Yazanlarda |
|
halukgta Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 425
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bereketli Ramazan ayına, şükürler olsun bu yılda kavuşmanın, heyecanı içindeyiz ülke olarak.
Allah bizlere ve bizden önceki toplumlara, oruç tutmamızı özellikle önermiştir. Peki neden? İşte önce bu sorunun doğru cevabını mutlaka bulmalıyız ki, orucun faziletlerinden gereği faydalanabilelim.
Allah Kur’an da indirdiği ayetlerin üzerinde, bizlerin özellikle düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Eğer düşünmeden yerine getirirsek, nefsimizin etkisiyle verilen emirleri, tam anlamıyla yerine getirmekten nefis bizleri alıkoyabilir. Çünkü akıl devre dışı bırakıldığında, inancımızı da güçlü ve doğru yaşayamayız. Onun içindir ki Kur’an ın onlarca ayetinde, Allah bizleri düşünmeye davet eder.
Allah bizlerin, sırf kendisi için aç kalmamızı istemeyeceğine göre, demek ki bu bedenin, ruhun ve nefsin oruca ihtiyacı var demektir.
Oruç Allah ın bizlere emanet ettiği, bedenimizin dinlenmeye alındığı, ruhumuzun ve nefsimizin de terbiye edildiği aydır. On bir ay bizlere hizmet eden, bedenimiz ve onun çalışan organlarının oruç ayında, bakıma alındığı, tabiri caizse bedenin ve organlarının yavaşlatılmış bir çalışmaya girdiği aydır. Tıpkı fabrikaların bakıma alınması gibi. Elbette bu ayda, yalnız bedenimiz ve organlarımız değil, ruhumuzun ve nefsimizin de, çok önemli bir eğitimden geçtiği aydır.
Bu ayın önemini idrak edip, nefsine akılla hükmederek, gereği gibi bu aydan faydalananlara ne mutlu. Ömrünün geri kalan zamanı içinde, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen, Ramazan ayını iyi bir şekilde değerlendirir. Bakın Allah oruç ile ilgili bizlere ne söylüyor?
Bakara 183: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
Demek ki Allah orucu tüm kullarına, korunmaları adına emretmiş. Peki, oruca ne zaman başlamamızı ve ne zaman bitirmemizi emrediyor Allah, gelin ona bakalım. Bakara suresi 187. ayetinde bakın nasıl tarif ediyor, herkesin anlayacağı bir şekilde oruca başlanacak vakti.
(Tan yerinin beyaz ipliği, siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.)
Yaradan o kadar basit ve açık bir şekilde izah ediyor ki oruca başlama anını, anlamadım demek hiç mümkün değil. Peki, bizler Allah ın emrettiği vakitte mi başlıyoruz orucumuza? Tabii ki Kur’an ile bağımızı koparıp, Allah ile aramıza girenler, bizleri bu konuda da yanıltmaktan çekinmemişler.
Farklılığı dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Ramazan ayına başlamadan bir gün öncesinde, sabah ezanı bizim bölgemizde 04;45 de okunuyordu. Sabah ezanı camilerde biraz erken okunur, çünkü ezan sesini duyana bir zaman verilir ki camiye gelebilsin. Yoksa ezan okunduğu zaman, sabah namazının tam vakti değildir. Onun içindir ki sabah namazının farzı hemen kılınmaz, önce sünneti kılınır, farzı için vaktinin girmesi beklenir. Bu arada Kur’an okunur.
Peki, oruca başladığımız ilk günün sabahı, ezan saat kaçta okundu dikkat eden var mı? Bir gün öncesi ile aynımı okundu? Orucun ilk günü, yani ezan okunmasıyla oruca başlama vakti diye ilan ettikleri ilk gün, Sabah ezanı 04;00 de okundu. Yani tüm toplum, hem erken oruca başladı hem de çok daha erken, sabah namazının vakti daha girmeden, namazı kılmaları sağlandı. Ne oldu da birden bire değişti?
Bunun farkında olmayanlar, ilk gün oruca başlamaya geç kaldığını zannederek, çok üzüldüler. Toplumu ezan okunmasıyla oruca başlatanlar ve bu vakitle de istediği gibi oynayanlar, Allah ın oruca başlama vaktini tarif ettiği zamandan, çok önce oruca başlatanlar, şunu sakın unutmasınlar, bunun büyük vebali vardır.
Lütfen havanın durumunu kontrol ediniz. Yaradan ın oruca başlamak için tarif ettiği vakit, yavaş yavaş günün ağarmasına hazırlandığı bir andır. Tıpkı sabah namazını tarif ettiği, Fecr vaktinde olduğu gibi. Ya bizleri oruca başlattıkları bu vakit nasıl bir zaman? Elbette gecenin zifiri karanlığı. Ne sabah namazının kılınma vakti, nede Allah ın oruca başlayın dediği vakte asla uymuyor. Her ikisinin vaktine, daha en az bir saat var. Lütfen sizlerde kontrol ediniz.
İşte bizler sorgulamadan, Allah ın rehberine danışmadan, yaşadığımız inancımıza düşündürücü bir örnek. Elbette bizleri Rabbin rehberinden uzak, kendi hurafe ve nefsi inançları doğrultusunda yönlendirmeye çalışanlar, milyonlarca Müslüman ın vebalini sırtlarında taşıdıklarını, asla unutmamalıdırlar.
Bizler din ve iman adına her konuda yaptığımız gibi, bu konuda da birilerinin güdümünde düşünmeden yaşıyoruz. Şunu sakın unutmayalım. Din ve imanımızı yaşamak şakaya gelmez. Eğer bizler bu Dünyada imtihanımızı yaşıyorsak, bu imtihanımızı başkalarına havale edemeyeceğimizin de artık bilincinde olmalıyız.
Dilerim bu Ramazan ayı, ülkemize ve tüm İslam âlemine sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Yine dilerim toplum olarak, Kur’an gerçekleri ile yüzleşen, onun nuruyla nurlanma çabasını gösteren, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|
Yukarı dön |
|
|
fazıl Yasaklı
Katılma Tarihi: 06 subat 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 335
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Haluk, diyanet takva takılıyor... Azimetin
azimetini seçiyor, bir nevi engizisyon kilisesi, bir nevi
cehaletin bataklığı... Bu arada sana bir şey diyeceğim,
oruç bize değil elçiye muhatap olanlara farzdı...
En azından artık kimse, Rutkay Aziz'in Bülent Onaran
konuşma edasıyla, ''öö efenim, empati.. evet, empati
monşer.. Noluyor o zaman, tabiki taşralı fukaraların
hallerinden anlıyorsun, artık ne kadar anlanılırsa, dimi
ya mirim :) deyip kah kah gülmüyor...
Adamın biri yazmış geçenlerde, bize Kuran yiter, yiteer,
yitti.. Yav en başından köroğlu olmuş, neydersin..
yeterse yeter. İyi. Sende otur öyle.
Evvelden diyanete mi hiyanet etmeli yoksa ayete mi deyip
elde iplik sabahın en köründe gözler felfecir rengi
ayırmaya çalışırdık, bir nevi yarı delilik denebilir...
Oruç moruç farz değil kardeşim, kendinizi sıkıntıya
sokmayın... ama sıkarsanız da sıkın, bana ne.. saygılar
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bereketli Ramazan ayına, şükürler olsun bu yılda kavuşmanın, heyecanı içindeyiz ülke olarak.
Allah bizlerin, sırf kendisi için aç kalmamızı istemeyeceğine göre, demek ki bu bedenin, ruhun ve nefsin oruca ihtiyacı var demektir.
Oruç Allah ın bizlere emanet ettiği, bedenimizin dinlenmeye alındığı, ruhumuzun ve nefsimizin de terbiye edildiği aydır. On bir ay bizlere hizmet eden, bedenimiz ve onun çalışan organlarının oruç ayında, bakıma alındığı, tabiri caizse bedenin ve organlarının yavaşlatılmış bir çalışmaya girdiği aydır. Tıpkı fabrikaların bakıma alınması gibi. Elbette bu ayda, yalnız bedenimiz ve organlarımız değil, ruhumuzun ve nefsimizin de, çok önemli bir eğitimden geçtiği aydır.
Bu ayın önemini idrak edip, nefsine akılla hükmederek, gereği gibi bu aydan faydalananlara ne mutlu. Ömrünün geri kalan zamanı içinde, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen, Ramazan ayını iyi bir şekilde değerlendirir. Bakın Allah oruç ile ilgili bizlere ne söylüyor?
Bakara 183: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
Demek ki Allah orucu tüm kullarına, korunmaları adına emretmiş.
Haluk hoca, ballandıra ballandıra dil döktüğün orucunun faydaları, faziletleri vs nin bir tanesine bile dokunuyor mu bu ayetler? Hani Kuran'ın neresinde bu söylediklerin var?Umulur ki korunursunuz. Baktınız mı hiç bu uyarının geçtiği yerlere; bu ifade daha çok hangi konularda, kimler tarafından kimlere yapılmış? Kimden, neden/nelerden korunacaklar/korunacaksınız? Kuran neden orucu hep işlenen bir suçun kötü cezası olarak karşınıza çıkarıyor, hiç düşündünüz mü? Oruç bildiğiniz o muhteşem ve çok faziletli ibadetse, işlenen bir suça karşın verilen bir ceza olabilir mi? "Kuran, yalnız Kuran" deyip duruyorsunuz, Orucun faydaları, faziletleri diye yazdıklarının bir tekine rastladınız mı Kuran'da? Lütfen, ciddi ciddi, iman ettiğiniz Kuran ayetlerini refarans göstererek cevap yazın! Biliyorum zor cevaplarsınız. Ama yine biliyorum ki siz aynı zamanda inancınızda da sadık bir inanansınız...
Hadi kolay gelsin.
|
Yukarı dön |
|
|
Fers Uzman Uye
Katılma Tarihi: 29 nisan 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 188
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hanif06 Yazdı:
Kuran neden orucu hep işlenen bir suçun kötü cezası olarak karşınıza çıkarıyor, hiç düşündünüz mü? Oruç bildiğiniz o muhteşem ve çok faziletli ibadetse, işlenen bir suça karşın verilen bir ceza olabilir mi? "Kuran, yalnız Kuran" deyip duruyorsunuz, Orucun faydaları, faziletleri diye yazdıklarının bir tekine rastladınız mı Kuran'da?
|
|
|
nisa/92 Yanlışlık hali müstesna, bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Yanlışlıkla bir mümini öldürenin, özgürlüğü elinden alınmış bir mümini özgürlüğüne kavuşturması, ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir. Vârislerin, diyeti bağışlaması hali müstesna. Eğer öldürülen, mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin, özgürlüğünden yoksun bir mümini özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Öldürülen, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda, öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında, hürriyetinden yoksun bir mümini hürriyetine kavuşturmak da gerekli olur. Bunlara imkân bulamayan, Allah'a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutar. Allah, gereğince bilendir, hikmeti sonsuzdur. Y.N.Ö.
Fers Yazdı:
öldürülen düşman kavimden bir mümin ise köle bir mümin azad ettirmek yeterli, anlaşmalı bir kavimden bir mümin gittiyse hem azad hem fidye...peki neden... ölen kişi mümin değilse ve suçsuz yere öldürüldüyse karşılığı ne olacak belirtilmemiş...neden.. sıyam pardon! oruç burada bu ikisine denk karşılık olarak gösterilmiş..."oruç tut sıhhat bul" dersek buradaki oruç ödül müdür/adam öldürene burada iki aylık ödül verilmiş mi oluyor... yok eğer oruç, ceza aracı olarak kullanılıyorsa, ramazandaki oruç başka mıdır/kaç çeşit oruç vardır/buradaki oruç nedir...
|
|
|
maide/95 Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Taki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öc alacaktır. Allah çok güçlüdür, öc alıcıdır. Y.N.Ö.
hanif06 Yazdı:
Kuran ayetlerini refarans göstererek cevap yazın!
|
|
|
ilave, bu ayetlerin meallerine yorumunuz/sizin mealiniz nedir sayın halukgta...
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"Allah Kur’an da indirdiği ayetlerin üzerinde, bizlerin özellikle düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Eğer düşünmeden yerine getirirsek, nefsimizin etkisiyle verilen emirleri, tam anlamıyla yerine getirmekten nefis bizleri alıkoyabilir. Çünkü akıl devre dışı bırakıldığında, inancımızı da güçlü ve doğru yaşayamayız. Onun içindir ki Kur’an ın onlarca ayetinde, Allah bizleri düşünmeye davet eder."
Haluk hoca, hala düşünüyor musunuz, daha ne kadar düşüneceksiniz? Neden cevap yaz mıyorsunuz?
"Tan yerinin beyaz ipliği, siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar..."
Yaradan o kadar basit ve açık bir şekilde izah ediyor ki oruca başlama anını, anlamadım demek hiç mümkün değil. Peki, bizler Allah ın emrettiği vakitte mi başlıyoruz orucumuza? Tabii ki Kur’an ile bağımızı koparıp, Allah ile aramıza girenler, bizleri bu konuda da yanıltmaktan çekinmemişler.
Hava bulutlu galiba ki hala akla karayı seçemedin. Meğer akla karayı seçmek sandığın kadar da 'basit' değilmiş, Haluk hoca!
İnsanlar, işlerine şafak sökünce /fecirde gider, Güneş batınca/akşam olunca da evlerine dönmek üzere işi paydos ederlerdi. Gün şafakla başlardı, güneşin batışıyla da son bulurdu. İşte sizlerin ve Abdulaziz Bayındır gibilerin anlayamadığı bu. Bildiğiniz oruç olsaydı tutulanın, dünyanın her yerinde eşit zaman diliminde tutturulurdu. Beyaz ipliği siyah iplikten seçmekle, güneşin doğuşuyla başlatılmazdı ve güneş batıncaya, geceye varıncaya kadar sürdürün denmezdi.
|
Yukarı dön |
|
|
halukgta Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 425
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yazdıklarıma ve verdiğim ayet örneklerine isteyen inanır, isteyen inanmaz. İman böyle bir şeydir. Madem imtihandayız, imtihanda Kur'andan, öyleyse hepimizin aynı cevapları vermesi elbette mümkün olmayacaktır.
Kimin söyledikleri ve yazdıkları doğrudur, onun cevabını huzurda göreceğiz. Benim cevap vermem konusunu, alaycı bir üslubla konuşmanız da manidardır.
Eğer benin inandığıma inanmıyorsanız, sizi buna inandırmak zorunda değilim. Bu durumda cevap vermeminde bir anlamı yok.
İsteyen oruç tutar, isteyen tuzmaz. Buna da kimse zorlayamaz. Tıpkı imanımızı yaşamakta özgür olduğumuz gibi.
Saygılarımla
|
Yukarı dön |
|
|
fart Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 19 kasim 2011 Yer: Turkiye Gönderilenler: 4
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
haluk bey
ALLAH'a olan imanınızı istediğiniz gibi yaşamayı hangi ayete göre söylüyorsunuz? Bahsettiğiniz ALLAH'a iman ile tağuta iman ise bunda tabii ki özgürsünüz. (2/256)
|
Yukarı dön |
|
|
|
|