Yazanlarda |
|
asdf29 Newbie
Katılma Tarihi: 06 haziran 2005 Gönderilenler: 6
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
yarın çoğu kişinin bildiği üzere Regaib Kandili bende büyü bi ihtimal yarı gelemeyeceğim için topici şimdiden açayım dedim :D
Tüm müslüman aleminin kandili şimdiden mübarek ve hayırlara vesile olsun :wink:
Regaib Kandili Mesajı
11 Ağustos 2005 Perşembeyi Cuma’ya bağlayan gece Regaib Kandilidir. Bu kandil, dinî literatürümüzde “üç aylar” olarak bilinen rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan feyizli bir maneviyat mevsimine girdiğimizin habercisidir.
Regaip, elde edilmesi arzu edilen değerler demektir. Bu mübarek gece, Yüce Allah kullarına bol bol rahmet ve mağfirette bulunduğu için bu adı almıştır.
Üç aylar; insanların geçmişin muhasebesini yaparak geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılma fırsatı bulacakları, hata ve günahlardan temizlenip, hayırlı ve yararlı işlere yöneleceği bir zaman dilimidir.
Esasen Regaib, Mirac, Berat, Kadir Gecesi, Arefe Günü ve Ramazan Bayramı gibi mübarek gün ve geceler güzel amellerle içini doldurabildiğimiz, yanlışlarımızın farkına varıp doğru istikamete yönelebildiğimiz ölçüde bizim için bereketli ve kazançlı zaman dilimleri olacaktır.
Mübarek gün ve geceler, yaratılış gayemizi düşünmemiz, yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi gözden geçirmemiz için bulunmaz fırsatlardır. Milletimizin “kandil” olarak adlandırdığı bu geceler, yüreklerimizi ve geleceğimizi aydınlatan ışıklardır; kendimizi denetleme ve değerlendirmenin, bir beşer olarak ilahi kudret karşısındaki acziyetimizin şuurunda olarak taat, ibadet ve şükürlerimizi artırmanın, bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp geleceğe hazırlıklı olmanın bir vesilesidir.
Kandiller, günümüzün yoğun ve karmaşık hayat akışı içinde kaybolup giden ve öze dönüşünü ihmal eden modern birey için içe dönük bakış ve öz denetim fırsatıdır. İlahi rahmete fazlasıyla mazhar olan bu zaman diliminde, gönül huzuru içerisinde yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve tüm insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızın olduğunu bir kez daha hatırlayalım, yanlış ve kusurlarımızdan dönelim, elimizi ve gönlümüzü uzanabileceğimiz herkese açalım, aramızdaki sevgi bağını, dayanışma ruhunu güçlendirelim, kırgın gönülleri barıştıralım, ihtiraslarımızı dizginleyip küçük menfaat çekişmelerinden uzak duralım, yüce Dinimiz'in bizden istediği kardeşlik ve beraberliğimizin güçlenmesine, insanî ve ahlâkî meziyetlerin yaygınlaşmasına gayret gösterelim.
Bu duygu ve düşüncelerle Regaib Kandilinin aziz milletimizin ve bütün İslâm aleminin birlik ve beraberliğine, insanlık aleminin barış ve huzuruna vesile olmasını, insanlığın ortak huzurunu tehdit eden terör ve şiddetin, savaş ve düşmanlığın yerini birbirimizi olanca farklılıklarımızla severek ve sayarak barış içinde yaşama sorumluluğunun almasını Cenâb-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
altı çizili yazı buradan alıntıdır
başlığı yanlış yere açmıl olabilirim ama en uygun yer olarak burasını gördüm
__________________ asdf29 Iz Birakir..
|
Yukarı dön |
|
|
hanif Yasaklı
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
kandil adı altında kutlalanan gün veya geceler tamamen mecusilikten alınıp islamın içine sokulmuştur.Onların sönmeyen ateşi var, eh bizimde ışıldayan kandıllerimiz olsun bari mantığı
Canı çıksın özenti saplantısının
kadir gecesine niye kadir kandili diyemiyorlar. çünkü Allah öyle isimlendirmiş
İnna enzelnahu fii leyletir gadr
Biz onu kadir gecesinde indirdik
Kutlu doğum haftası kutlaması ise, hıristyanların noel bayramından uyarlanmıştır.
