Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 22 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 131
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
slm
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.
1. Ey iman edenler! Akitleri(n geregini) yerine getiriniz. Ihramli iken avlanmayi
helal saymamak üzere (asagida) size okunacaklar disinda kalan hayvanlar, sizin
için helâl kilindi. Allah diledigine hükmeder.
2. Ey iman edenler! Allah'in (koydugu, dinî) isaretlerine, haram aya, (Allah'a
hediye edilmis) kurbana, (ondaki) gerdanliklara, Rablerinin lütuf ve rizasini
arayarak Beyt-i Haram'a yönelmis kimselere (tecavüz ve) saygisizlik etmeyin.
Ihramdan çikinca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için
bir topluma karsi beslediginiz kin sizi tecavüze sevketmesin! Iyilik ve
(Allah'in yasaklarindan) sakinma üzerinde yardimlasin, günah ve düsmanlik
üzerine yardimlasmayin. Allah'tan korkun; çünkü Allah'in cezasi çetindir.
3. Les, kan, domuz eti, Allah'tan baskasi adina bogazlanan, bogulmus, (tas,
agaç vb. ile) vurulup öldürülmüs, yukaridan yuvarlanip ölmüs, boynuzlanip ölmüs
(hayvanlar ile) canavarlarin yedigi hayvanlar -ölmeden yetisip kestikleriniz
müstesna- dikili taslar (putlar) üzerine bogazlanmis hayvanlar ve fal oklariyle
kismet aramaniz size haram kilindi. Bunlar yoldan çikmaktir. Bugün kâfirler,
sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmislerdir. Artik onlardan
korkmayin, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi
tamamladim ve sizin için din olarak Islâm'i begendim. Kim, gönülden günaha
yönelmis olmamak üzere açlik halinde dara düserse (haram etlerden yiyebilir).
Çünkü Allah çok bagislayici ve esirgeyicidir.
4. Kendileri için nelerin helâl kilindigini sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi
ve temiz seyler size helâl kilinmistir. Allah'in size ögrettiginden ögretip
avci hale getirdiginiz hayvanlarin sizin için yakaladiklarindan da yeyin ve
üzerine Allah'in adini anin (besmele çekin). Allah'tan korkun. Allah'in hesabi
pek çabuktur.
5. Bugün size temiz ve iyi seyler helâl kilinmistir. Kendilerine kitap
verilenlerin (yahudi, hiristiyan vb. nin) yiyecegi size helâldir, sizin
yiyeceginiz de onlara helâldir. Mümin kadinlardan iffetli olanlar ile daha önce
kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadinlar da, mehirlerini vermeniz
sartiyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size
helâldir. Kim (Islâmî hükümlere) inanmayi kabul etmezse onun ameli bosa
gitmistir. O, ahirette de ziyana ugrayanlardandir.
6. Ey iman edenler! Namaz kilmaya kalktiginiz zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi, baslarinizi meshedip, topuklara kadar ayaklarinizi yikayin.
Eger cünüp oldunuz ise, boy abdesti alin. Hasta, yahut yolculuk halinde
bulunursaniz, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadinlara
dokunmussaniz (cinsî birlesme yapmissaniz) ve bu hallerde su bulamamissaniz
temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi
onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çikarmak istemez; fakat sizi
tertemiz kilmak ve size (ihsan ettigi) nimetini tamamlamak ister; umulur ki
sükredersiniz.
diyanet meali...
ve buna benzer birçok
ayetler daha..
birbiri ile bağlantısız..!!
birbirinden kopuk..!!
karma karışık..!!
bazen tek ayetler içinde bile tutarsızlık..!!
dikkatlice okuyun kardeşler ..
yüceler yücesi..
habir,alim,kebir..
ve hiçbir varliğa benzemeyen aşkın bir allah ..
bize gönderdiği kuran..
bizlerin, insanları çağırdığı..
gelin rabbinizden indirilene uyun..
içinde çelişki tutarsızlık olmayan..
ve allah tarafından geldiğine,ve içindekilerinden şüphe olunmayan bir
kitaba..
bu ayetler arasındaki ilişki lerin kopuk olmasının nedenleri nelerdir ..
teşhis edelim ve en yakın zamanda da artık kuran kuran
olsun..neler yapılabilir..
