısını size açıklayayım. Allah’tan korkun ve bana uyun(İTAAT)!-43/63
EĞER HİKMET VE ELÇİYE İTAAT SÜNNET DEMEK İSE O ZAMAN İSA RASULUN HADİSLERİNE DA BAŞVURMAK GEREKİRDİ! ÇÜNKÜ İSA RASUL ELİNDEKİ HİKMET İLE TOPLUMUN SORUNLARINI ÇÖZDÜ VE ONLARDAN KENDİNE İTAAT ETMELERİNİ İSTEDİ. İsa belgelerle geldiği zaman şöyle demişti: -Size hikmet ile hakkında ihtilafa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak için geldim. Allah’tan korkun ve bana uyun!-43/63
RASULE VERİLEN KİTAP VE HİKMET SAYESİNDE ALLAH RASULE BİLMEDİKLERİNİ BİLDİRMİŞ, SAPTIRMAK İÇİN ÇABA HARCAYANLARDAN KORUMUŞTUR….BURADAN KİTAP VE HİKMET İLE ELÇİYE DOĞRU DÜŞÜNME YETİSİ, BİLGELİK VERDİĞİNİ GÖRÜYORUZ….. ALLAH'ın sana lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni nerdeyse saptıracaktı. Onlar, yalnız kendilerini saptırır; sana hiçbir zarar veremezler. ALLAH sana kitap ve bilgeliği indirdi ve sana bilmediğin şeyleri öğretti. ALLAH'ın sana olan lütfu büyüktür.-4/113
ALLAH TEVRAT YANLARINDA OLMASIN RAĞMEN SORUNLARINI ELÇİYE TAŞIYANLARI, ONUN HÜKMETMESİNİ İSTEMEMELERİNİ KINIYOR VE HÜKÜMÜN TEVRATTA YAZDIĞINA VURGU YAPIYOR….YANİ KİTAPTA NET OLAN KONULARI ELÇİYE GÖTÜRMEK BİLE BİR ZAAF! Yalana kulak veriyor, yasadışı yoldan yiyorlar. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, istersen yüz çevir. Onlardan yüz çevirdiğin taktirde sana hiç bir zarar veremezler. Hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver. ALLAH adaletli olanları sever.-5/42 İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine baş vuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz çeviriyorlar. Bunlar inanan kişiler değillerdir.-5/43 İçinde hidayet ve ışık bulunan Tevrat'ı biz indirdik. müslüman peygamberler onunla Yahudiler arasında hüküm veriyorlardı. Hahamlar ve din bilginleri de ALLAH'ın kitabından emredildikleri şeylerle hüküm verirler ve onun üzerine tanık olurlardı. Halkı ululamayın, beni ululayın ve ayetlerimi ucuz bir fiyata satmayın. ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermeyenler inkarcıdır.-5/44
ALAH’IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEK TÜM İNANANLARIN SORUMLULUĞUDUR…VE BU, KİTAPTA YAZANLARLA OLUR. Orada onlara: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara ödeşmeyi emrettik. Kim bu hakkından vazgeçerse günahlarını örter. ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermeyenler zalimdir.-5/45
KURAN İÇERİĞİ ALAH KATINDAKİ KİTAPTA SAKLIDIR VE O KİTAP HİKMET İÇERİR Biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık- 43/3 O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır-43/4
HİKMET KÖKÜNDEN GELEN “YAHKUME” FİİLİNİN KULLANIMINDA GÖRÜLÜR Kİ ALLAH ELÇLERİNE HÜKMETME, KARAR VERME, EMRETME(YAHKUME)LERİ İÇİN KİTAP İNDİRMİŞTİR- 2/213 İnsanlar bir tek topluluktu. ALLAH peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi ve anlaşmazlığa düştükleri konularda halkın arasında hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçeği içeren kitabı indirdi. Oysa kitap verilenler kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan ötürü onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. Fakat ALLAH, izniyle inananları onların anlaşmazlığa düştüğü gerçeğe ulaştırdı. ALLAH dilediğini/dileyeni doğru yola iletir.-2/213
ALLAH DİLEDİĞİNE HİKMET VERİR VE HİKMET VERİLENE HAYIR DA VERMİŞ DEMEKTİR…2/269 Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.-2/269(Diyanet) Bilgeliği dilediğine verir. Kime bilgelik verilmişse ona çok büyük iyilik yapılmıştır. Düşünce sahiplerinden başkası öğüt almaz.- 2/269(E.yüksel)
HİKMET KÖKÜNDEN GELEN “YEHKUME”HÜKMETME , KARAR VERME) İÇİN KİTABA ÇAĞIRILIYORLAR-3/23 (Resûlüm!) Kendilerine Kitap'tan bir pay verilenleri (yahudileri) görmez misin ki, aralarında hükmetmesi için Allah'ın Kitab'ına çağırılıyorlar da, sonra içlerinden bir gurup cayarak geri dönüyor.-3/23 Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma-4/105