Böyle bir kutlama ise Allahın küfürle nitelediği (nisa 150,151ve 152) paygamberlerin arasını ayırma suçunu işlemek sayılır.
Niye diğer peygamberlerin doğum günü kutlanmıyorsa sadece Hz Muhammedin. .Eğer maksad sadece anmak ise diğer peygamberler anılmayı hak etmiyormu.Diğer Resuller elçilik görevlerini eksik mi yaptılar
İşte hodri meydan.Hem niye sadece kutlama.Allah kitabında yahudilerin bir çok elçiyi katlettiğini bildiriyor.Bu elçilerin şldürülmesi anısına bir yas günü tertip edilse ve böylece peygamber katili olan yahudileriin ne mal olduğuna dair dünyaya mesaj verilmiş olur
Ee tabi bunu yapmak biraz sıkar.Sen kim yahudiye meydan okumak kim
Eğer birileri çıkıpta; ama biz diğer peygamberlerin doğum günlerini bilmiyoruz diye itiraz eetneye soyunursa derim ki;
Ne önemi var canım? Belirleyin kafanıza göre bir gün gitsin. Mesela kuranda adı zikredilen her peygamber için bir gün tayin edin senenin her ayı kutlamakla geçer ve böylece çocuklara eğlence çıkmış olur ne dersiniz
Zaten kurana göre şekillenmemiş bir toplumada ancak böylesi yaraşır. Deliye her gün bayram diye boşuna dememişler
Hıristiyanların noel bayramı söz konusu olunca, sakın bu günlerde çam alıp onlara iştirak etmeyin sonra küfre düşersiniz diye yırtınanlar; sizin yerin dibine batırdığınız hıristiyanlardan ne farkınız var
Al birini vur ötekine
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Hanif
Birilerinin bu kandiller hakkında şöyle bir sorusu var.
İnsanların bazı günleri vesile edinerek daha fazla hayır yapmaları, diğer günlere oranla daha fazla ibadet etmelerinin ne sakıncası olabilir?
Bu soru hakkında ne dersin dostum?
Bu konu Bidat-ı Hasene kapsamına girmez mi? Bu Bidat-ı hasene ve Bidat-ı Seyyi-e konusuna sen nasıl bakıyorsun? Böyle bir ayrım sence ne kadar doğru?
Bize Allah tarafından sağlanmış olan geniş saha içinde -hayrı amaçlayarak ve Kur’anın Temel Çerçevesine zıt olmayarak- belli konularda belli düzenlemeler yapmak ve bazı konularda bazı sistematikler oluşturmak neden kötü olsun?
Üstteki soruları bu konuları savunduğum için değil bilgini almak adına soruyorum.
Saygılar
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|
Yukarı dön |
|
|
xavier Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 28 nisan 2005 Gönderilenler: 81
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Slm,
Evet bu konuda hanif nickli arkadaşa katılıyorum.Kuran dahilinde olmayan, sallama bir günü, nerdeyse kutsanmış veya kutsallaştırılmış bir gün ilan edip, topluma dayatmak, bugüne has özel ibadet şekilleri, özel dualar uydurmak, Allah'ın ayetlerine ters ve dahi iftiradır.Kısaca küfürdür yani, yani gerçeği örtmektir öbür anlamıyla.
Kısaca regaip kandili diye bir gün / gece YOKTUR.
|
Yukarı dön |
|
|
hanif Yasaklı
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam alperen kardeş
Bidatı hasene ve seyyie ayırımına kesinlikle katılmıyorum.Zaten kuran buna müsade etmiyor.