Atalarımızın
Kur’an ayetlerini özenli bir şekilde tertiplemediğini düşünüyorum ben de. Bu bir kınama değil kişisel gözlem. Evet
bir karmaşa var, gözardı edilemeyecek
şekilde.
Yüce
Allah vahyi o gün, yaşayan bir Resüle süreğen bir formatta gönderdiğine göre
karmaşanın nedeni beşeri girişim olsagerek. Resul de böyle bir hata
yapmayacağına göre adres başkaları… Neden böyle? Bilmiyorum, galiba Allah bilir
ancak.
Bugün bunun
çözümü var mıdır? Kur’an ayetleri iniş sırasına göre yeniden tertiplenebilir
mi? Mucizevi bir yöntemle belki.
Kur’anın
bugün elimizde bu formatta oluşu sadece işimizi zorlaştırır aslında. Zikr
korunmuş halde inancımıza göre. Mushaf ve Zikr farkı…
Ne
sureler iniş sırasına göre düzenlemiş ne de o surelerin içindeki ayetler.
Bundan daha kötüsü de var. Kimi ayetlerin içine alakasız metinler de girmiş
gibi. Bu metinler diğer bazı ayetlerin devamında daha anlamlı durmakta.
Son
söylediğime bir örnek var senin verdiğin ayette;
Ayeti
kırmızı kısımları çıkararak okuyun lütfen.
Maide 3.
Les, kan, domuz eti, Allah'tan baskasi adina bogazlanan, bogulmus, (tas, agaç
vb. ile) vurulup öldürülmüs, yukaridan yuvarlanip ölmüs, boynuzlanip ölmüs
(hayvanlar ile) canavarlarin yedigi hayvanlar -ölmeden yetisip kestikleriniz
müstesna- dikili taslar (putlar) üzerine bogazlanmis hayvanlar ve fal oklariyle
kismet aramaniz size haram kilindi. Bunlar yoldan çikmaktir. Bugün kâfirler,
sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmislerdir. Artik onlardan
korkmayin, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi
tamamladim ve sizin için din olarak Islâm'i begendim. Kim, gönülden
günaha yönelmis olmamak üzere açlik halinde dara düserse (haram etlerden
yiyebilir). Çünkü Allah çok bagislayici ve esirgeyicidir.
Şimdi bu
pasajı örneğin Ali İmran 85’in başında okuyun:
Bugün kâfirler, sizin
dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmislerdir. Artik onlardan korkmayin,
benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladim
ve sizin için din olarak Islâm'i begendim. Kim
İslam’dan gayri bir din ararsa
artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir.Ve o, ahirette hüsrana düşenlerdendir.
Yada Nasr suresinin başında yani kapanışa yakın kısmın anlatıldığı bölümde
okuyun:
Bugün kâfirler, sizin
dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmislerdir. Artik onlardan korkmayin, benden
korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladim ve sizin
için din olarak Islâm'i begendim. Allah'ın yardımı ve fetih
geldiğinde, Ve insanları kitleler halinde Allah'ın dinine girerken gördüğünde,
tespih et Rabbini O'na hamt ile! Ve O'ndan af dile! Çünkü O, Tevvâb'dır,
günahları affeder sınırsız bir şekilde.
İşimiz
zor olsa da yola devam etmek zorundayız. Tek bildiğim bu.
Ek Soru: Bu durumda 19 mucizesinin anlamı nedir?
Muhabbetle,
Alperen
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Katılma Tarihi: 22 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 131
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
slm.. bu zikr nasıl korunmuş olmalı..? ve bize kadar rahmanın zikr gelmediyse biz ne okuyoruz..? neye göre okuyoruz..!! kuran i kavramların içini neye göre dolduruyoruz...?? kimin adıyla nasıl okuyoruz...kim tanımlıyor... allah kelamı beşer kelamına muhtaç mı..??
lisanul arab..tacul arus..müfredat olmadan biz bu kavramların içini nasıl doldururuz..?? hiç bir sey eksik bırakılmayan nedir kuran da.. şüphe liden şüphesiz e nasıl ulaşırız..?
"Zikrin korunmuşluğu ayetlerin korunmuşluğudur, mushaf tertibi (her bir surenin içindeki ayetlerin tertibi ) buna dahil değildir" demek, ayetlerin tertibinin beşeri bir yargı eseri yapıldığı anlamına gelir.
Bir şey beşeri olunca, o artık mutlak değildir. Dolayısı ile değiştirilebilir.