ALLAH, ELÇİNİN EŞLERİNDEN AYETLERDEN VE HİKMETTEN OKUNANI HATIRLAMALARINI İSTİYOR. BUNLARIN NE OLMASI GEREKTİĞİ İSE 33/30-32 AYETLERİNDE SÖYLENİYOR. Evlerinizde Allah'ın ayetlerinden ve hikmetten okunanları hatırlayın. Kuşkusuz, Allah Latîf'tir, Habîr'dir-33/34
ÖNCEKİ TOPLUMLARA UYARICI NİTELİKTE HABERLER GELMESİ BİR HİKMET Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir.54/4 Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir54/5
KİTAP VE HİKMET İNİYOR(ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLİYOR)- 2/231
İBRAHİM AİLESİNE KİTAP VE HİKMETİN VERİLMESİ Yoksa ALLAH'ın lütfundan insanlara verdiğini mi çekemiyorlar? Oysa biz, İbrahim ailesine kitap ve bilgelik verdik. Onlara büyük bir otorite verdik.- 4/54
-KİTAP VE HİKMETİ VERDİ VE BİLMEDİKLERİNİ ÖĞRETTİ ALLAH'ın sana lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni nerdeyse saptıracaktı. Onlar, yalnız kendilerini saptırır; sana hiçbir zarar veremezler. ALLAH sana kitap ve bilgeliği indirdi ve sana bilmediğin şeyleri öğretti. ALLAH'ın sana olan lütfu büyüktür.-4/113
SAYGIN RASULE HİKMETTEN VAHYETTİKLERİ KURANDA MADDE MADDE SIRALANMIŞTIR! İSRÂ suresi 39. ayet
ORJİNALİ ذَلِكَ مِمَّا أَوْحَى إِلَيْكَ رَبُّكَ مِنَ الْحِكْم 14;ةِ وَلاَ تَجْعَلْ مَعَ اللّهِ إِلَهًا آخَرَ فَتُلْقَ 09; فِي جَهَنَّم 14; مَلُومًا مَّدْحُو 85;ًا
OKUNUŞU: Zalike mimma evha ileyke rabbüke minel hikmeh ve la tec'al meallahi ilahen ahara fe tülka fi cehenneme melumem medhura
ANLAMI: Bunlar, Rabbinin sana, hikmetten vahyetmiş olduklarıdır. Sakın, Allah ile birlikte başka bir tanrı edinme, kınanmış ve kovulmuş bir halde cehenneme atılırsın.
SAYGIN RASULE HİKMETTEN VAHYEDİLENLER: isra 17/22-39 1- ALLAH ile birlikte baŞka tanrı edinme 2-Bilmediğin bir Şeye inanıp ardına düŞme, çünkü iŞitme, görme duyusu ve beyin, hepsi ondan sorumludur. 3-Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam yapın ve doğru teraziyle tartın. 4-Öksüzlerin malına, erginlik çağına ulaŞıncaya kadar dokunmayın 5-ALLAH'ın kutsal kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. 6-Saçıp savurma. 7-Zinaya yaklaŞmayın; çünkü o büyük bir günah ve kötü bir davranıŞtır. 8-Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. 9-Elini boynuna bağlama ve tümüyle de açma 10-Akrabalara haklarını ver. Ihtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... 11-Sadece Rabbe kulluk ve anaya babaya karŞı iyi davranmanızı emretti. 12- Yeryüzünde kibirli kibirli dolaşma sen ne yeri delebilirsin ne de dağlar kadar boylu olabilirsin. 13-Kim ahireti seç ve mümin olarak gereken çabayı göster 14- Bu Kuran en iyi yola ulaŞtırır ve erdemli davranan müminleri büyük bir ödülle müjdeler
C)HİKMET KELİMESİNİN İNGİLİZCE TERCÜMELERDEKİ KULLANIMINA Hikmet kelimesine İngilizce tercümelerde aşağıdaki anlamlar verilmiştir… Genelde Türkçede kitap ve hikmet diye tercüme edilen kelime;
Scripture and Wisdom= kutsal kitap ve bilgelik
The book and Wisdom= kitap ve bilgelik
Al-Hikmah (full knowledge of the Islâmic laws and jurisprudence or wisdom or
Prophethood, etc) = el hikmet(islamik kanunlardan,hukuk biliminden,akıldan ve peygamberlikten tüm bilgiler v.b)
Scripture and knowledge= kutsal kitap ve bilgi
Book and authority= kitap ve otorite
The Scripture and command= kutsal kitap ve emir
Power= güç
Aşağıda buna örnekler görülmektedir…
2/129 tercümesi
Yusuf Ali (EN)- "Our Lord! send amongst them a Messenger of their own, who shall rehearse Thy Signs to them and instruct them in Scripture and Wisdom, and sanctify them: for Thou art the Exalted in Might, the Wise."
