Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Soru için teşekkürler hasan!
Öncelikle Kuran;Müslüman topluma zulüm yaparak onları hak yolundan engellemeye çalışanların kendi nefsi korumalarından sebeb yapılan savaş ortamında "aşırıya kaçmama" ilkesinden bahseder.Bununla beraber koyu puntolarla belirttiğin ayette geçen inkar edenler, hak yolunu inkar ederek,en önemlisi mümin olarak inanmak isteyenlere yapmış oldukları zulüm sebebiyle nefsi müdafa hükmünden hareket ederler.Tabi burda da aşırıya kaçmamak,büyük bir kıyım yapmadan,çoluk çocuk demeden top yekün bir yoketme stratejisinden çok, o zulmü yapanları ,sizi öldürdükleri gibi siz de onları öldürün olur.Böyle karmaşık bir ortamda bile cinnet geçirir bir şekilde herkesi katletmekten çok, sizi katledenleri katledin olur.Yoksa ayetin sonundaki esirlerinde hepsinin öldürülmeleri yada esir alınmadan savaş edilen düşmanın hepsini öldürmesinden bahsederdi.Esir edilenler= müminlere inanç konusunda inkar edenler gibi,zulüm yapmayan ehl-i kitap! (zulüm yapanları hariç)
" 34. Iyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülügü) en güzel bir sekilde önle. O zaman seninle arasinda düsmanlik bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.
35. Buna (bu güzel davranisa) ancak sabredenler kavusturulur; buna ancak (hayirdan) büyük nasibi olan kimse kavusturulur. "Fussilet Suresi
Bizim fark edemeyeceğimiz yada gözden kaçırdığımız soruları sormaya devam etmen dileğiyle!
Görmüş olduğun gibi, bu forumu paylaşan büyük bir çoğunluk sorgulayıcı bir zihniyetle doğru olana ulaşmak peşinde!Bununla birlikte "inanç" dediğimiz şey bilimsel olarak maddesel bir olguyla bulunacak birşey değildir.Gözün görevi 'görmektir' akletmek değil,biz aklın görevini göze yükleyenlerden de değiliz!
Sağlıcakla.................................................. ..........................!
Evreni oluşturmuş olan santranç oynamaz, çünkü O blöf yapmaz! A.Einstein
|