Buna göre, her kişi herhangi bir sebebe dayanarak Kuran ayetlerini dilediği gibi tertil edebilir.
Böylelikle, ayetlerin anlaşılmasında siyak ve sibak ortadan kalkar.
Böyle bir durumda, her bir ayetin ifade ettiği anlam her ne ise ona itibar edilir.
Bu, vahim bir iddiadır.
Çünkü, en az bir ayetin yerinin değiştirilebileceğine verilen cevaz, diğer tüm ayetlerin de yerlerinin değiştirilmesine sukut etmek durumundadır.
Ve Kuran ayetleri öyle kombinasyonlarla alt alta sıralanabilir ki...
Bunu düşünmek bile istemiyorum...
Ayrıca, Kuran'ın bir Kitap olarak Peygamber tarafından bırakılmamış olduğuna inanmak, bu forumun muhtelif yerlerinde dile getirdiğimiz bazı arızaları da beraberinde getirir.
Bu işin, açıklığa kuvuşturulması için iddia sahiplerinin Kuran'ın korunmuşluğundan ne anladıklarını, ilgili ayetleri nasıl tevil ettiklerini izah etmeleri gerekir.
Sanırım, Beyyine_45 kardeşimiz sözü bir noktaya getirecek. Bunu da çok merak ediyorum.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
"Zikrin korunmuşluğu ayetlerin korunmuşluğudur, mushaf tertibi (her bir surenin içindeki ayetlerin tertibi ) buna dahil değildir" demek, ayetlerin tertibinin beşeri bir yargı eseri yapıldığı anlamına gelir.
Bir şey beşeri olunca, o artık mutlak değildir. Dolayısı ile değiştirilebilir.
Buna göre, her kişi herhangi bir sebebe dayanarak Kuran ayetlerini dilediği gibi tertil edebilir.
Böylelikle, ayetlerin anlaşılmasında siyak ve sibak ortadan kalkar.
Böyle bir durumda, her bir ayetin ifade ettiği anlam her ne ise ona itibar edilir.
Bu, vahim bir iddiadır.
Çünkü, en az bir ayetin yerinin değiştirilebileceğine verilen cevaz, diğer tüm ayetlerin de yerlerinin değiştirilmesine sukut etmek durumundadır.
Ve Kuran ayetleri öyle kombinasyonlarla alt alta sıralanabilir ki...
Bunu düşünmek bile istemiyorum...
Ayrıca, Kuran'ın bir Kitap olarak Peygamber tarafından bırakılmamış olduğuna inanmak, bu forumun muhtelif yerlerinde dile getirdiğimiz bazı arızaları da beraberinde getirir.
Bu işin, açıklığa kuvuşturulması için iddia sahiplerinin Kuran'ın korunmuşluğundan ne anladıklarını, ilgili ayetleri nasıl tevil ettiklerini izah etmeleri gerekir.
Sanırım, Beyyine_45 kardeşimiz sözü bir noktaya getirecek. Bunu da çok merak ediyorum.
Muhabbetlerimle...
yüreğine sağlık Ali Aksoy Kardeşim. tamamen katılıyorum.
Kur'an Ayetlerinin beşeri bir yargı eseri ve hata ila malül olan insan tarafından tertip edilmiş olmasına sıfır ihtimal veriyorum.
