Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Tekrar selam

Ahzab 50 ,51 ve 52 yi okuyup değerlendirdiğimde sizin daha önce çok eşli evliliği yasaklayan ayetler başlığı altında yapmış olduğunuz kurgunun bu ayetler üzerine yapılmasının daha yerinde ve akla yatkın olacağını düşünüyorum.

Azhap 50 de peygambere çok eşli evliliğe müsahade ediliyor ve deniliyorki bu durum sadece sana mahsus o halde diğer müminler bu şekilde çok eşli evlilik yapamazlar .

ahzab 51 de peygamber eşi olan kadınların çok eşlilik durumuna riayet etmesi

Ve nihayet ahzab 52de bundan sonra kadın üstüne kadın almak veya halihazırda nikahı altında bulunan kadını boşayıp başkasını nikahlamak sana helal değildir.

Azhap 52 ile beraber Peygamberin çok eşli evlilik yapabilmesi durumununda diğer müminlerle aynı hale dönüşmesi sözkonusu.Ancak diğer müminlerin durumundan farklı olarak eşlerinin tamamını boşasa bie başka bir kadınla yeniden nikah yapamıyor.Ahzab 51de Peygambere getirilen çok eşli evlilik yapabilme ayrıcalığı(diğer müminlerden farklı olarak) ve izni yine ahzab 52iyle ayrıcalılıklı (diğer müminlerden farklı olarak) olarak sonlandırılıyor

Bu ayetler inene kadar müminlerin evlilik yapmalarına ilişkin nikahla ilgili ayetlerde müminlerin kimleri nikahlayıp nikahlayamayacağı bildirilmiş.Müminlere çok eşli evlilik izni yok ancak yetimlerin hakkını korumak için bir tanesini veya bir kaçını nikahlayabilirsiniz diye ayrıcalık belirtilmiş.

iki kızkardeşi biraraya getirmeyin emri o halde bu duruma atfen yapılmış olmalı.Yani siz yetimlerin hakkını korumak amaçlı birden fazla yetimi nikahlıyorsanız iki yetim kız kardeşi birada nikahlamayın.Eğer ayette size şunları şunları nikahlamayın diye sayılıp dökülürken birden fazla kadını nikah altına almayın şeklinde bir ifade olsaydı o zaman yetim hakkı koruma amaçlı çok eşli evlilik ayrıcalığı (yada özel durumu diyelim)ile çelişik bir ifade olcaktı.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yukarıdaki Alıntıda guruplandırmış olduğunuz 4 gurup kadındanların tümünün halihazıda Peygamberin eşleri olduğunu belirtmişsiniz. Bu guruplardan yemin edip sahip çıktığı kadınların konumudamı peygamberin karısı konumundadır?

Selam savana.

Bu muhtevada Peygamberin yemin edip sahip çıktığı kadınlar, daha açık bir ifadeyle, onun "and içip eş aldığı kadınlar"dır. Ayetin başındaki sana helal kıldık ifadesi onları da kapsıyor -inna ahlelna leke. Dolayısıyla o kadınlar da Peygamberin "helali"dir yani nikahlı eşleri.

Allah'ın "Sana helal kıldık!"  demesi o özel nikahı geçerli kılar, değil mi; hattâ nikah memurunun "Sizi karı koca ilan ediyorum!" demesinden bile daha geçerli. 

Nikahın dışında yemin edip sahip çıkarak eş edinme mi söz konusu?

Doğru anlıyorsam "nikah"tan kastınız nikah memurunun kıydığı nikah. Ama bakın bir de Allah'ın helal kıldık diyerek kıydığı nikah var.

33:50'de anılan o kadınlar da ma meleket eyman, tıpkı 4:3'te anılıp bakımı üstlenilenler anlamına gelen ma meleket eyman gibi. Yani Arap örfünde and içip muhtaçların bakımını üstlenmek ne kadar makbulsa kadınları and içip eş almak ta o kadar makbul.

Araplara özgü bu örfî yani özel nikah günümüzde de, bir Arap olan Layth'in "free-minds org"da bana söylediğine göre, bazı bölgelerde uygulanıyor. Ama bizim örfümüzde yok. Onun için bize ters geliyor; anlamakta zorlanıyoruz.  

Tıpkı yüzü peçeli ama başı açık çöl mümineleri gibi. Başı örtülü ama memeleri açık Senegal mümineleri gibi.

Azhap 50 de peygambere çok eşli evliliğe müsahade ediliyor ve deniliyorki bu durum sadece sana mahsus o halde diğer müminler bu şekilde çok eşli evlilik yapamazlar.

Hayır. Çok eşlilik 33:52'den önce herkes için geçerli. 33:52'den sonra ise herkes için haram. Bu durum sadece sana mahsus anlamına gelen haliseten leke ise Peygamberle evli o dört gruptan yalnızca biri hakkında:

o mümüne eğer kendisini Peygambere hibe ederse ve Peygamber da nikahına almak isterse yalnızca sana helaldır-vemraeten mümineten in vehebet nefsehé li'n nebiyyi in erâde'n nebiyyi en yestenkihé haliseten leke...

Geriye kalan üç gruptaki kadınlar her mümine helal: akraba kızları ve and içip eş alınanlar dahil müminlerin mehir vermak suretiyle olağan şekilde nikahlandığı kadınlar.

İki kızkardeşin bir arada eş alınmasını yasaklayan 4:23'te ise kızların kardeş olması değil, bir arada eş alınması vurgulanıyor. İkisi bir arada demek çok eş demek. Yasaklanan işte o. Yoksa kızkardeşler birer birer eş alınabilir. Örneğin benim kayın pederim ilk eşi öldükten sonra onun kardeşini almış.   

Karı üstüne karı almak 24:32, 4:20 ve 33:52'de genel olarak yasaklandıktan sonra özel olarak iki kızkardeşin bir arada ayrıca yasaklanması yalnızca bir ayrıntıdır. Tıpkı sarhoşluk 5:90'da genel olarak yasaklandıktan sonra sarhoşken özel olarak namazdan uzak durulmasının ayrıca emredilmesi gibi (4:43).

Sevgi ile, Hasan akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Azhap 50 de peygambere çok eşli evliliğe müsahade ediliyor ve deniliyorki bu durum sadece sana mahsus o halde diğer müminler bu şekilde çok eşli evlilik yapamazlar.

Hayır. Çok eşlilik 33:52'den önce herkes için geçerli. 33:52'den sonra ise herkes için haram. Bu durum sadece sana mahsus anlamına gelen haliseten leke ise Peygamberle evli o dört gruptan yalnızca biri hakkında: (hasan akçay)

selam

Evet doğru yukarıda anlattığınız gibi sadece sana mahsus  bu dört gurup kadından kendini hibe eden kadınları kapsıyor.Bu arada kadının kendini hibe etmesi ne demek onuda anlamış değilim o da ayrı konu.

İki kız kardeşi bir arada almak size haram kılındı anlatımına tekrar değinmişsiniz.Bu görüşünüzü daha doğrusu çok eşli evliliği yasaklayan ayetler olarak ileri sürüdüğünüz tüm ayetleri ve bu ayetlere bakış açınızı çok iyi biliyorum.Siz bu konuda bir pencere açtınız ancak o pencereden baktığımda sizin gördğünüz yasaklamayı göremiyorum. Kurduğunuz mantık ve çıkarımlar benim aklıma ve mantığıma yatmıyor.

Çok eşli evlilik kuranda yoktur diyebiliyorum .

Nedeni şu;

Çok eşli evliliğe  özel izin var.Bu izin yetim kadınların korunması amaçlı nikahlanmasına ilişkin.O ayette ;adaletli olamayacaksanız sadece bir yetimi nikahlayın veya birden fazla.

Bu ayete göre mümin biri yetim kadınların yanına gidip ,seni, seni, seni seçtim nikahlayıp sizin bakımınızı üstleneceğim düşün peşime diyemiyor

çünkü ayette "size yetki veren kadınları nikahlayabilirsiniz " söylemi var.O halde çok eşli evliliğe taraf olacak kadınlardan yetki ve onay şartıda var.

 Bir müminin çok eşli evlilik yapabilmesi mümkün değildir sonucuna varmamda bu ayet etkili oldu.Çünkü diğer nikaha lişkin ayetlerde çok eşli evliliğin bahsi geçmiyor geçmediği gibi bu çeşit evliliğin düzenlenmesine ilişkin açıklamalarda geçmiyor.Bir karısı olan adamın ikinci üçüncü yada dördüncü karısını nikahlarken dinen yükümlülükleri yada diğer karılarından yeni nikah yapacağı kadına ilişkin izinden rızadan vb den bahsedilmiyor.Bahsedilmiyor çünkü Allahın buyurduğu evlilik tek eşli evlilik.

İki kız kardeşi birarada nikahlamanın yasak edilmesinin o ayette bulunma sebebide bence bu durum.Çok eşli evlilik özel duruma bağlı olarak yapıldığından bu özel durum neticesiyle evlilik yapan kimseilerin iki yetim kızkardeşi bir araya getirmemesi için konmuş o anlatım oraya.

Yetimleri nikahlamaya ilişkin bu özel durum kuranda olmasaydı o ayetteki iki kız kardeşi bir arda nikahlamayın anlatımı yerine iki kadını nikahla biraraya getirmeyin şeklinde olurdu.