Eğer yapılan etkinlik dini bir maksat taşımıyorsa, böyle konularda insanlar tamamen serbesttirler ve buna da kuran bidat değil örf der
Örf ile bidatı birbirine karıştırmamak lazım.Dini maksatlı olmayan adetler engelnmeye kakışılırsa dünya hayatı monotonlaşır
Ancak Allah adına ibadet maksatlı sonradan uydurulan şeyler ne kadar masum görünürse görünsün merduttur.
bakara 235-Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız. Fakat örfe uygun konuşma dışında başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir. Öyle ise O'nun azabından sakının. Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır
Şimdide kuranın bidat olarak nitelediğine bakalım
hadid 27. Sonra bunların izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Ancak Allahın rızasını aramaları (farz idi). Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.
Ve rahbaniyyeten ibtedeuhaa ma ketebnaha aleyhim, illebtiğae rıdvanillah.Fema raavha hakka riayetiha
Hiristiyanlarda elbetteki daha çok ibadet yapmak için bu ruhbanlığı uydurdular.Ama buna rağmen Allah onaylamıyor, biz onlara bunu yazmadık,farz kılmadık buyuruyor.
İnsanların bazı günleri vesile edinerek daha fazla hayır yapmaları, diğer günlere oranla daha fazla ibadet etmelerinin ne sakıncası olabilir?
namazdan örnek verelim
farz namazların haricinde kuran niçin adres olarak gündüzü değilde geceyi veriyor (isra 79, müzemmil 6,7)
bak bu sorunun cevabını şu ayette görüyoruz
Nisa 142 Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az anarlar.
zekat sadakadan örnek verelim
271- Sadakaları açıkça verirseniz iyi olur; yok eğer onları gizler de fakirlere öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızın birçoğunun bağışlanmasına sebep olur. Bilin ki, Allah, her ne yaparsanız hepsinden haberdard ır.
nereye varmak istediğimi anladın değilmi ? Bu günlerin kutlanılmasını bir takım masumane bahanerlere savunanların ( senı tenzih ederim) bilinç altında yatan asıl sebep nedir biliyormusun?
Lokman 16- "Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin dibinde gizlense, Allah onu getirir, mizanına kor. Çünkü Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır."
İşte bu insanların böyle bir inancı yok maalesef. Bu insanlar hayrı Allahtan değil bir takım özel günlerden bekliyorlar ve aynen senin dediğin gibi
bazı günleri vesile edinerek, o günleri Allaha ortak koşuyorlar
|
Yukarı dön |
|
|
muderrisim Newbie
Katılma Tarihi: 15 agustos 2005 Yer: Almanya Gönderilenler: 1
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
BİD´AT NEDİR ? Peygamberimiz (sav) buyuruyor: “ Her kim işimizde-dinimizde bir şey ihdas ederse ve o konuda bizim emrimiz yoksa, o merduttur.”(Buhari ve Müslim) Başka bir hadisi şerifte: “ işlerin ihdas edilenlerinden sakının, her yeni şey bid´attır ve her bid´at dalalettir.” (Ebu Davud ve Tirmizi) İslam alimlerine göre bid´at: 1- Asrinin tek allemesi, zamanın biricik hücceti, sahihi müslimin şarihi el- imam el- hafız Ennevevi (ra) müslimin sahihinde diyorki : Peygamberimizin (KÜLLÜ BİD´ATİN) bu sözü ammı-mahsustur ki, bundan murad : Bid´atların çoğu demektir. Lüğat ehli ise şöyle dedi : Bid´at, herşeydirki geçmişte bir örneği amel edilmedi. Veya tersi geçmişte örneklerinin gayri amel edilen herşeydır bid´at. Ve bid´at beş kısma ayrılır. ( Cild 6 sh.21) İmam nevevi ayrıca Tehzibul-esma vellüğat kitabında şöyle diyor : Bid´at , banın kesresi ile şeriatta Peygamberin ( sa) zamanında olmayan yeni şeyleri ihdas etmek demektir. Bu iyi ve kötü iki kısma ayrılır. Muhdesat muhdesetün çoğuludur. Bundan murad, şeriatta aslı olmayan şeyin ortaya konmasıdır. Buna şeriat örfünde bid´at denir. Fakat dinde aslı olan ve şeriatın delalet ettiği şeyler bid´at değildir. Şeriat örfünde bid´at, lügati manadaki bid´atın hilafına mezmumdur. Örneği olmayan iyi- kötü herşeyin ihdasi bid´attır, dedi. 2- Hadisde Emirul-müminin böyle dedi. Buharinin şarihi ve küdretinin üstünlüğü hakkında icma olan el-hafız, Şeyhul- islam İbni Hacer el- Askalanı ise , Peygamberimizin zamanında olmayan herşeye bid´at diye isim verilir. Fakat bunda hasen olan var ve buna muhalif olan vardır.Yani gayri-hasen kabih olanı vardır , dedi. 3- Ebu Nuaym İbrahim el-Cüveyd den rivayet etti ve dediki ben işittim , İmam Şafi diyorki: Bid´at iki çeşittir. Bidat-i mahmude, bid´at-i mezmume. Sünnete muvafık ( uygun) olanı övülmüştür, sünnete muhalif olanı ise, mezmumdur, yerilmiştir. El- İmam el-Bayhaki İmam Şafinin ( ra) menakibinde şöyle rivayet ediyor: İmam Şafi dediki; muhdesat iki darbtır, iki kısımdır. Her hangi şeyki Kurana, sünnete, esere ve icmaa muhalif ihdas edildi ise, sapıklık olan bid´attır. Hayır adına ihdas edilen ve Kurana ve sünnete ters düşmeyen bidat hakkında ( bid´at- hasene olduğuna dair,) tek kişi için bile hilaf vaki değildir. 4- Sultanül- ulema el- İzzu ibnu abdisselam (ra ) EL-KAVAİD isimli kitabının sonunda şöyle diyor: “ Bid´at vacip, haram, mendub, mekruh ve mubah diye kısımlara ayrılır. Devamla şöyle dedi Bu konuda takip edilecek yol, bid´atı şeriatın temel kaidelerine arzetmektir. Eğer icap kaideleri arasına girerse vacip, tahrim kaideleri arasına girerse haram, nedb ise mendub, mekruh ise mekruh ve mubah kaideleri arasına girerse mubah olur. Şu zikrettiklerimizden anlaşılan o ki, bid´at mezkür taksımattan ibarettir.” 5- Allame İbnul- Esir Ennihaye kitabın da şöyle diyor : İki çeşit bid´at vardır. Bid´at-i huda, bid´at-i dalalet... Allahın emrine, Resulünün emrine muhalıf olan şey, zemm ve inkar bölümüne girer. Allah ve Resulünün mendub kıldığı şeylerin umumunun altına girerse, övülen bölümüne girer. 6- El- Hafız İbnu Recep kendi yazdığı şerhinde şöyle dedi : Bid´attan murad, şeriatta aslı olmayan şeylerden ihdas edilenlerdir, Her ne kadar da lafzen bidat olsada... Yine şöyle dedi : Bu hadis mantuku ile şu husus üzerine delalet eder, şüphesız bütün amellerki şariin ( Allahın ve Peygamberin ) bu konuda emri yok, o ameller merduttur. Ve mefhumu ile, şu husus üzerine delalet ederse, şüphesiz bütün ameller ki, şariin emri vardır, o ameller geçerlidir. Ey Müslüman kardeş !!! Allah adına bir bak.... Hiç istisna etmeden bid´atın bütün nevilerine şamildir (KÜLLÜ) kelimesi.Siِzler nerede, bu beyan edilen gerçekler nerede ? Ve işte başta İmam Nevevi olmak üzere ismi mezkür bu imamların sözleri nerede? nerede? nerede? İmam Nevevi diyorki, ( KÜLLÜ ) lafzı ammı-mahsustur. Yani hususi genelleme ifade eder. Onlarsa, dinde güzel bid´at diye, bir bid´at yoktur diyorlar... Müslümanların imamları ise, gördüğün gibi, başta İmam Şafi- nin mezhep sahiplerinden İmam-ı celil İmam Nevevi ne diyorlar?