şuna kat'i olarak iman ediyorum ki, Yüce Allah tarafından korunmuş '' zikr '' olan Kur'an, Rasulullah'ın masasındaki haliyle bize kadar ulaştırılmıştır. kul olarak imtihan edildiğimize ve Kur'an'dan sorumlu olup Ayetlerin gereğini yaptığımızda mükafat, yapmadığımızda mücazat ile karşılaşacağımıza inanıyorsak, buna da iman etmemiz gerekir. çarpuk çurpuk , gelişigüzel bir şekilde , bütün Ayet'leri adeta ( haşa ) bir çuvala dökülmüş de, hadi artık ey insanlar bu Ayetleri siz çuvaldan çıkarıp çıkarıp hata ile malül kafanıza göre yerleştirin. nasıl yerleştirirseniz yerleştirin beni ilgilendirmez, BULMACAYI ÇÖZÜP (Ayet'leri tam olarak doğru bir şekilde bulunmaları gereken yerlerine / bağlamlarına yerleştirmeyi becerip) Kur'an'ın emirlerini yerine getireni cennete, getirmeyeni cehenneme göndereceğim der mi Yüce Allah. bir teşbih yapmak gerekirse, öğrencilerini yeni öğreteceği bir üniteden '' öğrettikten sonra '' sorumlu tutup yazılı değerlendirme sonucunda NOT vereceğini ilan eden bir öğretmenin bile bu şekilde davranması beklenemez. ünite ile ilgili bilgileri taşıyan yeni öğreteceği cümleleri bağlamlarından koparıp koparıp, çelişkili bir vaziyette çuvala doldurduktan sonra hadi alın bu çuvalı, içine karışık olarak attığım cümleleri tek tek çıkarın ve kafanıza göre yerleştirin, artık bu üniteyi anlar mısınız, anlamaz mısınız beni hiç enterese etmez. ister doğru anlamış olun, ister yanlış... sizi bu çuvalda karışık ve gelişigüzel atılan cümlelerden sorumlu tutup ona göre not vereceğim diyebilir mi? şimdi bu adalet mi? hadi bu sonunda sınıfta kalmaya kadar götürecek bir şey nihayetinde. ya sonunda ebedi cennet veya ebedi cehennem'e girmeyi gerektirecek kadar ciddi olan bir hususta böyle bir imtihan şekli, ciddiyetsizliği olabilir mi?
bir başka forumda da açıkladığım gibi,kesin ve sarsılmayacak kanaatim şudur ki, Sevgili son Rasül'ün masasında duran Kur'an ile şu anda elimizin altında duran Kur'an, tıpatıp aynı Kur'an'dır. şüphesiz bunu yapmaya Yüce Allah'ın gücü yeterdi. ve bunu yaptığını da Kur'an'da açıklamıştır.
Sevgilerimle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 22 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 131
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
slm ali kardeşim.. kuranı tanıttığı gibi tanımak.. doğru anlamak..doğru yaşamak.. bunlar paralellik arzeder... bütün çıkmazların kaynağı ne sizce... niye bu ümmet bu halde kuran a karşı.. niye herkes kurana göre her telden çalıyor.. nasıl bir mübinlik tir bu.. soru ya sorularla karşılık yerine, verilen cevaplara göre yolumuza devam edelim inş allah.. problem nerde...tekrar gözden geçirelim...
Ben, Kuran'ın bağlayıcılığının bu asırda yüklediği "sorumluluk" ile,Resulün sağlığında doğurduğu "sorumluluğun" eşit olmadığına inanıyorum.
Çünkü, Allah Kuran'da insanlara yüklediği mükellefiyeti bir kısım şartlara bağlamıştır.
Bu şartların Kuran'ın bütüncül anlamından çıkan neticesi "tam tebliğ" şartıdır. Yani Allah Kuran mesajına ulaşamamış hiç kimseyi Kuran'dan mesul tutmaz.
Bundan başka, insanların kendiliklerinden Kuran'dan haberdar olma gibi bir yükümlülükleri de yoktur. Bilakis, bu yükümlülük Allah ve müminler arasında paylaştırılmıştır.
Allah, ilahi hükümleri / vahyi indirerek doğru yolu göstermiş, Resuller'den ve kendisine iman eden kimselerden bu mesajı yaymalarını istemiştir. Dolayısı ile, muhatabın kendiliğinden mesaja muttali olmak görevi yok ama mesaja ulaşanların bunu dosdoğru olarak tebliğ etmek gibi bir yükümlülükleri var. Bu yükümlülük de, sadece dosdoğru iletmekten ibaret olup, muhatabı inandırmayı / zorlamayı içermemektedir. Allah, Kuran'ın muhtelif ayetlerinde muhatabın dinde zorlanmasını "zorbalık" olarak tanımlamıştır.
Şimdi; bir kimseye mükellefiyet doğuran mesajın iletimi demek onun tam olarak anlaşılabilir halde ve ihtilaf söz konusu olmaksızın iletilmesi demektir.
Kuran'ın neden Arapça olarak indirildiğini beyan eden ayetler bu husustaki kanıtımdır. Yine, Kuran'ın açıklanmasının -aynı dil üzerinden- ve pürürssüz bir Arapça ile Allah tarafından yapılmış olması da dikkat çekicidir.
Her ne kadar nasıllığı hususunda bir kısım itirazlar var ise de Yunus kıssası bu açıdan bir Ruhsattır.