M. Pickthall (EN)- Our Lord! And raise up in their midst a messenger from among them who shall recite unto them Thy revelations, and shall instruct them in the Scripture and in wisdom and shall make them grow. Lo! Thou, only Thou, art the Mighty, Wise.
R. Khalifa (EN)- "Our Lord, and raise among them a messenger to recite to them Your revelations, teach them the scripture and wisdom, and purify them. You are the Almighty, Most Wise."
MH Shakir (EN)- Our Lord! and raise up in them a Messenger from among themwho shall recite to them Thy communications and teach them theBook and the wisdom, and purify them; surely Thou art the Mighty,the Wise.
HİLALİ &KHAN - "Our Lord! Send amongst them a Messenger of their own (and indeed Allâh answered their invocation by sending Muhammad Peace be upon him ), who shall recite unto them Your Verses and instruct them in the Book (this Qur'ân) and Al-Hikmah (full knowledge of the Islâmic laws and jurisprudence or wisdom or Prophethood, etc.), and sanctify them. Verily! You are the All-Mighty, the All-Wise."
3/81 tercümesi
M. Pickthall (EN)- When Allah made (His) covenant with the Prophets, (He said): Behold that which I have given you of the Scripture and knowledge. And afterward there will come unto you a messenger, confirming that which ye possess. Ye shall believe in him and ye shall help him. He said: Do ye agree, and will ye take up My burden (which I lay upon you) in this (matter)? They answered: We agree. He said: Then bear ye witness. I will be a witness with you.
6/89 tercümesi
Yusuf Ali (EN)- These were the men to whom we gave the book, and authority, and Prophethood: if these (their descendants) reject them, behold we shall entrust their charge to a new people who reject them not
M. Pickthall (EN)-Those are they unto whom We gave the Scripture and command and prophethood. But if these disbelieve therein, then indeed We shall entrust it to a people who will not be disbelievers therein.
12/22 tercümesi
Yusuf Ali (EN) -When Joseph attained his full manhood, we gave him power and knowledge: thus do we reward those who do right.
D)İSLAM ANSİKLOPEDİSİNDE “HİKMET”İN AÇIKLAMASI: ***** Zira hikmetin peygamber olmayanlara da verildiği bilinmektedir {Tefsîrü't-Kuf'ân, I, 322).
******* Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî, hik¬mete verilen çeşitli anlamların sonuç ola¬rak Kur'an veya Sünnet'e delâlet ettiğini belirtmektedir (e/-Câmıc, III, 330). "Onla¬ra kitabı ve hikmeti öğretir" (el-Bakara 2/129) mealindeki âyetin tefsirinde hik¬metin "kitabın doğru yorumu ve uygulan¬ması" anlamıyla sünnet kavramına yak¬laştığını söyleyen Kurtubî (a.g.e., II, 131), Bakara sûresinin 231. âyetindeki hikme¬ti, "kitapta nas olarak bulunmayan şey¬ler hakkında Resûlullah'ın dilinden Al¬lah'ın muradını açıklayan sünnet" şeklin¬de tefsir etmektedir {a.g.e., III, 157). Bu¬na karşılık Râzî gibi Ebü'1-Fidâ İbn Kesîr de hikmetin peygamberliğe hasredileme-yeceğini ileri sürmektedir. Müfessire gö¬re hikmet, en yüksek beşerî tecellisi nü¬büvvet olan daha kapsamlı bir kavramdır. Zira hikmetin peygamber olmayanlara da verildiği bilinmektedir {Tefsîrü't-Kuf'ân, I, 322).
Tek tek din adamları hikmet konusunda ne demişler diye bakarsak…..