KURANI KERİM Kuranı kerim ise bid´at- ı hasenenin varlığını teyid ediyor. Tabaranı ( avsat kitabında ) Ebi Umameden (ra) rivayet ediyor : Dediki Allah size ramazan orucunu farz kıldı, gecesinde kıyamını farz kılmadı.Ramazan gecelerinin kıyamı, yani teravih namazını kılmak ol bir uygulamadır ki, sonradan ihdas ettiler. Beni İsrailden bir takım insanlar bid´atler ihdas ettiler. Fakat Allah onların ihdas ettikleri ibadeti değil, o ihdas edilen bid´atı tam manası ile yerine getirmeyip terkettikleri için ayıpladı. Allahu teala buyuruyor :” Bir bidat olarak Türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara bunu uyulması gerekli bir yaşama biçimi yazmadık. Ancak Allahın rızasını aramak için türettiler- ihdas ettiler ama buna da gerektiği gibi uymadılar...”(Hadid 27) Senedinde Zekeriyya bin Ebi Meryem var. İbni hibban onu sıkalar arasında zikretti. Ve Darekutni şöyle dedi Değerli sahabe Ebu Umamenin istınbatı bu hükmü çıkarması sahihtir. Zira ayet, ALLAH RIZASINI kazanmak için ihdas ettikleri ruhbaniyyetten dolayı ayıplamadı. Belki, hakkı ile riayet etmedikleri için ayıp- ladı o ınsanları...... Bu ayetl-kerime, bid´at-ı hasenenin meşru olduğunu ifade ediyor ...Ayetin zahiri bunu ve sahabenin anlayışı bunu ifade ettiği gibi... El- İmam El- Kurtubi camiul- ahkam kitabını cild: 2, sh: 86 de Bakara suresinin şu ayetinde:”(Allah) Göِkleri ve yeri daha ِnice benzeri olmayan (benzersiz) bir şekilde yaratandir.”(Bakara:117) Şöyle dedi : yaratıklardan sadır olan her bid´atın, şeriatta ya aslı vardır veya yoktur. Eğer aslı varsa, Allahın ve Peygamberin menduplarının umumunun içine dahil olur ve bid´at-i memduh olur.Eğer örnekleri mevcüt değilse, sehavet ve cömertliğin bir çeşidini ve marufu yapmak gibi...İşte bunun fiili ِövülen fiillerdendir. Her ne kadar bu işi yapan kişi , ona sebket etmedi isede, hakikat budur... Beyan edilen yukarıdaki sözü, Hz. Ömerin sözü teyid ediyor :” Bu cemaatle teravih namazı ne güzel bid´ attır. Hayırlı fiillerden olduğu için, bu şekilde memduh olan, yani övülen bid´atlar sahasına girmiş oluyor. Her ne kadar da Peygamberimiz o namazı kıldıysada, onu terk etti ve devam etmedi. Teravih için insanları toplamadı. Hz. Ömerin ( ra) buna devam etmesi ve insanları toplaması ve mendub kılması bidattır, fakat bid´at-ı mahmude ve memduhedir. Her nekadarda Allah ve Resulünün zemm ve inkar sahasına dahil olanlara muhalif olsada... Peygamberimizin bu hıtabı ve başka sözünün manası budur densede, ben derimki, Peygamberimizin hutbesindeki bu sözünün manası, yani işlerin en kötüsü muhdes olanıdır, her muhdes olan bid´attır ve her bid´at sapıklıktır. Sözü ile şunu murad ediyor : Her hangi bir şeyki, kitaba ve sünnete muvafık değil, veyahut amellerine uygun değil, o bidattır. Bunu en güzel şekilde Peygamberimizin şu sözü beyan edip ortaya koyuyor :” Her kim İslamda bir sünnet-yol koyarsa, o sünnette güzel sünnet olursa, onun sevabı ve ondan sonra onunla amel edenin sevabı o kimse için olur, hiç birinin