Tebliğin kemal derecesinde tamamlanması, karşılığında aynı derecede sorumluluk / mükellefiyet doğurur.
Tebliğin "eksik yahut kusurlu" ulaşması da bu sorumluluğu / mükellefiyeti hafifletecektir.
Nihayet, Peygamber'in muhatabı olup Allah'ın çağrısına tam olarak vakıf olan kişilerin sorumluluk derecesi ile bu gün yaşayan bizlerin sorumluluk derecesinin aynılığını iddia etmek Allah'a zulüm isnat etmek demek olur.
Her kişinin Kuran nezdindeki sorumluluğu aynı diğer tüm eylemlerinde olduğu gibi subjektif değerlere dayanır. Her kişinin her eylemi o kişinin kendi hayatındaki özel koşullarla bir bütündür. Bunun gibi, her kişinin Kuran'ı anlama adına içinde bulunduğu koşullar da özgün / nevi şahsına münhasır bir durum arz eder.
Bu halin dışındaki hallerde ise Kuran'ın mübinliği ona muhatap olan kişinin eriştiği / erişebildiği verilerin zenginliği ile doğru orantılı ve muhakkak Hz. Peygamber'in yaşadığı devirden daha düşük seviyededir.
Bu gün yaşanan Lügat vs. kargaşanın izahı budur. Bunlar, bu devrin özgün koşulları olup, her kişinin Kuran'ı anlama ve sonrasında yükümlü oluşunda Allah tarafından dikkate alınacaktır.
Şu bir gerçek ki, Allah hiç kimseyi gücünün üzerinde bir şeyle sorumlu tutmaz. Ve Allah, kullarına karşı asla zulümkar değildir.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 22 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 131
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Şimdi; bir kimseye mükellefiyet doğuran mesajın iletimi demek onun tam
olarak anlaşılabilir halde ve ihtilaf söz konusu olmaksızın iletilmesi
demektir.
Kuran'ın neden Arapça olarak indirildiğini beyan
eden ayetler bu husustaki kanıtımdır. Yine, Kuran'ın açıklanmasının
-aynı dil üzerinden- ve pürürssüz bir Arapça ile Allah tarafından
yapılmış olması da dikkat çekicidir. Kuran'ın mutlak anlamda mübin oluşu, indiği çağa özgündür. slm ali kardeş.. şuan kuran ın mübin olmaması allah tan kaynaklanan bir problem olmasa gerek... allah tan gelen vahy içini..!!! kavramlarını...!!! allahın adıyla... doldurmadan bu problemler pek çözüleceğede benzemiyor... kuran sıralamasında... sure içindeki (ayetlerin) bir bütün olarak allah tan olduguna inanıyorum... ama sureler...olarak ilk bakara mıdır ikra mıdır bunu çözmüş değilim....??
sure içindeki konuların bağlantısını anlayamamak ta kavramları rahmanın tanımladığı şekilde tanımlayamamak olsa gerek ... muradı doğal olarak anlaşılmıyor karma karişik bir seyler ortaya çıkıyor.... insan eğitimine rahmani olarak nereden başlanır ( rabb insanı nasıl eğitir) nerden başlamak uygundur... hangi surelerle tevbeden baslasak nasıl olur...?? gibi akla gelen sorulardan bir kaçı.. cevapları yok mu bunların ..!!!
Kıyamete kadar tüm insanlığa rehber olarak gönderildiği iddia edilen bir kitabın daha dikkatlice tertip edilmesi gerekmez miydi ? Allah'ın buna müdahale etmesi gerekmez miydi ? Birşeyler yanlış bu işte kardeşlerim
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 201
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Alemlerin içinde kötülüklerden sakınıp erdemli bir hayatı tercih edenlere selam
Allahın enfustaki ve afaktaki ayetler(içimizdeki ve dışımızdaki işleyiş)ve biz.Yani bizim ununla uyumlu bir seyir gerçekleştirmemiz.ZİKİR=EL-KUR'AN=bu uymluluğu doğru modda tertil üzere hayatın içinde okumak
__________________ ALLAH'IN EVRENSEL HAK DİNİ = Aklı doğru modda kullanarak yaratıcının bizde yarattığı yaratma yetisini işleterek yapımızdakileri sistematize edip ,kendimizle ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmektir
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma