Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam değerli Rıdvan abim,
Umarım iysindir,
Daha önce bir kaç yerde tekrarlamıştım bu cümleyi hastalık yoktur hasta vardır suç yoktur suçlu vardır, ki bu düşüncenin devamında sorun yoktur sorunlu vardır dersek hata etmiş olmayız herhalde,
Bizlere sunulanların gerekliliği ve amacı ve anlamı içinde yaşadığımız dünyanın araçları ile ortaya çıkıyor, yani içinde yaşadığımz dünya ile anlamlı hale geliyor,
Gözlerimiz göreceğimiz nesneler olmasaydı anlamsız olurdu,
Kulaklarımız işitecek sesler olmasaydı anlamsız olurdu,
Mesela birey ergen yaşa gelinceye dek bedenindeki bir çok yerin ne işe yaradığını anlayamaz,
Dolayısıyla ses ve kulak bir anlam, sorun ve çözüm bir anlam, ses giderse kulak kulak giderse ses anlamsız olur, dolayısıyla inirilenler çakan şimşek gibidir nur gidi değildir, yıldırımın aydınlığı kadar aydınlık olursak karanlıklara giremez karanlık noktalarımızda hep durakalırız, ama yıldırımın çaktığı yerdeki nuru görür ve çerağ gibi olursak umulur ki aydınlık yüzlerden oluruz,
Bu "yaratıcının tarzı"'dır diye düşünüyorum, ki aynı tarz ile yaratıcının bir çözüm olarak indirdiklerinde o çözümler sorunlar ile çözüm oluyor,
Şahsım adına domuz etinin haramlığı veya helalliğinin üzerimde hiç bir etkisi yok, ne domuz hayvanı görmüşümdür ne de domuz eti yemek veya yememek çelişkisinde büyümüşümdür, lakin bu emir domuz eti kültürünün içinde olan insanlar için anlamlı olur ve o zaman da yasak olduğunu düşündüğümüz şeyin illeti daha da anlaşılır kansınındayım,
Bir kaç budist arkadaş ile inek ve domuz kıyaslaması yapmıştık, kendilerinin inek hayvanının tarımsal amaçlardaki yararlılığı ve bir çok fayda zarar ilişkisi açısından bu hayvanı yemediklerini öğrenince bana sen neden domuz yemiyorsun diye sormamaları için içimden dua ediyordum ama kendim de kendime sormadan edemiyordum ve verebileceğim tek cevabım vardı o da HARAM, başka da bir amacı bir anlamı fayda ve zarar ilişkisi yoktu,
Yukardaki iletimi gönderirken bu mahrumiyet ile ilgili de birşeyler yazacaktım belki daha iyi ifade edebilirim diye ama eksik olmayasın sorun ile meramımı daha da netleştirmeme vesile oldun,
Domuz etinin veya bir başka yasağın hangi soruna hangi çözümü getirdiğini bilmez ve buna rağmen bu bilinmezlik içinde bu yasağı sürdürüsek, hem yaratıcıyı hem de kendimizi farklı bir konuma sokarız ki oda kanaatimce,
Yaratıcı; ben yap diyorsam yapacaksın otorite kaygısı güden ve insanlara kendisinin emirlerini sebep sonuç aramdan uygulatarak egosunu tatmin eden,
Yaratılanı da yaptıklarının idrakinde olmadan iş gören, kendisine sunulanların hakkını vermeyen yani kendisine üflenen ruhu kullanmayan adem öncesi varlık konumuna sokarız,
Geçenlerde bir kardeşimizin geçmiş senelerde bir sorusunu okudum, bazen sorular cevaplarda çok daha önemli oluyor,
"İsanın yahudilere haram kılınan bazı şeyleri helal kıldı, bir peygamber gelse sizce bize haram kılınan neleri helal kılardı"
Müslümanlara haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere gönderildim, onların işlediği bazı suçlar neticesinde bir ceza olarak bunlar haram kılındı, olamaz mı?
İnsan başlarken nelere sahipse kurtuluşu içinde onlar yeterlidir, daha sonra insana indirilenler başlarkenki sahip olduklarından üzerlerini örttüklerinin açığa çıkarılması için hatırlatmalardır bu hatırlatmalar mesajın evrensel olan yani bütün evrende her bir bireye sunulanların hatırlatılması idi, bir de bu bütünlük içerisinde direk muhattap olan topluluklara sunulan çözümler yer alıyordu bu indirilenler içerisinde, ve tabi aynı zaman da bu bireylerde istenilen değişikliği gerçekleştirecek çeşitli uygulamalar, ama bunların hepsi bireyler, sorunlar ile sınırlı idi,
İnsan ve domuz aynı ama münasebetleri ve birbirlerinde uyandırdıkları etkiler farklı ise aradaki düzenlemelerde değişir lakin münasebetler aynı ise düzenlemede aynı kalacaktır (Domuz eti haram mıdır değil midir tartışmasına girmeden benim açımdan meselenin mantığını söylemek için yazıyorum)
Yaratıcının tarzının bu olduğunu düşünmüyorum, ve sunulanlarımızda karşılığını bulamadığımız yasakların da dönemsel olduğu kanısındayım,
Domuz eti yememek bizim için herhangi bir çözü ve düzenleme değildir, bana bunun ne olumlu ne de olumsuz bir karşılığı vardır.
Domuz eti yemeyenler kendilerine bu yasağı anlatan yazılı bir emir gelmeseydi, yememek için de bir sebepleri olmayacaktı.
İkinci bir nokta ise şurası sorun ve bireyler ve aralarındaki ilişkiler aynı ise bu soruna sunulan çözümler gene değişebilir zira insanı etkileyen bir çok değişken vardır bunlar göz önüne alınarak yeni uygulamalar getirilebilinir, zina edene 100 celde meselesindeki gibi kadın var erkek var ve aralarındaki münasebette aynı bu soruna yönelik de dönemsel çözüm değiştirilmelidir ki kanaatimce indiği dönemde bile bireyler üzerinde farklı uygulanmıştır ( suç yoktur suçlu vardır) fakat yaratıcı sadece o soruna çözüm babında bir ışık tutumuş suçluya değil suça yönelik bir uygulama vermiş bir yıldırım çakmış ve kanaatimce elçi de bu ışıktan o soruna bir nur uzatmıştır, bu gün hala var olan kadın erkek ve aralarındaki ilişkide ortaya çıkan zina sorununa 100 celde değil farklı bir uygulama getirilmesinde bir mahsur yoktur düşüncesindeyim,
genel düşüncelerim yukarda belirttiklerimdir,
Esen kalasın,
Saygılarımla
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|