ücreti eksik olmaz. Ve her kimde İslamda kötü sünneti-yolu koyarsa, onun günahı ve ondan sonra onunla amel edenlerin günahı hiçbirinin alacağı günahlar eksik olmadan o kimsenin olur.” İşte bu bidatın bid´at-ı kabiha ve bid´at-ı hasene olduğuna işaret eder. Bu babın aslı budur. Tevfik ve ismet ALLAH ´ tandır ve O´ndan başka Rab yoktur. Şunlarda Peygamberimizin vefatından sonra sahabe ve tabiinin yaptığı fiillerden örneklerdir: 1- Kuranı kerimin toplanması. 2- Makam-ı İbrahimin beytullahtan ayrılması. 3- Cuma günü birinci ezanın ziyade edilmesi. 4- Hz. Alinin Peygamberimize salat ve selam getirilmesi konusunda salat-selamı öğretmesi. 5- İbni Mesudun teşehhüdde ( esselamu aleyna min rabbina ) ilavesini yapması. 6- Abdullah bin Ömerin teşehhüdten önce besmeleyi ziyade etmesi. 7- Abdullah İbni Ömerin, (Lebbeyke sadeyke......)duasındaki ilave ve ziyadesi. Bunlar ve bunlara benziyen bir çok şeyleri sahabe, tabiin, ulema ve bu ümmetin faziletli kişileri ihdas ettiler ve ihdas ettiklerini güzel gördüler bid´atı-hasene . ....ki bunların hiçbiri Peygamberimizin zamanında ibadetler arasında yoktu...... Şimdi bu konuda sözünüz ne? Bunlar şimdi bid´at ehli ve sapık insanlarmıydı, yoksa ne idi ? Eğer davanızda doğru iseniz, ilmi olarak bize cevap veriniz... Bu yazı , bid´at-ı haseneyi inkar edenlere reddiyedir.Her kimki dinde bid´at-ı hasene diye isimlenecek bir şey yoktur derse, o kimsenin bu sözüne, ümmetin alimlerinin balyoz gibi sözlerni çarpın... Çünkü bunların gayesi müslümanların arasını bölmek ve aralarında fitne ateşini yakmaktır. Halbusaki bugün daha çok muhtaç olduğumuz şey, ümmetin birliğidir ve dağılmamasıdır. Hamd alemlerin Rabbi ALLAH´ a aittir.
NOT:Yukarıda ismi mezkür zevat-i kirammı bilgili ve söِz sahibi, yoksa internette pal odalarinda arapçanin (A) sini bilmeyen, ulumi-diniyyeden haberi olmayan, ağzindan çıkanı kulağı duymayan müsveddelermi? Muderrisim hoca´dan...
|
Yukarı dön |
|
|
hanif Yasaklı
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
NOT:Yukarıda ismi mezkür zevat-i kirammı bilgili ve söِz sahibi, yoksa internette pal odalarinda arapçanin (A) sini bilmeyen, ulumi-diniyyeden haberi olmayan, ağzindan çıkanı kulağı duymayan müsveddelermi? Muderrisim hoca´dan... (Müderris)???????????????????????????
Senin gibi kaşarlanmış müşriklere karşı Allahın kitabını savunacak kadar arapçam var
Rahman ve rahim olan allahın adıyla
Dil bilim ve gramer kurallarına göre bir cümledeki ''ona'' zamiri eğer mantıki ve zorlayıcı sebepler yoksa, bir önceki cümledeki en yakın kelimeye atfedilir
Örnek
Çantana kitap ve ekmek koymuştum. Yedinmi ''onu''
Bu cümledeki ''onu'' zamiri, gayet doğal olarak, bir önceki cümledeki en yakın kelime olan ''ekmek,e'' atfedilir. Fakat cümlenin şöyle kurulduğunu varsayalım
Çantana ekmek ve kitap koymuştum. yedinmi ''onu' '
Bu cümledeki ''onu'' zamirini mantık ve fıtrata aykırı olduğu, yani kitap yenilen bir nesne olmadığı için, dilbilgisi kurallarını bozup ekmek,e atfetmek gerekir.