A) İbn Düreyd'in tesbitine göre Arapça'daki "el-kelime mine'l-hikme" de¬yiminde geçen hikmet kelimesinde "alı¬koymak, gem vurmak, sakındırmak" an¬lamı daha çok belirgindir. Zira bu deyim¬le kastedilen şey insanı iyi olana yönlendi¬ren, çirkin ve kötü olandan alıkoyan söz¬dür. B) Cevheri, hikmetin ihkâmla bağ¬lantısı sebebiyle hakîm kelimesine hem "işleri gereği gibi sağlam ve kusursuz ya¬pan" hem de "âlim ve ilmî hüküm sahibi" mânalarını vermektedir C) İshak b. İbrahim el-Fârâbî ise hikmetin anlamını kısaca "mânaları idrak etmek" şeklinde açık¬lamaktadır {Dîvanü'l-edeb, 1, 200) D) Batı kaynaklan, Arapça hikmetin Kitâb-ı Mu-kaddes'in birçok yerinde "zihnî kabiliyet, ustalık" anlamında kullanılan İbrânîce hokhmah kelimesiyle aynı semitik kö¬ke dayandığını belirtir {ER, VI, 415; EJd., XVI, 55. E) İbn Manzûr. hikmetin özellikle Allah'a nisbeti halinde "en değerli varlıkları en üstün bilgiyle bilmek" mânasına geldiği¬ni belirtir. F) “dengeli olma, orta yol üzerin¬de bulunma, adalet niteliği taşıma" anla¬mına geldiğini belirten İbn Manzûr eski Araplar'ın "muhakkem" kelimesini "hik¬metli, tecrübeli, olgun kimse" mânasında kullandığını söyler. G) Lane hikmetin ilk anlamını "ca¬hilane davranışlardan alıkoyan şey" ola¬rak belirlemiş hikmetin bilgi ve hükümle alâkasının yanı sıra davranışla ilgisine de dikkat çekmiştir (Lexicon II, 617). H) “ilim-amel bütünlüğü, gerçeği ifade eden her türlü söz, gereksiz lafızlardan arındırılmış akla uygun özlü söz" gibi an¬lamlarına işaret eder Cürcânî İ) Kur'an terminoloji¬sine dair günümüze ulaşmış en eski me¬tinlerden biri olan Mukâtil b. Süleyman'ın (ö. 150/767) el-Vücûh ve'n-nezâ'ir adlı eserinde hikmetin beş "vech"i olduğu be¬lirtilmektedir. 1. Kur'an'da emir ve nehiy kipleriyle geçen öğütler (meselâ bk. el- Bakara 2/231 ;Âl-i İmrân 3/48; en-Nisâ 4/ 113), 2. Anlayış (fehm) ve ilim anlamında hüküm (Meryem 19/12), 3. Nübüvvet (el-Bakara 2/251; en-Nisâ 4/54; Sâd 38/20), 4. Kur'an'ın tefsiri (el-Bakara 2/269), S. Bizzat Kur'an (en-Nahl 16/125). J) İbn Rüşd'ü takip ederek (aş. bk.), "Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et; onlarla mücadeleni en güzel şekilde yap" (en-Nahl 16/125) mealindeki âyette geçen hikmeti "kesin delillere da¬yanan bilgi" şeklinde açıklar K) Taberî, te'vil ehlinin ikinci âyetteki hikmeti "Kur'an ve onun anlaşılması, sünnet, dini bilmek, din hakkında derin anlayışa sahip olmak ve dine uymak" gibi çeşitli şekillerde açıkla¬dıklarını kaydeder L) İbn Rüşd'ü takip ederek (aş. bk.), "Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et; onlarla mücadeleni en güzel şekilde yap" (en-Nahl 16/125) mealindeki âyette geçen hikmeti "kesin delillere da¬yanan bilgi" şeklinde açıklar. M) Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî, hik¬mete verilen çeşitli anlamların sonuç ola¬rak Kur'an veya Sünnet'e delâlet ettiğini belirtmektedir (e/-Câmıc, III, 330). "Onla¬ra kitabı ve hikmeti öğretir" (el-Bakara 2/129) mealindeki âyetin tefsirinde hik¬metin "kitabın doğru yorumu ve uygulan¬ması" anlamıyla sünnet kavramına yak¬laştığını söyleyen Kurtubî (a.g.e., II, 131), Bakara sûresinin 231. âyetindeki hikme¬ti, "kitapta nas olarak bulunmayan şey¬ler hakkında Resûlullah'ın dilinden Al¬lah'ın muradını açıklayan sünnet" şeklin¬de tefsir etmektedir {a.g.e., III, 157). Bu¬na karşılık Râzî gibi Ebü'1-Fidâ İbn Kesîr de hikmetin peygamberliğe hasredileme-yeceğini ileri sürmektedir. N) Abdürrezzâk el-Kâşânî hikmeti "asıllarına uygun olarak eşyanın mahiyeti, nitelikleri, özellikleri, hükümleri, sebep-sonuç bağlantısı, var¬lıklar alanındaki sıkı düzenin sırrı hakkın¬da bilgi sahibi olmak, bu bilginin gereği¬ne göre hareket etmek" şeklinde tanım¬lamıştır (Iştıtâhâtü'ş-şûfiyye, s. 61)
İYİ GÜNLER
|