İnsan bu işte. Şaşar beşer. Cümleyi doğruda kurar yanlışta. Ancak ne varki noksan sıfatlardan münezzeh olan Allahın kitabında dilbilgisi kurallarına aykırı bir tek cümle bulamazsınız. Aksi takdirde, kuran, mucize olma özelliğini kaybeder ve kuran olmaktan çıkar.
Uzduruk hadıslere kurana dayayabilmek için Allaha itita edenler asla iflah olmazlar ve Allahın lanetine müstehaktırlar
Maide 41- Ey peygamber, ağızlarıyla "inandık" deyip, kalbleriyle inanmamış olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler, "eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" derler. Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalblerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır.
Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptilar . Ama buna da gereği gibi uymadılar
Mavi puntolu kısım metnin içinde yok.Olmadığı halde ayete böyle bir ekleme yapılıyor, ve aynen yahudiler gibi kelimenin anlamı çarpıtılıyor
İlgili kısmın metnini yazıyorum
illel ya,melune btiğae rıdvanillah, mavi puntolu kısımdaki yaptılar kelimesi metinde yok.sadece şu kadar
hani nerde bu kısım ayette yok.göstersene
illebtiğae rıdvanillah; motamot karşılığı,ancak allahın rızasını aramak
Şimdi yanlış meallendirilen ve başka türlü anlamlara gelmesi mümkün olmayan ilgili şu kısmı metniyle beraber cümle cümle yazalım
Ve rahbaniyyete nibtedauha ma ketebna ha aleyhim onların uydurduğu ruhbanlığı da biz onların üzerine yazmadık
Ruhbanlık onlara farz değildi.Farz olan neydi?
illebtiğae ridvanillahi Ancak Allahın rızasını aramak
Fema raavha hakka riayeti ''HA'' ''ONA'' hakkıyla riayet etmediler
Son cümledeki ''HA'' (ONA) zamirini, dilbilgisi kurallarına göre, bir önceki cümledeki en yakın kelimeye etfedilmesi gerekir ki oda ''RIDVANİLLAH''tır, yani Allahın rızasını kazanmak.
Onların uydurduğu ruhbanlığı da, biz onların üzerine yazmadık. Ancak Allahin rizasini aramak . Ama ONA hakkıyla riayet etmediler
Onların riayet etmeleri gereken şey, Allahın rızasını aramak idi, uydurdukları ruhbanlık değil
Ve Darekutni şöyle dedi Değerli sahabe Ebu Umamenin istınbatı bu hükmü çıkarması sahihtir. Zira ayet, ALLAH RIZASINI kazanmak için ihdas ettikleri ruhbaniyyetten dolayı ayıplamadı. Belki, hakkı ile riayet etmedikleri için ayıp- ladı o ınsanları...... Bu ayetl-kerime, bid´at-ı hasenenin meşru olduğunu ifade ediyor
demiş müderrismi ?
Sayın müşrik bey bak bakalım Allaha yalan uyduranların akıbeti ne imiş
Ankebut 68- Allah'a karşı yalan uyduran, yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok?
|
Yukarı dön |
|
|
nuri72 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 21 nisan 2005 Yer: ABD Gönderilenler: 311
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hanif Yazdı:
NOT:Yukarıda ismi mezkür zevat-i kirammı
bilgili ve söِz sahibi, yoksa internette pal odalarinda arapçanin (A)
sini bilmeyen, ulumi-diniyyeden haberi olmayan, ağzindan çıkanı kulağı
duymayan müsveddelermi? Muderrisim hoca´dan... (Müderris)???????????????????????????
Senin gibi kaşarlanmış müşriklere karşı Allahın kitabını savunacak kadar arapçam var
Rahman ve rahim olan allahın adıyla
Dil bilim ve gramer kurallarına göre bir cümledeki ''ona'' zamiri eğer mantıki ve zorlayıcı sebepler yoksa, bir önceki cümledeki en yakın kelimeye atfedilir
Örnek
Çantana kitap ve ekmek koymuştum. Yedinmi ''onu''
Bu cümledeki ''onu'' zamiri, gayet doğal olarak, bir önceki cümledeki en yakın kelime olan ''ekmek,e'' atfedilir. Fakat cümlenin şöyle kurulduğunu varsayalım
Çantana ekmek ve kitap koymuştum. yedinmi ''onu' '
Bu cümledeki ''onu'' zamirini
mantık ve fıtrata aykırı olduğu, yani kitap yenilen bir nesne olmadığı
için, dilbilgisi kurallarını bozup ekmek,e atfetmek gerekir.
İnsan
bu işte. Şaşar beşer. Cümleyi doğruda kurar yanlışta. Ancak ne varki
noksan sıfatlardan münezzeh olan Allahın kitabında dilbilgisi
kurallarına aykırı bir tek cümle bulamazsınız. Aksi takdirde, kuran,
mucize olma özelliğini kaybeder ve kuran olmaktan çıkar.
Uzduruk hadıslere kurana dayayabilmek için Allaha itita edenler asla iflah olmazlar ve Allahın lanetine müstehaktırlar
Maide
41- Ey peygamber, ağızlarıyla "inandık" deyip, kalbleriyle inanmamış
olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. Onlar
yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak
verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler,
"eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" derler. Allah
birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah'a karşı hiçbir şey
yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalblerini
temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar
için ahirette de büyük bir azab vardır.
Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptilar . Ama buna da gereği gibi uymadılar
Mavi
puntolu kısım metnin içinde yok.Olmadığı halde ayete böyle bir ekleme
yapılıyor, ve aynen yahudiler gibi kelimenin anlamı çarpıtılıyor
İlgili kısmın metnini yazıyorum
illel ya,melune btiğae rıdvanillah, mavi puntolu kısımdaki yaptılar kelimesi metinde yok.sadece şu kadar
hani nerde bu kısım ayette yok.göstersene
illebtiğae rıdvanillah; motamot karşılığı,ancak allahın rızasını aramak
Şimdi yanlış meallendirilen ve başka türlü anlamlara gelmesi mümkün olmayan ilgili şu kısmı metniyle beraber cümle cümle yazalım
Ve rahbaniyyete nibtedauha ma ketebna ha aleyhim onların uydurduğu ruhbanlığı da biz onların üzerine yazmadık
Ruhbanlık onlara farz değildi.Farz olan neydi?
illebtiğae ridvanillahi Ancak Allahın rızasını aramak
Fema raavha hakka riayeti ''HA'' ''ONA'' hakkıyla riayet etmediler
Son cümledeki ''HA'' (ONA) zamirini, dilbilgisi kurallarına göre, bir önceki cümledeki en yakın kelimeye etfedilmesi gerekir ki oda ''RIDVANİLLAH''tır, yani Allahın rızasını kazanmak.
Onların uydurduğu ruhbanlığı da, biz onların üzerine yazmadık. Ancak Allahin rizasini aramak . Ama ONA hakkıyla riayet etmediler
Onların riayet etmeleri gereken şey, Allahın rızasını aramak idi, uydurdukları ruhbanlık değil
Ve Darekutni şöyle dedi Değerli sahabe Ebu Umamenin istınbatı bu hükmü çıkarması sahihtir. Zira ayet, ALLAH RIZASINI kazanmak için ihdas ettikleri ruhbaniyyetten dolayı ayıplamadı. Belki, hakkı ile riayet etmedikleri için ayıp- ladı o ınsanları...... Bu ayetl-kerime, bid´at-ı hasenenin meşru olduğunu ifade ediyor
demiş müderrismi ?
Sayın müşrik bey bak bakalım Allaha yalan uyduranların akıbeti ne imiş
Ankebut 68- Allah'a karşı yalan uyduran,
yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir?
Cehennemde kâfirlere yer mi yok?
|
|
|
hanif dost Musriklere de Yer var, kafirlerede yer var. Allah
cehennemi tek odali ev degil. Cenneti Cehennmi ve insani yaratan o
herkese elbetde yeri vardir. Hele Musriklere daha cok yeri
vardir. Muslumnan papazlar icinde elbetde yeri vardir.
Nuri
|
Yukarı dön |
|
|
|
|